Hükümetlerarası iklim değişimi paneli (IPCC) raporu dün yayınlandı. Dünyanın dört bir yanından yüzlerce iklim bilimcisinin Birleşmiş Milletler öncülüğünde hazırladığı bu rapor, küresel ısınmanın şüphe götürmez bir şekilde gerçeğimiz olduğunu ortaya koyuyordu. Küresel ısınmanın en önemli nedeni ise insandı.
Dünya muhtemelen 125 bin yıl önceki son buzul döneminin başlangıcından bu yana deneyimlediği en sıcak dönem içinde. Sanayi Devrimi başladığından bu yana dünyadaki sıcaklık artışı 1.1 santigrat derece düzeyinde olmuş. Son zamanlarda yaşanan korkunç sıcak dalgaları, orman yangınlarını körükleyen kuraklıklar ve selleri tetikleyen fırtınalar, küresel ısınmanın bir belirteci değil, doğrudan bu sorunun neden olduğu olaylar olarak kayıtlara geçmiş durumda.
İklim dünyanın tarihi boyunca her zaman değişti. Ancak, günümüzdeki değişim sera gazlarının neden olduğu bir ısınma şeklinde; yani, sürekli sıcaklıkların arttığı bir dünya. Sera gazlarına ilişkin emisyonları düşürmezsek de dünya hızla ısınmaya devam edecek. Buradaki hız çok önemli. Eğer ülkeler karbon ayak izlerini küçültürlerse, ısınmanın onda birlik basamağından başlayarak sıcaklıkların düşmesini sağlayacaklar. Bu durum da önümüzdeki birkaç on yıldaki zararı azaltmakla kalmayacak, aynı zamanda yüzyıllar ve hatta binlerce yıl boyunca yankı uyandıracak bir adım olarak algılanacak.
Bu yazdıklarım hükümetlerarası iklim değişimi panel raporunun sonuçlarının çok kısa bir özeti. Rapor, bugüne kadar yayınlanmış en kapsamlı ve kesin sonuçları içeren rapor niteliğinde. Bu raporla, IPCC, insanlığın iklim değişikliğinden “kesinlikle” sorumlu olduğunu ilan etti. Geçmiş raporlarda bu açıklama daha temkinli ve şüpheci bir şekilde yapılmıştı. Raporu yazan grubun başkan yardımcısı ve Kanada hükümeti içinde kıdemli bir araştırmacı olan Gregory Flato, “şimdi bu bir gerçeğin ifadesidir” dedi. Yani, insanlık bugünlerde yaşadığımız doğal afetlerin sorumlusu konumunda.
Isınmayı durdurabilmek için hala çareler var. En önemli yol da sera gaz emisyonlarının dünyanın her ülkesinde düşürülmesinden geçiyor. Eğer bu başarılırsa, ısınma yakın gelecekte 1.5 santigrat derece ile sınırlı kalabilir.
Yaklaşık 4000 sayfalık IPCC raporu iklim biliminde son sekiz yılda kaydedilen ilerlemeleri sentezliyor. Rapor, yaklaşık 14.000 araştırmaya atıfta bulunuyor. Tüm bu çalışmalara bakıldığında işin özü iklim biliminin bugün yalpaladığını gösteriyor. Bilim insanları bir zamanlar uzak gelecekte meydana gelebilecek felaketler konusunda uyardıkları yerde duruyorlar ve şimdi ne olduğunu, neyin kurtarılması için çok geç olduğunu anlamaya çalışıyorlar.
Raporun genel çerçevesi aşağıdaki maddelerin altını çiziyor:
1. İklim değişikliği artık modern yaşamın bir gerçeği ve daha da kötüleşecek.
Ülkemizde yaşadığımız seller, kuraklık, Akdeniz Havzasında, Sibirya ve Kuzey Amerika’da yaşanan orman yangınları tamamen iklim değişiminin gerçek olduğunu gösteriyor. Artık, küresel ısınmaya bağlı iklim değişimini görmezden gelemeyeceğimiz noktadayız. Rapor, havanın tarih yazdığı ekstremlerin nedeninin iklim değişimi olduğunu ilk kez vurguluyor.
2. Deniz seviyesinin yükselmesi, geçmişte düşünülenden daha kötü olacak, yükselme hızlı ve yıkıcı bir şekilde gerçekleşebilir.
Geçtiğimiz on yıl içinde, iklim bilimciler deniz seviyesinin yükselmesi hakkında karamsar görüşlere ulaştılar. Bu görüşlerin tamamı bu rapora yansıdı. Çoğu araştırmacı yakın gelecekte okyanusların tahmin edilenden yaklaşık 15 cm daha fazla yükseleceğine inanıyor.
3. Deniz seviyesinin yükselmesi geri döndürülemez.
İnsanlık, karbonu atmosferden nasıl uzaklaştıracağını başarılı bir şekilde öğrenirse, okyanus asitlenmesi ve kara sıcaklıklarındaki artışı durdurabilir ve iklim değişiminin etkilerini tersine çevrilebilir. Ancak, buzullardaki erime bir kere başladığında bunu durdurmak çok zor. Erime küresel ısınmanın etkilerini besleyerek daha fazla erimeye neden oluyor ve bu deniz seviyelerindeki artışın önümüzdeki 1000 yılda aralıksız devam etmesi demek.
İklim bilimciler, 2040 yılına kadar dünyanın 1.5 santigrat derecelik artışın üzerine çıkabileceğine dikkat çekiyor. Atmosferde an itibariyle bulunan sera gazlarının miktarı bu durumu garanti eder nitelikte. Bugünlerde sadece 1 santigrat derecelik artışla aşırı yağışlar, kuraklık, yangınlar ve farklı hava olaylarını sıklıkla görür olduk. Peki, dünyadaki sıcaklık artışı 1.5 santigrat derecenin üzerine öngörülenden çok daha kısa sürede çıkarsa böyle bir dünyada yaşamak ister miyiz, bilemiyorum…
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in yeni yönetim döneminde Türkiye'ye ilk ziyareti Suriye'de Esad…
Donald Trump’ın “Türkiye Suriye’ye çöktü” ifadesini Türk medyasındaki haberlerin pek çoğunda bulmanız mümkün değil. Trump’ın…
Asgari ücret yine gündemimizde. Bu kez temel tartışma konusu asgari ücret ve enflasyon ilişkisi. Asgari…
Suriye’de gelişmeler baş döndürücü bir hız kazandı. Beşar Esad’ın 7 Aralık akşamı Moskova’ya kaçmasından yalnızca…
CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendi dönemindeki Suriye politikası nedeniyle yeniden gündemde. Cumhurbaşkanı Tayyip…
Suriye'de Esad rejimini deviren harekatın hazırlığının bir yıldan fazla bir süredir yapıldığı, Türkiye’nin, ABD’nin ve…