İster 2023 ister daha önce olsun, gelecek seçimde Türkiye’yi yönetecek kişi hangi niteliklere sahip olmalı?
Birazdan size bazı sorular yöneltmek istiyorum ama önce asli siyasi aktörlerin mevcut konumlarını -söz veriyorum, uzatmadan- özetleyelim.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “nasıl olmalı” sorusuna yanıtı, kendisi gibi bir olmalı; zaten bu yüzden koltuğunu korumak istiyor. Hedefleri var. Cumhuriyetin kuruluşunun 100’üncü yıldönümü olan 2023 en yakın hedefi. Erdoğan kendi hedeflerini ömrü vefa ettikçe kendisi gerçekleştirmek, olabildiğince başkasına bırakmamak arzusunda.
Artık kurumsal bir siyasi partiden çok, lider kültünün geçerli, lidere kayıtsız şartsız bağlılığın esas olduğu bir siyasi hareket görünümündeki AK Parti’nin doğal adayı Erdoğan. Dolayısıyla müstakbel cumhurbaşkanı hangi niteliklere sahip olmalı sorusuna Erdoğan’ın nitelikler dışında bir yanıt vermeleri mümkün görünmüyor.
AK Parti’nin Cumhur İttifakındaki ortağı MHP. Onların gönlünden geçen Cumhurbaşkanı örneğin Devlet Bahçeli olabilir. Ama Cumhur İttifakı yüzde 50 artı 1 oy mecburiyeti üzerine kurulu. Dolayısıyla MHP’lilerin “Erdoğan gibi olmalı” demek dışında seçenekleri bulunmuyor.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın cumhurbaşkanı adayı olmasından yana değil, bunu Karar TV yayınında daha açık söyledi. Neticede hem cumhurbaşkanlığı seçimini kaybedip hem de başkan vekilini Cumhur İttifakı çoğunluğundaki Belediye Meclisi seçeceği için yıllar sonra kazanılabilmiş Ankara, ya da İstanbul belediyesinden olmak, rakibe hediye etmek de var. Kılıçdaroğlu, Millet İttifakının cumhurbaşkanı adayı seçilirse zaten Erdoğan’ın belediyelere engeli kalkacağından büyük avantaj sağlanacağına inanıyor. Bunu İYİ Parti lideri Meral Akşener de bir risk olarak görüyor.
Akşener, cumhurbaşkanı değil başbakan olmak istediğini söyleyip kenara çekildi. Şimdilik demek lazım tabii, siyaset bu, rüzgâr beş dakikada dönebilir. Akşener’in “Nasıl olmalı?” sorusuna ilk yanıtı, “İyileştirilmiş parlamenter sisteme geçişi sağlamalı” oluyor.
“Nasıl olmalı” sorusuna Kılıçdaroğlu’nun yanıtı iyice sadeleşti; en çok iki kriter öne çıkıyor:
1- Devleti tanıyan bir isim olmalı,
2- Uzlaşmacı olmalı.
Yani Kılıçdaroğlu’na göre yeni cumhurbaşkanının partili kimliğinden sıyrılıp bütün partilerle diyalog kurabilecek, devletin her kuruşunun hesabını verebilecek, torpile değil liyakate önem vererek gençlerin önünü açabilecek ve mevcut baskı ortamını kaldırabilecek bir isim olmalı.
Kendisini mi tarif ediyor? Gerçi “Adayım desem ittifak dağılır” ve “Erdoğan’ın en çekindiği isim benim” de diyor ama tam olarak kendisini tarif ettiği de söylenemez.
İsim sormuyorum. Zaten beğeni düzeyi ölçen anketlerin çoğunun çoktan seçmeli olması şahsen güven duygumu azaltmaya başladı; ucu açık sorulduğunda beğeni düzeylerinin ne olacağını gerçekten merak ediyorum.
O nedenle sizlerin nasıl bir cumhurbaşkanı görmek istediğinizi YetkinReport Twitter hesabı yorum bölümüne, eminim ki hakaret unsuru içermeden ve mümkünse birer cümlelik iki üç madde halinde yazmanızı bekliyorum. Genç okurların görüşlerini özellikle merak ediyorum.
Biz de birbirimizin nabzını böyle tutmuş olalım.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in yeni yönetim döneminde Türkiye'ye ilk ziyareti Suriye'de Esad…
Donald Trump’ın “Türkiye Suriye’ye çöktü” ifadesini Türk medyasındaki haberlerin pek çoğunda bulmanız mümkün değil. Trump’ın…
Asgari ücret yine gündemimizde. Bu kez temel tartışma konusu asgari ücret ve enflasyon ilişkisi. Asgari…
Suriye’de gelişmeler baş döndürücü bir hız kazandı. Beşar Esad’ın 7 Aralık akşamı Moskova’ya kaçmasından yalnızca…
CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendi dönemindeki Suriye politikası nedeniyle yeniden gündemde. Cumhurbaşkanı Tayyip…
Suriye'de Esad rejimini deviren harekatın hazırlığının bir yıldan fazla bir süredir yapıldığı, Türkiye’nin, ABD’nin ve…