Merkez Bankası başkanının değiştirilmesiyle başlayan ekonomik çalkantı, “döviz krizi” uyarılarıyla devam ederken, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı almasının yankıları da sürüyor.
Bugün partisinin meclisteki grubuna konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Sözleşmesi’nden neden çekilme kararını sorguladı.
Kılıçdaroğlu, “Bir hakkı kadınların elinden almak zorbalıktır. Bu devlette zorbalığa asla izin vermeyeceğiz. Bütün kadın kardeşlerime sesleniyorum. Mağdur olan sizsiniz. Sizin haklarınız sizin ellerinizden alınmak isteniyor. Adım gibi biliyorum, o zorbayı oradan indireceksiniz. Kimse kadınların önünde takoz olmayacak” diye konuştu.
CHP genel başkanı, “Kinle öfkeyle devleti yönetiyorsan onu biliyoruz. Siyaseti cep doldurma aracı olarak gördüğünü de biliyoruz. İşi olanı işinden ettiğini de biliyoruz. Biz bunları çok iyi biliyoruz ama 42 milyon kadına ihanet edeni de artık öğreniyor ve biliyoruz” dedi.
Kılıçdaroğlu, HDP hakkındaki kapatma davası ve Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesine de tepkisini sürdürdü.
CHP lideri, “Bir bakıyorsunuz, bir milletvekili attığı bir tweet dolayısıyla dokunulmazlığı kaldırılıyor. Yıldırım hızıyla milletvekilliği düşürülüyor. Hangi adalet bu! Yukarıdakiler yani saraydakiler Müslümanlığı kimseye bırakmıyorlar. Onların dışında bu memlekette hiç Müslüman yok. Bu haksızlığı nasıl sineye çekiyorsunuz siz? Bu haksızlığı öfkeyle nasıl besliyorsunuz siz? Hemen yıldırım hızı ve talimatla bir partinin kapatılması için Savcılığa bunu kapatın diyorlar. Demokrasilerde parti kapatmak doğru değildir. Milletten bir parti destek almazsa tarihin çöp sepetine gider. Hem demokrasi hem milli irade diyeceksiniz sonra kalkıp adalete aykırı pek çok uygulamanın altına imza atacaksınız! Bunlar doğru değil” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar da haftalık meclis grubu konuşmasında “Her türlü baskı, sindirme ve tehdit politikaları karşısında halkımız asla boyun eğmeyeceğini bütün dünyaya açık bir şekilde gösterdi. Halkımızın iradesi bize emanettir, bu iradeyi koruyacağız” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç, İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin genel görüşme açılması için önerge hazırladı.
Muhalefetin tepkilerine yanıt ise İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan geldi. Soylu, “Haksız bir ithamla karşı karşıya kaldık. Biz egemen bir devletiz. İstediğimiz uluslararası sözleşmenin altına imza atarız, istediğimizden çıkarız” diye konuşrken, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, partisinin üzerinde çalıştığı yeni bir metnin yakında kamuoyuyla paylaşılacağını açıkladı.
Ünal, İstanbul Sözleşmesi’nin “üçüncü cinsiyet, kimlik dayatmanın aparatı haline geldiğini” de savundu.
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise “İktidar istediğini söylesin, biz biliyoruz ki İstanbul Sözleşmesi yaşatır. Ya kadınları korumayı seçeceksiniz, ya da kadın katillerine cesaret vereceksiniz” diye konuştu.
Akşener, Bunca yıldır, bu sözleşmeyi iç siyasete malzeme yapıp, kadınlardan, çocuklarımızdan, aile yapımızdan dem vurup, siyasi rant kovalayan Sayın Erdoğan’ın, bugün çıkıp, aynı sözleşmeyi feshetmeye kalkması sizce de garip değil mi? Elbette garip, ama şaşırtıcı değil. Neden mi? Çünkü, arkadaşlar zorda. Çünkü, oylar eriyor. O nedenle Sayın Erdoğan, panik içerisinde, ‘kimin gözüne nasıl girerim, kimden nasıl siyaset devşiririm?’ diye çırpınıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündeminde ise yarın yapılacak AKP Kongresi var. Erdoğan’ın seçim ortağı MHP’ye HDP konusunda bir armağan vererek gittiği kongrede partisinin 2023 hedefleri doğrultusunda bir “manifesto ve yol haritası” açıklaması bekleniyor.
Bu CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında 4 suçtan verilen hapis cezasının onanmasını isteyen Yargıtay Başsavcılığı, 8 yıl 2 ay 20 gün hapis cezası talep etti.
Sözcü’den Sevgim Begüm Yavuz’un haberine göre, Kaftancıoğlu’nun sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “silahlı terör örgütü propagandası yapmak” suçundan 1 yıl 6 ay, “kamu görevlisine alenen hakaret etme” suçundan 1 yıl 6 ay 20 gün, “Cumhurbaşkanına alenen hakaret etme” suçundan 2 yıl 4 ay, “Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılamak” suçundan 1 yıl 8 ay, “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek” suçundan ise 2 yıl 8 ay olmak üzere toplamda 9 yıl 8 ay 20 gün hapis cezasına çarptırılmıştı. Üst mahkemeler hapis kararlarını onaylamıştı.
Şam Ravda Meydanı, 15 Aralık 2024, Türkiye’nin Şam Büyükelçiline 12 yıl aradan sonra, ay yıldızlı…
Mehmet Öğütçü ve Rainer Geiger Ortadoğu, yıllardır süregelen siyasi istikrarsızlık ve ekonomik çalkantıların izlerini taşıyan…
Yeni yıla girmemize sayılı gün kala, Milli Eğitim Bakanlığı sayesinde çocuklarımızı ve gençlerimizi maazallah kazara…
ABD ordusu bir kez daha Donald Trump’a Suriye resti çekiyor. Başkanlık görevini 20 Ocak’ta devralacak…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD'nin Gazprombank için uyguladığı yaptırımlardan Türkiye'yi muaf tutacağını…
Milli Savunma Bakanlığı (MSB) ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller'ın Suriye'de Türkiye destekli Suriye Milli…