İhtimal, Uygur Türkleri şu sıralar Burak Yılmaz’a duacıdır. O da olmasa Türkiye’de zor gündem olacaklardı. Tabii Burak Yılmaz, Mesut Özil’le ilgili yorumunun Uygur Türklerinin Twitter’da TT olmasına yol açacağını bilemezdi.
Çin konusunda zaten ağzı yanmış olan Burak Yılmaz, böyle bir sonuçla karşılaşmayı ihtimal arzu da etmezdi.
Geçtiğimiz hafta “Futbol hiçbir zaman sadece futbol değildir” lafını haklı çıkartacak gelişmelere tanık olduk.
Bir hafta önce pazar gecesi, son 7 yıldır Arsenal’de top koşturan Mesut Özil, Fenerbahçe’yle sözleşme imzalamak için İstanbul’a geldi. Türk basınının büyük bir bölümü, hafta boyunca Almanya’da doğan ve kariyerini Alman takımlarında parlatan, Real Madrid’de yıldızlaşan Mesut Özil’le ilgili pek çok bilgi paylaştılar. Ama ağırlıklı olarak futbol başarılarına ve tabii servetini, araba koleksiyonundan Gazze’ye yaptığı insani yardımlara kadar nasıl kullandığına odaklandılar.
Türk Milli Takımı yerine Alman milli takımını tercih etmesi, elbet futbolseverlerin hatırında idi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la 2018’de Londra’da buluşmasından paylaştığı fotoğrafın, göçmen karşıtlığının artık ana akım haline geldiği Almanya’da yarattığı tepki ise Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun sitemiyle gündeme geldi.
Özil’in İstanbul’a varışından bir gün sonra, pazartesi günü Alman Dışişleri Bakanını ağırlayan Çavuşoğlu basın toplantısında Mesut Özil konusunda şakalaşırken, Heiko Maas’a “Umarım yine Mesut’un Cumhurbaşkanımızla görüşmesine itiraz etmezsiniz” diye takıldı.
Ancak Özil’in Almanya’da yarattığı tartışma deyim yerindeyse biraz deplase olmuş durumda. 2018’de Erdoğan’la buluşmasının ardından, son yıllarda performans düşüklüğü de yaşayan Özil, Alman Milli Takımı’nı “Kazanınca Alman, kaybedince göçmen oluyorum” diyerek bırakıp Almanya sayfasını kapatmıştı.
Mesut Özil futbol dışı duruşuyla ilgili asıl son bombayı bir yıl sonra Aralık 2019’da Çin’in Uygur Türklerine uyguladığı baskıyı kınayan bir tweet atarak patlattı.
Önce Türk, sonra Alman taraftarları kızdıran Özil bu sefer de Çinli taraftarlarını karşısına almıştı. Ama bu sefer sadece taraftarlarını değil, eleştiriye en ufak tahammülü olmayan Çin devletini de kızdırmıştı. Çin karşı atağa geçince ne Premier League ne de takımı Özil’in arkasında durdu. Ancak aynı Premier League ve Arsenal takımı, birkaç ay sonra patlak veren “Siyah Hayatlar Değerlidir – Black Lives Matter” hareketine destek vererek çifte standardın da alasını göstermekten geri durmadı.
Ne de olsa bir tarafta eleştirmesi kolay ABD demokrasisi, diğer yanda eleştiriye tahammülü olmayan Çin Komünist Parti devleti. Aslında benzer bir çifte standart Türkiye için de geçerli.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun karşısında Alman bakan değil de Çinli bakan olsa, benzer bir sitemde bulunur muydu acaba? Çinli bakan belki de toplantı sonrasında kapalı kapılar ardında “Size aşı maşı yok” derdi, kim bilir!
Ama Türkiye’nin Uygur Türkleri ile ilgili sessizliği pandemi öncesine gidiyor. Erdoğan’ın başbakanlık yatığı 2009’da Uygur Türklerine yapılan mezalimi “soykırım” olarak nitelemesinin üzerinden çok sular aktı. Batı’yla ilişkilerde yaşanan tıkanıklığa alternatif olarak Türkiye Çin’le yakınlaşma derdinde. Küçük ortak MHP’nin hassasiyetine rağmen Uygur Türkleri konusunda açıktan bir tavır alınmıyor. Yine de Türkiye’deki Uygurları etkileyebilecek olan suçluların iadesi anlaşmasını iktidar hala Meclis’ten geçirmiş değil.
Geçen hafta, Trump’ın Dışişleri Bakanı Mike Pompeo giderayak Çin’in Uygur Türklerine soykırım uyguladığını söyledi. 24 saat sonra görevi devralan yeni Dışişleri Bakanı Antony Blinken da bu tanımlamaya katıldığını belirtti.
Ancak bu bile Uygur Türklerinin Türkiye’de gündem olmasını sağlamadı. Ta ki Fransa’nın Lille takımında oynayan Burak Yılmaz’ın Mesut Özil’le ilgili açıklamasına kadar. Burak Yılmaz’ın Fenerbahçe’nin yeni transferiyle ilgili bir soruya “Mesut Özil’e başarılar dilerim. Açıkçası benimle A Milli Takım’da savaşmış, mücadele etmiş ve forma giymiş arkadaşlarımla ilgili yorum yapmak isterim” demesi kıyametleri kopardı.
İşte o zaman Çin konusu alevlendi. Özil’in Çin konusunda duruşunu övenler, 2 yıl Çin’de oynayan Burak Yılmaz’ın tam da pandeminin ilk aylarında, 2020 Nisan’da yaptığı açıklamayı hatırlatma gereği duydular.
“Ben Çin’den daha çok hastalık geleceğini düşüyorum orada yaşamış biri olarak. Bir gün merak ettim pazarlarına gittim. Ne yediklerinin ne içtiklerinin sınırı yok” diyen Burak Yılmaz Çin’den gelen tepki üzerine özür dilemek zorunda kalmıştı.
Özil–Yılmaz polemiği sayesinde geçtiğimiz cumartesi Tweeter’da TT olan Uygur Türkleri ise “Hatice’ye değil, neticeye bak” dediler herhalde.
MHP ile DEM Parti düşman çatlatmaya devam ediyor. Kötü anlamda söylemiyorum. Kürt işleri özellikle Suriye’de…
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in yeni yönetim döneminde Türkiye'ye ilk ziyareti Suriye'de Esad…
Donald Trump’ın “Türkiye Suriye’ye çöktü” ifadesini Türk medyasındaki haberlerin pek çoğunda bulmanız mümkün değil. Trump’ın…
Asgari ücret yine gündemimizde. Bu kez temel tartışma konusu asgari ücret ve enflasyon ilişkisi. Asgari…
Suriye’de gelişmeler baş döndürücü bir hız kazandı. Beşar Esad’ın 7 Aralık akşamı Moskova’ya kaçmasından yalnızca…
CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendi dönemindeki Suriye politikası nedeniyle yeniden gündemde. Cumhurbaşkanı Tayyip…