Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a Merkez Bankası Başkanı dayanmıyor. Daha 16 ay önce 6 Temmuz 2019’da göreve getirilen Murat Uysal’ı Başkanlık koltuğunda 16 ayını doldurduğu 6 Kasım itibarıyla görevden aldı. Gerekçe daha önce yine kendi tercihiyle göreve getirilen Murat Çetinkaya’nın faizleri yeterince düşürmemesi idi. Uysal’ın yerine Erdoğan’ın elinde kalan, açık konuşalım en ağır ekonomi topu olan Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal atandı. Ağbal, Cumhurbaşkanının Hazine ve Maliye Bakanı damadı Berat Albayrak’ın icraatını dengeleyen isim olarak biliniyordu. Şimdi o da kuzu sırasına girdi.
Kuzu sırası da ne mi demek? Zamanında Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in gazetecilere anlatmayı pek sevdiği bir fıkradan kaynaklanıyor. Sanırım 12 Mart 1971 darbesi sonrasında birbiri ardında kurulan istikrarsız hükümetler döneminde uydurulmuş.
Aslında Uysal 28 Ekim’de Merkez Bankasının enflasyon raporunu açıkladığı basın toplantısındaki sözlerini okuyunca, “Erdoğan görevden alırsa iş kuzu fıkrasına dönecek, o zaman anlatırım” diye geçirmiştim. O zaman bir haftada geldi. Artık fıkrayı paylaşmak farz oldu.
Ülkenin birinde dediğim dedik bir kral varmış.
İşler yolunda gitmemeye, ahali homurdanmaya başlayınca ekibini toplamış:
– Bir çare bulun! Hem hazineye para girsin hem ahalinin yüzü gülsün.
Nazırlarından müşavirlerinden kimsenin ağzını bıçak açmamış, kimse başarısız kalıp koltuktan olmak istemiyormuş. Nihayet hayvanat bahçesinin müdürü tereddütle elini kaldırmış.
– Efendim, benim bir fikrim var. Bizim arkadaşlar bir süredir kurtla kuzuyu aynı kafeste yaşatma projesi üzerinde çalışıyor.
Kral müdüre ters bir bakış atmış:
– Kurtla kuzu mu? Bunun ne alakası var benim söylediğimle.
– Efendim, kuzu ile kurdun bir arada yaşaması görülmüş şey değil. Çok ilgi çeker. Hem ahali böyle bir mucizeyi görmekten mutlu olur, hem bilet fiyatlarına zam yaparız, gelir olur. Hem de iktidarınızda kuzu ile kurdun bir arada yaşayabildiği ortamı sağlamış olduğunuz görülür.
Kral bu fikri sevmiş:
– Hemen başlayın. Zaten başka fikir de çıkmadı kimseden.
– Yalnız efendim, biraz bütçe lazım projeyi hızlandırmamız için.
Kral hazinedara dönmüş, “Verin” demiş.
Kral bir ay sonra hayvanat bahçesi müdürünü aramış:
– Müdür nasıl gidiyor çalışma?
– Çok iyi efendim. Sona yaklaşıyoruz. Yalnız biraz daha bütçe lazım.
Kral’ın yüzü gölgelenmiş, ama artık başlamış proje. “Peki” demiş, “elinizi çabuk tutun ama”.
Aradan bir ay daha geçmiş, Kral yine aramış:
– Müdür nedir vaziyet?
– Bitmek üzere efendim, ama biraz daha harcamamız lazım.
Kralın canı iyice sıkılmış ama projeyi durdursa, şimdiye dek harcanan para da boşa gidecek:
– Peki, ama bu son bak, sonra külahları değişiriz.
Bir ay daha geçmiş, Kral bu defa aramamış, baskın yapmaya karar vermiş. Haber vermeden kıyafet değiştirip hayvanat bahçesine gitmiş.
Bir de bakmış ki, hayvanat bahçesi önünde binlerce kişiden oluşan bir kuyruk var. Birine yaklaşmış:
– Ne kuyruğu bu?
– Kurt ile kuzu aynı kafeste yaşıyor. Kurt kuzuyu yemiyor. Mucize bu. Çocukları alıp geldim.
Kral bakmış herkesin yüzü gülüyor. Kuyruğu takip edip başına gelmiş bakmış ki, gerçekten bir kurt ile bir kuzu aynı kafeste, kendi köşelerinde sakin sakin oturuyor. Müdür de kafesin başında eserine bakıyor. Yanına gitmiş:
– Aferin müdür. Kuzu korkusuzca kurdun yanında yaşıyor, ahalinin yüzü gülüyor, hazineye para gelmeye de başlar yakında. Terfi etmeyi hak ettin.
– Sayenizde kral hazretleri.
– Ama aklıma takılan bir şey var.
– Nedir kral hazretleri?
– Senin masraf da bitmek bilmiyor. Nereye gidiyor bunca para?
“O mu efendim” demiş müdür mahcubiyetle önüne bakarak; “Ara sıra kuzuyu değiştirmek gerekiyor tabii…”
Uysal’ın 28 Ekim’deki toplantıda söylediklerinden ikisi öne çıktı.
• “Türk lirasının oldukça, aşırı değersiz bir noktada olduğunu değerlendirebiliriz. (…) Değersiz TL fiyat istikrarına ilişkin riskler oluşturuyor. Bizim döviz kurlarını hedefleme gibi bir duruşumuz yok.
• “Elimizdeki araçlarla, müdahale yapmaya gayret ediyoruz. (…) Olağanüstü dönemden geçtiğimiz için Merkez Bankası’yla ilgili güven tartışmaları yaşanabiliyor.”
Oysa Uysal’ın bu sözlerinden önce Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak bu “güven” konusunda şunları söylemişti:
• “Farklı siyasi saiklerle bir olup battık, bittik yaygarasıyla algı oluşturmaya çalışanlara inat, ekonomimize güven artıyor.”
Yazının başında söylediğim, Uysal görevden alınırsa kuzu fıkrasını anlatmak lazım dediğim işte bu “güven meselesiydi”.
Çetinkaya, ekonomide Erdoğan ve Albayrak yönetiminin enflasyonun sebebi olarak gösterdiği faizi istendiği kadar düşürmediği için gitmiş, yerine Uysal atanmıştı. Uysal görevi devraldığında 21,25 olan Merkez Bankası gecelik borçlanma faizi, bugün 11.75. Enflasyon oranı Uysal’ın faizleri düşürmesini takip eden iki ayda yüzde 15,01’den 8,55’e düşmüş ama -o arada TÜİK yönetimin ve enflasyon hesaplama yönteminin değiştirilmesine rağmen şu anda resmi rakamlarla 11,89’a çıkmış durumda. Dolar kurunu suni olarak düşük tutmak için devlet kaynaklarından harcanan milyarlarca dolara rağmen, Uysal’ın görevi devraldığı gün 1 ABD doları 5,7 lirayken, bugün 8,5 lira.
Kurt hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı işsizlikse eğer, kurt yerinde. Kurt yerinde ama kuzu değişiyor.
MHP lideri Bahçeli’nin Öcalan açılımıyla başlayan gelişme ve tartışmaların hem MHP hem de CHP’de oy…
President Tayyip Erdoğan welcomed Donald Trump's return to the US presidency. During Trump's previous tenure,…
Türkiye’yi hedef alan iki vekil gücün liderlerine ilişkin Ekim ayında, ardı ardına önemli gelişmeler yaşandı.…
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Donald Trump’ın yeniden ABD Başkanı seçilmesine memnun oldu. Bir sorun çıktığında doğrudan…
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 13 Kasım’da Ankara Büyükşehir Belediyesine usulsüz harcama soruşturma başlatmasından saatler sonra İstanbul…
Türkiye’de ana siyasi gelişmelerin birçoğunda belirleyici olan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) genel başkanı Devlet Bahçeli;…