Ekrem İmamoğlu’nun Karadeniz seferi başarılı geçiyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı sayesinde CHP uzunca bir süredir etkisinin çok sınırlı olduğu Doğu Karadeniz’e girebiliyor artık.
İmamoğlu Doğu Karadeniz bölgesinde Rize, Ardeşen, Fındıklı, Hopa, Arhavi, Pazar, Artvin, Kemalpaşa, memleketi Akçaabat ve nihayet Trabzon’da her durağında CHP’nin yakın zamana dek hayal edemeyeceği heyecanlı kalabalıklarca karşılandı. Zaten Trabzonspor’un şampiyonluğu havasındaki Trabzon’daki kalabalık etkileyiciydi.
İmamoğlu’nun Rize durağı önemliydi. Rize, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın memleketi. Rize konuşması hakkında Özlem Gürses, İsmail Saymaz, Ertuğrul Özkök, Nagehan Alçı renkli gözlemler aktardı ama en somut bilgiyi, kimse kusura bakmasın Akif Beki’den aldım. Beki, Karar gazetesindeki yazısında üç noktaya dikkat çekmiş.
1- Kalabalık, Erdoğan’ın Başbakan olarak 2007’de Dünya Rizeliler Günü için topladığı kalabalık kadar,
2- Meydana dev boyutta, Cumhurbaşkanı amblemiyle Erdoğan pankartı asılmış,
3- Bir de “Kahrolsun PKK ve onun işbirlikçileri” yazılı VRG imzalı büyük boy pankart.
Beki VRG’nin Vatansever Rize gönüllüleri demek olduğunu da eklemiş.
Gelelim bu ayrıntıların neden önemli olduğuna.
Erdoğan, başbakan olarak 2007’de İmamoğlu’nun 2022’de toplandığı kadar kalabalık topladığında Akif Beki onun Basın Müşaviri ve Sözcüsüydü. Dolayısıyla otobüsün üzerinden yeterli gözlem ve karşılaştırma yapabilecek konumda. Diğer iki gözlemi de şunu gösteriyor: hemşeriniz Erdoğan’ın gözü üzerinizde sizi izliyor imasına ve İstanbul Büyükşehir Belediyesinde, devletten sabıkasızlık kağıdı getirmiş bir çalışanın PKK’lı çıkmasına atfen yapılan kara propagandayı Rizeli takmamış. Kalkıp gitmişler İmamoğlu’nu karşılamaya, söylediklerini dinlemeye.
Neler mi oluyor?
1- Ekonomik kriz sarsıyor, vatandaş tepkili,
2- Vatandaş arayışta, yeni bir umut peşinde,
3- Kara propaganda tutmayınca tutmuyor.
Karadeniz ahalisi sokaklarda. “Meraktandır” mı diyeceksiniz. İşte onu söylüyorum ya; merak başlamış, artık gözü Erdoğan’dan başkasını görmez durumda olmaktan çıkmış. Göz dışarıda ama yabancı da değil, İmamoğlu da hemşeri. Hem de başarılı hem de diğerini yenmiş.
İmamoğlu üstüne gidiyor: “iki defa yenildin karşımda”. İstanbul’da 31 Mart 2019 belediye seçiminde 13 bin oyla yenildiğini kabul etmeyen Erdoğan’ın adayı Binali Yıldırıma 23 Haziran’da 800 bin oy fark attığını hatırlatıyor.
CHP’nin Karadeniz sahiline İmamoğlu ile dönüşüne “Varan 2” dedim ya, bunun “Varan 1”i var elbette.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 9-11 Mart Diyarbakır programı “Varan 1” idi; öncesinde İmamoğlu da orada adeta pop star gibi karşılanmıştı. Diyarbakır ile birlikte Gaziantep, Şanlıurfa, Van’ı da saymak lazım. Kılıçdaroğlu’nun “Siz gelmedik, kabahat bizde” diye Diyarbakırlılara özeleştiri yapmasını onlarca yıldan sonra bölgeye dönüş saymak gerekir. Kolay olmayacaktır elbette bir yandan AK Parti, bir yandan HDP ve bölgede sessizce güç toplayan DEVA rekabeti arasından sıyrılmak.
Varan 2 Karadeniz sahilidir. Bir süre önce CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı duyurmuştu “Karadeniz Çalışma Grubu” kuruluşunu. Çalışıyorlar demek.
Salıcı Karadeniz grubunun yanında bir de İç Anadolu Çalışma Grubu kuracaklarını söylemişti. Varan-3 İç Anadolu olabilir mi? Bakarsınız İç Anadolu’da ya da “Varan 3” artık nerede olacaksa Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş çıkar Erdoğan’a meydan okumaya.
İmamoğlu: altılı masanın neferiyim
Bakmak ile görmek aynı şey değil.
Bir açıdan bakarsanız, Kemal, Ekrem, Mansur iç kavgasını görebilirsiniz. Bir başka açıdansa CHP’nin neredeyse silinmek üzere olduğu seçim bölgelerine yeniden girdiğini…
İmamoğlu, Trabzon’da gazeteciler Cumhurbaşkanı adaylığını sorunca “Gündemimde yok” demiş, “Altılı masanın en güçlü neferiyim”. Trabzon’a “Akşener’in de selamını getirdiğini” söyledi. Bunda Karadeniz seyahatine çıkmadan önce İstanbul’da Kılıçdaroğlu ile yaptığı 1 saatlik görüşmenin payı da olabilir. Böylece Yavaş’tan sonra İmamoğlu da Altılı İttifakın iradesini peşinen kabul edip on doğrultuda çalışacağını beyan etmiş oluyor.
Geriye Altılı Masanın aktörlerinin birbirlerinin oy tabanına değil, iktidar partilerinin oy tabanına yönelik çalışmaları kalıyor. İYİ Parti lideri Meral Akşener ve DEVA Partisi lideri Ali Babacan, AK Parti ve MHP tabanı yerine CHP tabanına dönük çalışmaların CHP Genel Merkezinde kaşların çatılmasına yol açtığını biliyorlardır. Öte yandan Akşener’in “Partimizi kurmasaydık İstanbul, Ankara şimdi kimlerin yönetimindeydi?” sorusuyla doğrudan Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve Yavaş’a gönderme yaptığını da görmek lazım.
İmamoğlu’nun Karadeniz seferine bu açılardan da bakmakta fayda var.
ABD’nin seçeceği 47’inci Başkan, Türkiye’nin 12 Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın çalışacağı 5’inci Başkan olacak. AK Parti…
İçişleri Bakanlığı 4 Kasım sabahı Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ü, Batman Belediye başkanı Gülistan…
Karl Marx’ın meşhur sözüdür: tarihte olaylar ilkinde trajedi, ikincisinde komedi olarak tekrarlanır. CHP’li İstanbul Büyükşehir…
ABD’nin Orta Doğu’dan da sorumlu Merkezi Komutanlığı (CENTCOM) 1 Kasım’da gönderileceği duyurulan ilk B-52 stratejik…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanmasını protesto etmek için düzenlenen mitingdeki…
Avrupa Komisyonu'nun üyeliğe aday ülkelerin son bir yıl içindeki gelişmelerini değerlendiren yıllık raporu, 30 Ekim…