Amerikalı gazeteci Bob Woodward’ın yayınladığı “Rage-Öfke” adlı kitabı ABD’yi karıştırdı. Ünlü Watergate skandalını da ortaya çıkaran iki gazeteciden biri olan Woodward, ABD Başkanı Donald Trump’ın Covid-19’un korkunç etkisini bildiğini ama “moral bozmamak” bahanesiyle halktan sakladığını yazıyordu. Trump ise Woodward ile uzun süredir mülakatlar yaptığını ve bunu kendisine daha salgının başladığı zamanlarda söylediği halde, haber yapmayıp, satışı artsın diye kitabına sakladığını söylüyordu.
Kitapta Türkiye’yi de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da ilgilendiren bölümler var. Woodward, Trump ile 22 Ocak 2020 tarihinde yaptığı görüşmede dış politika kararlarını nasıl aldığını sorduğunda aldığı yanıtı şöyle yazmış:
• “Bana Suriye’deki savaş üzerine Türk lideri Erdoğan ile çalıştığını söyledi. Trump, “Belki böyle olmaması bekleniyor, çünkü herkes ona ‘Ne korkunç bir adam’ diyor ama ben gayet iyi anlaşıyorum” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan baskıcı bir lider, berbat bir insan hakları karnesi var. “Ama benim işime geliyor. Tuhaf değil mi, [muhataplarım] ne kadar sert ve acımasız ise, onlarla o kadar iyi anlaşıyorum, ilişkilerim böyle.”
Woodward’a göre, Trump şöyle devam etmiş:
• “Ama belki de bu çok da kötü bir şey değildir. Kolay olanlar, belki de benim aramın iyi olmasından o kadar da hoşlanmadıklarımdır.”
Trump geçenlerde bunu başka türlü söylemiş, bazı dünya liderlerinin kendisini arayarak Erdoğan’a yalnız kendisinin sözünün geçeceğini, kendisinin konuşmasını istediklerini söylemişti. Şimdi bir de “korkunç”, (İngilizcesini de söyleyelim, “horrible”) lafı çıktı.
Bu aktardıklarım belki de Cumhurbaşkanı Güvenlik ve Dış Politikalar Danışmanı İbrahim Kalın’ın “Değerli yalnızlık” tezinden “Hepiniz gelin, ben tekim” sonucunu çıkaran hamasî bakışın hoşuna gidecektir. Öyleyse, onları memnun edecek, ama Türk dış politikası açısından sorunlu bir alıntı daha vereyim kitaptan. Woodward, 2017-2019 arası Trump yönetiminin “Milli İstihbarat Direktörü” (Bu CIA değil, istihbarat örgütlerinin çatı kuruluşu) olarak görev yapan Senatör Dan Coats ile de konuşmuş. Şöyle aktarıyor:
• “[Rusya lideri] Putin, Çin lideri Şi ve Türkiye’den Erdoğan gibi kilit liderler Turmp’a yalan söylüyordu. Trump’la ustaca oynuyorlardı. Yollarına kırmızı halılar seriyor, yağ çekiyor, kendi bildiklerini okuyorlardı.”
Coats’ın bu sözlerinde tabii ABD’nin artık 1980’lerde, 90’larda olduğu gibi kimseye her istediğini yaptıramıyor olmasından kaynaklanan bir hayıflanma da var. Öte yandan, söylediklerinin kısmen doğru olduğunu söylemek de mümkün.
Örneğin, Erdoğan, Trump’ın “Aptal olma, kabadayılık yapma” gibi kabul edilemez küstahlıkla ifadeler yazılı mektubuna rağmen, Türkiye’nin ortak üretici olduğu F-35 uçaklarını gasp etmesine rağmen, Rus S-400 füzeleri konusunda geri adım atmadı. Buna karşın Trump, Erdoğan’ın “Ver papazı, al papazı” restine rağmen hâlâ “Brunson’ı bırakmıyorlardı, ekonomilerini çökertecektim, bıraktılar” demeye devam ediyor. 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin arkasında olmakla suçlanan Fethullah Gülen’i ise ABD’de korumayı sürdürüyor. Suriye konusunda ise güvenli şerit anlaşması yapıldı ama PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG hâlâ devasa bir bölgeyi kontrol ediyor ve üstelik Rusya ile flört halinde. Doğu Akdeniz’de ise Trump’ın uzlaştırıcı rolüne Yunan Başbakanı Kiryakos Miçotakis kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan da talip gibi.
Demek ki, Coats’ın dediği ölçüde “bildiğini okuma” durumu yok ne yazık ki.
Türkiye’nin önceki Washington ve Tel Aviv Büyükelçisi Namık Tan, “Yalnızlık diplomasisi” diye esaslı bir yazı yazdı ve beş maddede Türk dış politikasının aksayan yanlarını özetledi. Orada iç politika ihtiyaçlarıyla ve hamasetiyle, Dışişleri Bakanlığı uzmanlığını dışlayarak dış politika yürütmenin sonuçlarını tahlil ediyor. Bu yazıyı okuyanların, ona da göz atmasında yarar var bence.
MHP lideri Bahçeli’nin Öcalan açılımıyla başlayan gelişme ve tartışmaların hem MHP hem de CHP’de oy…
President Tayyip Erdoğan welcomed Donald Trump's return to the US presidency. During Trump's previous tenure,…
Türkiye’yi hedef alan iki vekil gücün liderlerine ilişkin Ekim ayında, ardı ardına önemli gelişmeler yaşandı.…
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Donald Trump’ın yeniden ABD Başkanı seçilmesine memnun oldu. Bir sorun çıktığında doğrudan…
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 13 Kasım’da Ankara Büyükşehir Belediyesine usulsüz harcama soruşturma başlatmasından saatler sonra İstanbul…
Türkiye’de ana siyasi gelişmelerin birçoğunda belirleyici olan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) genel başkanı Devlet Bahçeli;…