Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelensky 26 Şubat öğleden sonra bir Twitter mesajı yayınladı. Mesaj şöyleydi: “Türkiye Cumhurbaşkanı dostum Erdoğan ve Türk halkına güçlü destekleri nedeniyle teşekkür ederim. Rus savaş gemilerinin Karadeniz’e geçişinin yasaklanması ve Ukrayna’ya önemli askeri ve insani yardım bugün had safhada önem taşımaktadır. Ukrayna halkı bunu hiç unutmayacak!” Son derece ustaca yazılmış mesaj adeta Türkiye’nin Montreux (Montrö) sözleşmesi uyarınca Rus savaş gemilerinin İstanbul Boğazından Karadeniz’e geçişini engelleme kararı aldığını, bunun da Zelensky tarafından duyurulduğu izlenimi yaratıyordu.
Sordum. İsminin açıklanmasını istemeyen üst düzey bir yetkili şunu söyledi: Türkiye henüz Montrö Sözleşmesini nasıl uygulayacağına karar vermemişti.
Bunun anlamı, Rusya’nın Ukrayna’yı istila harekâtı üzerine Ankara’da bir çalışma yürütüldüğü ancak henüz karara bağlanmadığı idi.
Zelensky çok zor durumda, Ukrayna halkı da öyle, ancak mesaj Türk ve uluslararası kamuoyunu yönlendirme amacını taşıyor. Sadece Ukrayna değil, ABD, İngiltere gibi ülkeler de Türkiye’yi Rusya’ya karşı daha keskin tavır almaya, Montrö Sözleşmesini tartışmaya açılır hale getirmeyi istiyorlar.
Atatürk döneminde, 1936’da imzalanan Montrö Sözleşmesi sadece Boğaz geçişlerini değil Karadeniz’de, sahildar olmayan ülkelerin bulundurabileceği savaş gemilerinin büyüklük ve bulunma sürelerini de belirliyor. Karadeniz’e sahildar Türkiye, Bulgaristan ve Romanya NATO üyesi ama diğer NATO ülkeleri Montrö kısıtlamalarına tabi. Rusya öteden beri Montrö’nün titizlikle uygulanmasını istiyor. Hatta Kanal İstanbul tartışmalarına da “Montrö’yü ihlal etmediği sürece sizin sorununuz” gibi yanıtlar verdiler hep.
Montrö Sözleşmesinin üç maddesi doğrudan savaş zamanı koşulları üzerine.
Madde 19’a göre, savaş çıkmışsa, ama Türkiye savaşa girmemişse savaşan tarafların gemileri dahi, hasmane harekette bulunmama koşuluyla Boğazlardan serbestçe geçebilir.
Madde 20’ye göre, Türkiye de savaşa girmişse harp gemilerinin geçip geçmemesi tamamen Türk hükümetinin kararına bağlı.
Madde 21’e göreyse Türkiye kendisinin “pek yakın” bir savaş tehdidine maruz kaldığını değerlendirirse, yine 20’nci madde geçerli olur; yani Türkiye istediği savaş gemisinin geçişini engelleyebilir.
Montrö gayet açık. Şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan ve kabinesi bu koşullardan hangisine duruma uyduğunu değerlendiriyor.
Türkiye, Rusya’nın Ukrayna’yı istila hareketini bağımsız bir ülkenin egemenlik ve toprak bütünlüğünün ihlali olarak güçlü şekilde kınıyor. Ukrayna’ya insani yardım gönderiyor. Bununla birlikte hem Ukrayna hem de Rusya ile iyi ilişkilerin devamını da istiyor. Her iki ülkeyle de ticari bağları ve krizin uzamasından zararı var.
ABD, İngiltere gibi ülkeler Ukrayna için savaşmaya niyetli değiller birileri onların namına ateşteki kestaneleri alsın istiyorlar. Kriz bitince onlar yine binlerce kilometre ötede olacak ama Türkiye, Rusya ve Ukrayna ile komşuluğa devam edecek. Irak ve Suriye örnekleri ortada.
Bir ayrıntı daha. Aslında Rusya’nın Karadeniz’de yeterli savaş gemisi var. Ukrayna harekâtı başlamadan önce de Akdeniz’deki gemilerinden takviye yaptılar. Dolayısıyla Türkiye’nin Rus gemilerini bundan böyle durdurma kararı Rusya’nın Karadeniz’deki ateş ve atış gücünü pek etkilemeyecek ama Montrö ilk defa Rusya’ya karşı uygulanacak, yeni bir husumet kaynağı olacak.
Savaşlar artık sadece cephelerde sürmüyor. Sadece siber alemde de sürmüyor. Psikolojik savaş halkların zihinlerini karıştırarak daha az zarar vermiyor.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in yeni yönetim döneminde Türkiye'ye ilk ziyareti Suriye'de Esad…
Donald Trump’ın “Türkiye Suriye’ye çöktü” ifadesini Türk medyasındaki haberlerin pek çoğunda bulmanız mümkün değil. Trump’ın…
Asgari ücret yine gündemimizde. Bu kez temel tartışma konusu asgari ücret ve enflasyon ilişkisi. Asgari…
Suriye’de gelişmeler baş döndürücü bir hız kazandı. Beşar Esad’ın 7 Aralık akşamı Moskova’ya kaçmasından yalnızca…
CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendi dönemindeki Suriye politikası nedeniyle yeniden gündemde. Cumhurbaşkanı Tayyip…
Suriye'de Esad rejimini deviren harekatın hazırlığının bir yıldan fazla bir süredir yapıldığı, Türkiye’nin, ABD’nin ve…