Kadın örgütlerinin, 25 Kasım “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” için eylem ve faaliyet hazırlıkları sürerken çok değerli bir ödülün haberi geldi.
Finlandiya Uluslararası Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ödülü bu yıl Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na verildi.
Finlandiya Hükümeti tarafından verilen ödülü, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu adına Platform Genel Temsilcisi Gülsüm Kav ve Platformun Genel Sekreteri Fidan Ataselim Finlandiya Başbakanı Sanna Marin’in elinden aldı.
Gülsüm Kav, “bugün burada olmamızın asıl kahramanlarına; dünyada ve Türkiye’de özgürlüğü için mücadele eden tüm kadınlara teşekkür ediyorum” diyerek aldı ödülü.
Türkiye’de kadın cinayetlerini durdurma mücadelesi 11 yıldır devam ediyor. Platform, 2010 yılından itibaren kadın cinayeti verilerini kamuoyuna açıklıyor.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun dijital anıtındaki sayı ne yazık ki her gün artıyor. Bugün itibariyle 2021 yılında şiddet neticesinde ölen kadın sayısı 350.
Platformun Ekim ayı raporuna göre bu ay 18 kadın cinayeti işlendi, 19 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulundu. Öldürülen 18 kadından 12’sinin hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi, 6’sı da boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istemesi bahanesi ile öldürüldü.
Gülsüm Kav ödül törenindeki konuşmasını şu sözlerle bitirdi: “Kadınların şiddetten kurtulduğu bir hayata kavuşması kamusal ve bütünsel bir mücadele gerektiriyor. Amacımız kadın cinayetlerini durdurmak, kadınların tümüyle şiddetten kurtulduğu, tam olarak eşit ve özgür yaşadığı bir dünyaya kavuşmaktır. Bunun için hiç kimsenin eşitsizlik, baskı ve sömürüye maruz kalmadığı başka bir dünyayı yaratmamız gerekiyor. Böyle bir dünyaya kavuşana kadar hep birlikte mücadeleye devam edelim.”
Kadınların şiddetten kurtulduğu bir hayat için hayatın her alanında mücadele gerekiyor. Bunun için çalışan kadın örgütlerinin mücadelesi de pek çok kulvarda sürüyor. Örneğin siyasette kadın temsiliyetini savunmak için 24 yıldır emek veren, KA.DER- Kadın Adayları Destekleme Derneği, 25 Kasım için, destek veren belediyelerin bilbordlarında 6284 sayılı kanunu öne çıkardı. Şiddet uygulayanlara uzaklaştırma, yakın koruma gibi birçok tedbiri düzenleyen, birçok hak tanıyan ve kadın örgütlerinin yıllarca süren mücadelesi sonucu yürürlüğe giren 6284 sayılı kanun etkin uygulandığı takdirde kadınları koruyor. Kadınları korumak ve şiddeti önlemek için getirilen 6284 sayılı kanunun yasalaşması İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanmasının ardından mümkün olabilmişti. Kadınlar 6284’ün hakkıyla uygulanmasını istiyor.
Siyasette kadın temsilinin artırılmasının, kadın erkek eşitliğinin her alanda gerçekleşmesini kolaylaştıracak bir unsur olarak öneminin altını çizmek gerekir. Örneğin, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde güçlendirilmiş parlamenter sistem için bir araya gelen 6 muhalefet partisinin temsilcileri arasında bir tek kadın siyasetçi bulunmuyor.
Türkiye’nin köklü kadın örgütlerinden biri olan KA.DER bu durumun partilerin kadına bakışının bir göstergesi olarak kabul ettiklerini ifade etti ve durumu sert bir dille eleştirdi.
Yapılan açıklamada KA.DER temsilcileri şu ifadeleri kullandı: “Altı muhalefet partisinin temsilcileri bir arada. Nasıl daha adil, daha eşit ve daha demokratik bir düzen kuracaklarından bahsediyorlar. Ama masada tek bir kadın temsilci yok.”
Muhalefet partileri bu görüntüyle, iktidar partisi ile benzerlik göstermişti. 2023 seçimlerine giden yolda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla AK Parti bünyesinde kurulan strateji ekibi de 7 erkekten oluşuyor.
KA.DER’in ise bu “masaların” demokratik olamayacağının altını çiziyor:
“Biz bu masaların demokrasi getirmeyeceğini biliyoruz. Siz yanlışınızı ne zaman fark edeceksiniz? Muhalefet olarak belirlediğiniz ortak ilkelerinizde eşit temsil konusuna ne zaman yer vereceksiniz?”
Siyaset içinde kadınların rolünün güçlendirilmesi, KA.DER’in faaliyetlerinin ana konusunu oluşuturuyor. Ancak yalnızca temsiliyet değil, farkındalık yaratmak da bir o kadar önemli.
Örneğin, KA.DER, Edremit Belediyesi ve Avrupa Yerel Demokrasi Ajansı’nın (ALDA) ortağı olduğu ve Sabancı Vakfı Hibe Programı kapsamında desteklenen “Yerel Yönetimlerde Kadınları Güçlendiriyoruz” projesinin de yürütücülüğünü üstlendi.
Bu projede yer alan Türkiye’nin 10 farklı ilinden belediyeler ‘Avrupa Yerel Yaşamda Kadın Erkek Eşitliği Şartı’nı imzaladı. 12 ay sürecek projede, belediyelerin personelinin, sivil toplum temsilcilerinin ve vatandaşların kadın erkek eşitliği konusunda güçlendirilmesi ve “eşit vatandaşlık” konusunda farkındalığının arttırılması hedefleniyor.
Projenin ana yürütücüsü KA.DER Genel Başkanı Nuray Karaoğlu projenin çıkış noktalarını şu şekilde vurguladı: “Yerelde daha eşitlikçi bir topluma ulaşabilmek adına yerel yönetimlerin gerek politikalarında gerek örgütlenmelerinde gerekse uygulamalarında kadın erkek eşitliğini dikkate aldığında, eşitliğin sağlanması mümkün olacak. Bu anlamda yerel yönetimler için Avrupa Yerel Yaşamda Kadın Erkek Eşitliği Şartı’nı imzalamak önemli olsa bile, bu şartta taahhüt ettikleri gibi belediyeler bunu faaliyetlerine de yansıtmalılar. Bu projede nihai amacımız toplumsal cinsiyeteşitliğinin ana akımlaştırılması yolunda toplumsal cinsiyet eşitliği gözeten belediye- sivil toplum ağı oluşturmaktır.”
Projede Yer Alan Tek Kadın Belediye Başkanı İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet: “Bu projede de eşitsizliği ortadan kaldıracak uluslararası bir şarta imza atarak tüm uygulamalarımızda toplumsal cinsiyete duyarlı ve eşitlikçi hizmet sunulması konusunda çalışmalarımızı bir adım öteye taşıyacağımıza inanıyorum.” dedi ve Şart’ı imzaladı.
KA.DER tarafından organize edilen bir diğer toplantı, AB TACSO 3 Projesi kapsamında gerçekleştirilen “Batı Balkan Ülkeleri ile Siyasette Eşit Temsil Çalıştayı” idi. Kadın temsilini arttırmak adına Kosova, Kuzey Makedonya, Arnavutluk ve Türkiye’den siyasi parti temsilcisi, akademisyen ve aktivist kadınlar, tüm farklılıklarını bir yana bırakarak bir araya geldi.
Toplantının önemli özelliklerinden biri, AKP, CHP, HDP, İyi Parti ve Gelecek Partisi temsilcilerinin bir arada olmasıydı. Kadın dayanışması ne parti, ne de görüş ayrılığı dinledi ve kadınların siyasette daha fazla temsilinin önündeki engeller ve çözüm yöntemleri konuşuldu.
Türk kadınları artık dünya ortalaması olan %26’nın dahi altında kalan, %17.4’lük kadın milletvekili oranını değiştirmek ve eşit temsili sağlamak için kararlı. Bu kararlılığı görmeyen, dikkate almayan partilerin önümüzdeki seçimde ciddi tepkilerle karşılaşabileceğini göze alması gerekiyor. Çünkü siyasal yaşamın yeni bir yapılanmaya, yeni açılımlara olan ihtiyacını karşılayacak yeni güç kadınlardır ve kadınlar artık eşitliğin ve özgürlüğün sözden gerçeğe dönüşmesini istiyor ve bunun için de durmadan çalışıyor.
President Tayyip Erdoğan welcomed Donald Trump's return to the US presidency. During Trump's previous tenure,…
Türkiye’yi hedef alan iki vekil gücün liderlerine ilişkin Ekim ayında, ardı ardına önemli gelişmeler yaşandı.…
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Donald Trump’ın yeniden ABD Başkanı seçilmesine memnun oldu. Bir sorun çıktığında doğrudan…
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 13 Kasım’da Ankara Büyükşehir Belediyesine usulsüz harcama soruşturma başlatmasından saatler sonra İstanbul…
Türkiye’de ana siyasi gelişmelerin birçoğunda belirleyici olan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) genel başkanı Devlet Bahçeli;…
Nobel ödülüne layık görülmesi hepimizi gururlandıran (ve bir GS Lisesi mezunu olarak benim de özellikle…