İskoçya’nın Glasgow kentinde Kasım ayında gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’ndeki (COP26) görüşmelerin ardından, yaklaşık 200 ülkeden diplomat, karbon azaltım taahhütlerini artırma, bazı fosil yakıtları aşamalı olarak azaltma ve iklim değişikliğinden en fazla etkilenen yoksul ülkelere yardımları artırma konusunda anlaştı.
Zirve boyunca, “1.5’i canlı tut”, COP26 müzakerelerinde hem diplomatlar hem de aktivistler için bir toplanma çağrısı oldu. Uzmanlar bu anlaşmanın yetersiz kalacağı, dünyanın 1,5 santigrat derecenin üzerinde ısınmasına ve sonucundaki olası felaketleri önlemeye yetmeyeceğini iddia ederken, yetkililer, yetmese de bu anlaşmanın daha güvenli bir geleceğe giden yolda önemli bir adımı temsil ettiğini söyledi.
COP 26 Zirvesi’nin olumlu havası 13 Kasım Cumartesi günü sonuç bildirgesi üzerinde Hindistan delegesinin, Çin’in de desteği ile son dakika değişiklik talebi hamlesi ile dağıldı.
O ana gelene kadar anlaşmanın geneli uzlaşma ile hazırlanmıştı ve özetle şu konuları kapsıyordu:
i. İklim değişikliğini ele alırken bölgesel ve uluslararası işbirliğini teşvik etmek, özellikle gelişmekte olan ülke Taraflarla dayanışma göstermek,
ii. İklim değişikliğini ele almak için harekete geçerken, insan hakları, sağlık hakkı; yerli halkların, yerel toplulukların, göçmenlerin hakları ile çocuklar, engelliler ve kırılgan durumdaki insanları gözetmek,
iii. Tarafları, kadınların iklim eylemine tam, anlamlı ve eşit katılımını artırmaya ve iklim hedeflerine ulaşmak için hayati önem taşıyan toplumsal cinsiyete duyarlı uygulamalara teşvik etmek,
iv. Tarafları ve paydaşları Paris Anlaşması dahil olmak üzere çok taraflı, ulusal ve yerel karar alma süreçlerinde anlamlı genç katılımı ve temsilini sağlamaya teşvik etmek,
v. İklim değişikliği konusunda etkin eylem için yerli halkların ve yerel toplulukların kültür ve bilgilerinin önemli rolü vurgulanarak, Tarafları, iklim eyleminin tasarlanması ve uygulanmasına yerli halkları ve yerel toplulukları aktif olarak dahil etmeye çağırmak.
Glasgow Anlaşması, insan faaliyetlerinin bugüne kadar yaklaşık 1,1°C ısınmaya neden olduğuna, etkilerin her bölgede şimdiden hissedilmeye başlandığına ve Paris Anlaşması sıcaklık hedefine ulaşmaya uygun karbon bütçelerinin artık yetersiz olduğuna dair alarm durumunu ve azami endişeyi teyid etti.
Karbon bütçesi, insanlığın zaman içinde ne kadar karbondioksit salınımını karşılayabileceğini ifade ediyor. En son Küresel Karbon Bütçesi raporu, insanlığın felaketle sonuçlanacak bir küresel ısınmadan kaçınmak için, dünyanın şu anki oranda sadece 11 yıllık karbon yakma imkanı olduğunu tahmin ediyor. Tarihte en yüksek emisyona sahip ülke olan ABD metinde bu cümleye karşı çıkan heyetler arasında yer aldı.
Anlaşmada, gelişmekte olan ülke tarafların öncelikleri ve ihtiyaçları dikkate alınarak, iklim değişikliğine karşı kırılganlığı azaltmak için finans, kapasite geliştirme ve teknoloji transferi dahil olmak üzere eylem ve desteği artırmanın aciliyeti vurgulandı. Somut çözümleri konuşmak için iki yıllık Glasgow-Şarm El-Şeyh çalışma programının başlatılmasına karar verildi.
Mevcut iklim finansmanının, gelişmekte olan ülke Taraflarda kötüleşen iklim değişikliği etkilerine yanıt vermek için yetersiz kaldığı endişeyle not edildi.
BM Uzmanları, iklim felaketleri yoğunlaştıkça savunmasız insanların kaçınılmaz çevresel sorunlara uyum sağlamasına yardımcı olmak için 5 ila 10 kat daha fazla harcanması gerektiğini söylüyor. Bu anlamda, Gelişmiş Ülke Tarafları, 2025 yılına kadar iklim finansmanı tedariklerini 2019 seviyelerine göre en az iki katına çıkarmaya çağrıldı. Gelişmiş ülke Taraflarının, 2020 yılına kadar, ortaklaşa yılda 100 milyar ABD dolarını harekete geçirme hedefinin henüz karşılanmadığı derin bir üzüntüyle ifade edildi.
Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelerin daha yeşil ekonomilere geçişine ve iklim değişikliğine uyum sağlamasına yardımcı olmak için on yıldan fazla bir süre önce verdikleri yılda 100 milyar dolar sağlama taahhüdünü yerine getirmediler.
Zirveden çıkan önemli başarılardan biri, ülkelerden, Paris Anlaşması sıcaklık hedefine uyum sağlamak için daha iddialı planlarını bir yıl içinde bildirmelerinin istenmesi oldu.
Kapanış toplantısında, çoğu delegenin hayal kırıklığı olarak tanımladığı, Başkan Alok Sharma’nın ağlamamak için kendini zor tuttuğu anların yaşanmasına neden olan 36.madde zirveye damgasını vurdu.
Daha önceki müzakere taslaklarında yer alan kömür ile ilgili madde, Hindistan’ın muhalefeti ardından dramatik bir sonuca yol açtı. Her ikisi de dünyanın en büyük kömür üreticileri arasında yer alan Hindistan ve Çin’in müdahalelerinin ardından 36.madde on birinci saatte değiştirildi.
Hindistan iklim bakanı Bhupender Yadav, gelişmekte olan ülkelerin “hala kalkınma gündemleri ve yoksulluğun ortadan kaldırılmasıyla uğraşmak zorunda olduklarından” kömür ve fosil yakıt sübvansiyonlarını aşamalı olarak kaldırma sözü verebileceklerini söyledi.
İsviçre Çevre Bakanı Simonetta Sommaruga, “Kömür ve fosil yakıt sübvansiyonları konusunda üzerinde anlaşmaya vardığımız dilin sulandırılmış olmasından derin hayal kırıklığımızı ifade etmek istiyoruz.” dedi. “Bu bizi 1.5°C’ye yaklaştırmayacak, ancak ona ulaşmayı zorlaştıracak.” diye devam etti.
Bu son dakika tartışmaları , fosil yakıtlar hakkında bir dil değişikliğine yol açtı; anlaşmada, başlangıçta önerilen, kömürün “aşamalı olarak kaldırılması” yerine, kömürün “aşamalı olarak azaltılması” cümlesi yer aldı.
COP26 Başkanı Alok Sharma, olayların bu şekilde gelişmesi nedeniyle “çok üzgün” olduğunu söyledi. Delegelere anlaşmayı bir bütün olarak korumanın hayati bir konu olduğunu söylerken gözyaşlarını tutabilmek için mücadele etti.
COP26 müzakerelerini yöneten İngiliz milletvekili Alok Sharma, zirve sonrası BBC’den Andrew Marr’a yaptığı açıklamada, “Çin ve Hindistan, dünyanın iklim açısından en savunmasız ülkelerine kendilerini açıklamak zorunda kalacaklar” dedi ve ekledi:
“Ancak günün sonunda, bir COP kararında kömür hakkında ilk kez bir dile sahip olduk. Bunun kesinlikle tarihi olduğunu düşünüyorum.”
Kömürle ilgili dilin zayıflamasına rağmen, bazı gözlemciler anlaşmayı hala bir zafer olarak görüyor ve kömürden ilk kez bu tür BM belgelerinde açıkça bahsedildiğinin altını çiziyor.
Greenpeace Uluslararası Yönetici Direktörü Jennifer Morgan, “Bir kelimeyi değiştirdiler ancak kömür çağının sona erdiği sinyalini değiştiremezler” dedi.
Zirvede görüldü ki, sivil toplum, yerel topluluklar, gençler, çocuklar, kadınlar, yerel ve bölgesel yönetimler ve diğer paydaşlar da dahil olmak üzere Tarafsız paydaşların Paris Anlaşması hedeflerinin gerçekleşmesinde önemli rolü olacak.
Konferansın kapanışında bir video konuşmasında, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres gençleri, Yerli toplulukları, kadın liderleri kabul etti ve asla geri çekilmemeleri ve vazgeçmemeleri gerektiğini söyledi.
1.5°C hedefini ulaşılabilir tutmaya çalışmak için emisyon azaltma planlarının 1 yıl içerisinde güncellenmesi, kömür kullanımını sınırlama taahhüdünün ilk kez anlaşmaya dahil edilmesi ve gelişmekte olan ülkeler için artan mali yardım ana başlıkları, Glasgow İklim Anlaşması’nın başarısı olarak tarihe not düşüldü.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 23 Kasım’daki basın toplantısında Donald Trump’ın 20 Ocak 2025’te başlayacak ikinci…
İçişleri Bakanlığı'nın tartışmalı bir kararla Tunceli ve Ovacık belediye başkanlarını görevden alarak yerlerine kayyum ataması,…
Kendimden korkuyorum artık. Bıkkınlık gelip Stockholm Sendromuna yenik düşmekten, sahte mutluluk yaşayıp adalet mücadelesini bırakmaktan…
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında…
CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugün 22 Kasım'da Ankara’da yargılanmaya başlaması Türkiye’de siyaset üzerindeki…
Üç MHP milletvekilinin istifası haberi 20 Kasım akşam saatlerinde siyaset kulisine bomba gibi düştü. Beklenen…