Hayat

Dünyada yıldızı yükselen iki genç bilim kadını daha

Prof. Dr. Filiz Garip (solda) ve Prof. Dr . Hatice Altuğ bilim ödülleriyle görülüyor. (Foto: Koç Üniversitesi)

Geçen yıl yapılamayan Rahmi Koç Bilim Madalyası ödül töreni, 2020 Bilim Madalyası töreniyle birlikte 17 Aralık’ta kovit salgını nedeniyle dijital ortamda yapıldı. Koç Üniversitesi Rektörü Umran İnan 2019 yılı bilim ödülünün Cornell Üniversitesinden Prof. Dr. Filiz Garip, 2020 ödülünün ise Lozan Üniversitesinden Prof. Dr. Hatice Altuğ’a verildiğini ilan etti. Koç Bilim Ödülünün dünyada yıldızı yükselen iki Türk bilim kadınına verilmiş olması önemli.

Göç sorunlarını araştıran bir göçmen

Filiz Garip, ABD’deki Cornell üniversitesinde sosyoloji dersleri veriyor. Bilim dünyasında özellikle göç ve göçmen araştırmalarıyla tanınıyor. İşin ilginç yanı, kendisinin de göçmen bir aileden olması. Garip’in ailesi, doğduğu 1978 yılında Bulgaristan’ın Kırcali şehrinden Türkiye’ye göçmüş. Yani göçmenliğin ne olduğunu yaşayarak biliyor. Ankara ve İstanbul’da ilk ve orta eğitimi sonrası Boğaziçi Üniversitesinde Endüstri Mühendisliği okumuş. Sonra alan değiştirerek önce ekonomi, sonra sosyolojiye geçiş yapmış. İleri teknoloji kullanarak göç dalgalarının toplumsal yapıya ve ekonomiye etkilerini modelliyor. Meksika’dan ABD’ye göç üzerine yazdığı bir kitap dört uluslararası ödül almış. Türkiye’deki Suriyeli göçmenler üzerine başlattığı bir çalışma koronavirüs Covid-19 pandemisi nedeniyle şu anda sekteye uğramış durumda.

Filiz Garip, Tayland’da göç araştırmaları sırasında görülüyor.

Fizikle tıbbı buluşturan Bilkentli

Hatice Altuğ İsviçre’de Lozan Politeknik Üniversitesinde fotonik ve biyomühendislik dersleri veriyor. Burdur’da doğmuş, liseyi Antalya’da bitirdikten sonra Bilkent’te fizik okumuş. Standord ve Boston üniversitelerinde burslu olarak optik ve nanoteknoloji çalışmış. 2011 yılında Popular Science dergisi tarafından Yılın En Başarılı 10 Genç Bilim İnsanından biri seçilmiş. Işık ve nano teknolojiyi birleştirerek geliştirdiği yeni nesil sağlık araçları ile çok ciddi hastalıkların erken teşhisi için yaptığı çalışmaları öncü sayılıyor. Laboratuvarda geliştirdikleri portatif bir cihaz, sepsis ve benzeri ölümcül hastalıkların hızlı teşhisinde kullanılmaya başlamış. Şimdi de kovit teşhisinde kullanılması için çalışmalar sürdürülüyor.

Hatice Altuğ’un kovit gibi ölümcül hastalıkların ucuz ve hızlı teşhisi üzerinde çalışıyor.

Dışarıda başarınca övünüyoruz ama

Daha geçenlerde Almanya’da kovit aşısı geliştirmesine katkıda bulunan Uğur Şahin ve Özlem Türeci ile övündük. Geçenlerde Financial Times gazetesi onları 2020’nin en etkili insanları insanları ilan etti. Burada yeterli imkân bulamadıkları için göçen beyinlerimizin “Türk” olduğunu ancak dışarıya gidip başarı elde ettiğinde hatırlıyor ve övünüyor yöneticilerimiz.

Uğur Şahin ve Özlem Türeci, geliştirdikleri aşı üzerine BM Genel Kurul delegelerine bilgi verirken görülüyor.

Benzeri bir durumu giyilebilir kalp pili icat eden ve şimdilerde kadınlarda göğüs kanserini teşhis edebilen sutyen üzerinde çalışan ABD’deki MIT laboratuvarından Prof. Dr. Canan Dağdeviren özelinde görmedik mi? Yine Boston’da Harvard Üniversitesi Genetik Hastalıklar Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil ve MIT İktisat Bölümünde yoksulluk-refah-demokrasi çalışmalarıyla da dünyada en çok atıfta bulunulan 10 iktisatçı arasında sayılan Prof. Dr. Daron Acemoğlu özelinde görmüyor muyuz? Üçüyle de tanışma şansı bulduğum için çok rahat söyleyebilirim. Üçü de Türkiye’de olsalar bırakın bu başarıları elde etmeyi, inandıkları doğruları söyleme alışkanlıkları nedeniyle muhtemelen KHK’larla üniversiteden uzaklaştırılmış, belki de hapse girmiş olabilirlerdi.

Canan Dağdeviren giyilebilir ve tükenmeyen kalp pili cat etti, görüş kanserini erken teşhis edecek sutyen üzerinde çalışıyor.

İlk defa bir bilim dalında Nobel alan Türk olarak övündüğümüz Prod. Dr. Aziz Sancar, Türkiye’de kalsaydı kim bilir hangi üniversitede bürokratik çarklar arasında projelerine ödenek bulmak için çırpınıyor olacaktı. Yalan mı?

Ağlanacak halimizle böbürlenmek

Türkiye’de ideolojik, siyasi ve kültürel çarklar arasında öğütülüp kaybolan nice Uğur, Özlem, Filiz, Hatice, Canan, Gökhan, Daron var.
Meselenin özünde fikir ve ifade özgürlüğü vardır. Fikir ve tezlerin özgürce ifade edilemediği ortamlarda bilimsel ve teknolojik gelişme tesadüflere ve şansı yaver giden şahsi gayretlere bağlıdır. Ağlanacak halimizle böbürlenmek ise bize özgü bir çarpıklık.
Rahmi Koç 2019 ve 2020 Bilim Madalyalarının iki genç bilim kadınına verilmiş olması sadece kadınların toplumda daha önde, etkili ve görünür olması açısından önemliyle değil, aynı zamanda bilim çalışmalarındaki bu gerçeği yüzümüze vurduğu için de önemlidir. Ödülü alanları da takdir edip verenleri de kutlamak gerekiyor.

Murat Yetkin

Gazeteci-Yazar

Recent Posts

Üç Türkiye: İstanbul, Diyarbakır, Antalya ve “Bugün dünden umutlu olmak”

Bugün 11 Nisan Cuma. Bugün üç Türkiye’ye uyandık. İstanbul’da Ekrem İmamoğlu yargılanıyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı…

12 saat ago

ABD-Çin gerilimi ve Türkiye’nin zor tercihi

ABD ile Çin arasındaki artan jeopolitik ve ekonomik gerilim, Soğuk Savaş sonrası kurulan Atlantik merkezli…

20 saat ago

Pohpohlamaktan tehdide Trump’ın iş bitirme yöntemi

ABD Başkanı Donald Trump’ın Beyaz Saray’da görüştüğü konuklarıyla düzenlediği basın toplantılarını izlemek çok eğlenceli oluyor.…

20 saat ago

Erdoğan DEM Partiyle görüştü. Ankara yirmi güne PKK’dan adım bekliyor

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan PKK’nın silahsızlandırılması planı çerçevesinde ilk kez bugün (10 Nisan) İmralı’da PKK’nın kurucu…

1 gün ago

İki gazeteci, savcıyla ifade randevusundan önce gözaltına alındı

Gazeteciler Timur Soykan ve Murat Ağırel bu sabah (10 Nisan) erken saatte İstanbul polisi tarafından…

2 gün ago

Türk kardeşler Türkiye’nin Kıbrıs politikasına acı bir darbe vurdu

İyi diplomasi sessizce yapılır derler. Ama bu kadarına da pes! Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan… Üçü…

2 gün ago