ABD Dışişleri Bakanlığı 1 Temmuz’da yayınladığı “İnsan Kaçakçılığı” raporunda Türkiye’yi “çocuk asker” devşirme ve kullanımına destek veren ülkeler arasında saydı. Buna iddiaya göre (bu listeye alınan ilk NATO üyesi olan) Türkiye’nin Suriye’de rejim karşıtı Suriye Milli Ordusu (SMO) içinde yer alan Sultan Murad Tümenine “somut desteği” vardı ve Sultan Murad Tümeni de ABD listelerinde çocukları askere alıp savaşa süren örgütler arasında yer alıyordu. Aynı raporda ABD’nin IŞİD’e karşı mücadelede iş birliği yaptığı PKK’nın Suriye kolu YPG ve kadın militanlardan oluşan YPJ’nin de, önceki raporlardaki uyarılara rağmen (12 yaşa dek inen yaşlarda) oğlan ve kız çocuk asker devşirip savaşa sürmeye devam etmekle suçlanıyor.
Dışişleri Bakanlığı 2 Temmuz’da yaptığı yazılı açıklamayla ABD Dışişleri iddiasını kesin bir dille reddetti. ABD’nin destek verdiği PKK/YPG’nin çocuk asker sicilinin Birleşmiş Milletler raporlarına da yansıdığını vurgulayarak bu iftiranın çifte standart ve iki yüzlülüğün en çarpıcı örneği olduğunu söyledi.
Dışişleri Bakanlığının açıklamasında ABD Dışişlerinin bu ithamlarının “güvenirliliği şüpheli, bir takım STK raporlarındaki iddialara” ve “asılsız varsayımlara dayanarak” Türkiye’nin insan kaçakçılığıyla mücadele çabalarının gölgelenmeye çalışıldığı söyleniyor. Bu bağlantıdan okunabilir.
Hangi Sivil Toplum Kuruluşu yazmış bu raporları acaba?
Geriye dönüp baktığımızda karşımıza AK Parti hükümeti çizgisindeki Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfının (SETA) 2020’de yayınladığı “Suriye milli Ordusu” çalışması çıkıyor. Yazan, Ömer Özkızılcık, SETA’nın Güvenlik Araştırmaları uzmanlarından. Aynı zamanda SETA’nın “Suriye Gündemi” yayınının da “baş editörü”.
Özkızılcık, ya da SETA’nın Türkçe sayfalarında da yer aldığı soyadıyla Özkizilcik, bu çalışmayı sadece sadece Gaziantep, Kiliz ve Şanlıurfa’daki Suriyeliler arasında yapmakla kalmamış. Çalışma 22 Kasım-3 Aralık 2019, 11-18 Aralık 2020 ve 12-16 Şubat 2020 tarihlerinde Suriye topraklarında Tel Abyad, Suluk, Azez, Çobanbey, Afrin, Cinderes ve Şeyh Hadid yerleşim birimlerindeki 1551 “SMO savaşçısı” ile birebir görüşerek düzenlenen anket sonuçlarına dayanıyor. Yani Kızılcık ve ekibi, Türkiye’nin -ağırlıkla- Zeytin Dalı Harekatı savaş bölgesine özel izinle gitmiş, savaşçılarla görüşmelerine izin verilmiş, görüşüp ayrıntılı bir rapor hazırlamışlar.
Neden böyle bir rapora ihtiyaç duyulduğunu SETA Genel Koordinatörü, aynı zamanda Sabah gazetesi yazarı, NTV programcısı ve Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu üyesi Prof. Dr. Burhanettin Duran bakın nasıl açıklamış:
• “SMO, Türk askeri ile beraber hareket ederken Türkiye kamuoyunun SMO hakkındaki bilgileri kısıtlı kalmış ve somut nesnel veriler günümüze kadar ortaya konmamıştır. Elinizdeki rapor literatürdeki bu eksikliği doldurmaktadır. Bu raporda ilk defa SMO’nun kimlerden oluştuğu, askerlerin ne düşündükleri, neden bu orduya katıldıkları, siyasal süreç hakkında neler düşündükleri, yabancı devletlerin Suriye’deki varlığı hakkındaki görüşleri ve olası bir siyasi çözümde ne olmak istedikleri hakkındaki veriler kamuoyu ile paylaşılmaktadır.
• “Ömer Özkizilcik tarafından kaleme alınan bu rapor söz konusu olgunun aka demik ve düşünsel boyutunda yapılması gereken tartışmalara yönelik önemli bir katkı niteliğindedir. Zira raporun yazarı Türkiye’nin Suriye’deki yerel müttefiki olan SMO hakkında verilere dayanan bilgiler sunmakta ve Türkiye kamuoyunda SMO’yu ve askerlerini tanıtmaktadır. Her ne kadar SMO hakkında Türkçe literatürde farklı çalışmalar bulunsa da bu rapor somut rakamlar ve veriler sağlaması açısından kendi alanında bir ilktir.”
Yani SETA yöneticisi Duran demiş ki, “Türk askeri ile beraber hareket eden” SMO’nun kimlerden oluştuğunu tanıyalım. Aslında kapsamlı bir saha istihbaratı çalışması olmuş ve bu da Türkçe ve İngilizce olarak ilgilenen herkesin hizmetine sunulmuş.
Ancak Prof. Dr. Duran tarafından “kendi alanında bir ilk” ve “akademik ve düşünsel boyutlara önemli bir katkı” olarak nitelenen “Özkizilcik” raporu, yayınından kısa bir süre sonra yayından kaldırılmış, SETA internet sitesinden silinmiş. Bu da zamanında haber olmuş; Cumhuriyet Gazetesinde 21 Kasım 2020’de Hüseyin Hayatsever imzasıyla yayınlanan “SETA, çocuk silahlı milislere yer verdiği raporunu yayından kaldırdı” başlıklı haber bunu anlatıyor.
Çünkü Ömer Özkızılcık, raporunda “savaşçıların” yaş bilgileri de yer alıyor. Örneğin SETA saha çalışmasına göre SMO’nun yüzde 10’undan fazlası, 18-20 yaşındaymış. Buna karşın 1 yıldan az süre önce katılanların oranı binde 88; 1 ila iki yıl arasında katılanların oranı yüzde 1,15; 2-3 yıl önce kayılanların oranı yüzde 1,63; üç yıldan fazladır savaşanların oranı yüzde 4,27 imiş. Özetle SETA, 18-20 yaş arasını yüzde 10,34 bulmuş ama bunların çoğunun 18 yaşın altında silah altına alındığını da Prof. Dr. Duran’ın vurguladığı üzere “verilere dayanarak” ortaya koymuş. Şunu da ekleyelim, SETA raporu ayrıca “Türkmen savaşçıların” yaş ortalamasının SMO içindeki Arap, Kürt ve Çerkez “savaşçılardan” daha düşük olduğunu da yazmış.
Yani ABD Dışişlerinin “İstihbarat ve Araştırma” Dairesi ile insan hakları birimlerine sadece SETA’nın sağladığı açık istihbaratı elden geçirip toplama çıkarma yapmak kalmış.
ABD Raporuyla ilgili haberleri okurken aklıma ne geldi biliyor musunuz? SETA’nın 2019 yılında, medyada AK Parti dönüşümü nedeniyle işsiz kalan gazeteci meslektaşların uluslararası basın kuruluşlarında iş bulabilmeleri nedeniyle dış çıkarların “uzantısı” olmakla suçlandığı medya raporu geldi. Ve bir de SETA’da geçenlerde yaşanan ekip-içi çatışma ve tasfiyeler. Bir de SETA’nın daha önceki yöneticilerinden, Cumhurbaşkanı Güvenlik ve Dış Politikalar Baş Danışmanı İbrahim Kalın ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun acaba bu konuda neler düşünüyorlar? Doğrusu merak ediyorum.
Özetle, ABD’nin Türkiye’ye Ankara’yı öfkelendiren “çocuk asker” suçlaması altından AK Parti çizgisindeki düşünce kuruluşu SETA’nın çıkma ihtimali bulunuyor.
Malum SETA’nın ana sponsorları arasında, yönetiminde Serhat Albayrak’ın bulunduğu Sabah-aTV grubunu da barındıran Turkuvaz Medya bulunuyor. Pelikan Grubunun da ana sponsorlarından bu grup. Turkuvaz Grubunun sahibi ise aynı zamanda Kalyon İnşaatın da sahiplerinden olan Orhan Cemal Kalyoncu. Acaba onlar ne düşünüyor?
Dışişleri Bakanlığı ABD’nin “çocuk asker” suçlamasına tepkisinde “güvenirliliği şüpheli, bir takım STK raporlarındaki iddialar” ve “asılsız varsayımlar” derken SETA’nın önce yayınlanıp sonra kaldırılan bu raporundan mı söz ediyordu? Cevap alır almaz yazacağım, söz.
MHP ile DEM Parti düşman çatlatmaya devam ediyor. Kötü anlamda söylemiyorum. Kürt işleri özellikle Suriye’de…
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in yeni yönetim döneminde Türkiye'ye ilk ziyareti Suriye'de Esad…
Donald Trump’ın “Türkiye Suriye’ye çöktü” ifadesini Türk medyasındaki haberlerin pek çoğunda bulmanız mümkün değil. Trump’ın…
Asgari ücret yine gündemimizde. Bu kez temel tartışma konusu asgari ücret ve enflasyon ilişkisi. Asgari…
Suriye’de gelişmeler baş döndürücü bir hız kazandı. Beşar Esad’ın 7 Aralık akşamı Moskova’ya kaçmasından yalnızca…
CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendi dönemindeki Suriye politikası nedeniyle yeniden gündemde. Cumhurbaşkanı Tayyip…