Mayıs ayında Gümüşlük’te denize dökülen Demirci Deresinin kirliliğine şahit olmuş ve durumu bir yazı ile paylaşmıştım. O dönem tarafıma yapılan açıklamada vidanjörlerin dereye kaçak olarak foseptik atıklarını boşattığı bilgisi iletilmişti. Ardından dereye bağlanan evsel atıksu borularının da etkenlerden biri olduğuna yönelik bilgiler ulaştı. Gümüşlük deresine kanalizasyon suyu karışıyordu.
Derken, Gümüşlük’te kapasite artımına gidilen arıtma tesisi ile ilgili de yerel anlamda tartışmalar ve kaygılar olduğunu gördüm.
Nedenlerin tam olarak irdelenmesi ve çözüm bulunması için bilimsel bazda bir yaklaşıma ihtiyaç olduğu ortada. Ama şu an yaşanan bir sorun var ve bu durum insan sağlığı açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Tahlil sonuçlarında bakteri yoğunluğu
Gümüşlük’te yaşayan duyarlı ve sorunun farkında olan vatandaşlar idari birimlere seslerini duyurmaya çalışıyor. Levent Dinçer de bunlardan biri. Kendi imkanlarıyla, bahse konu dereden 2 farklı tarihte su örneği aldırıyor ve analiz ettiriyor.
Dere içinden ve derenin denize bağlandığı noktadan olmak üzere iki tahlil sonucunda elde edilen veriler şu şekilde:
Tarih 26 Mayıs 2022
Pazar yeri Köprüaltı :
Koliform Bakteri Sayımı: 16,000 CFU/100 ml Sınır değer: 0/ 100
Escherichia coli Sayımı: 1,500 CFU/100 ml Sınır değer: 0/ 100
Denize dökülen yer :
Koliform Bakteri Sayımı: 20,000 CFU/100 ml Sınır değer: 0/ 100
Escherichia coli Sayımı: 600 CFU/100 ml Sınır değer: 0/ 100
Tarih 16 Haziran 2022
Pazar yeri Köprüaltı :
Koliform Bakteri Sayımı: 40,000 CFU/100 ml Sınır değer: 0/ 100
Escherichia coli Sayımı: 2,800 CFU/100 ml Sınır değer: 0/ 100
Denize dökülen yer :
Koliform Bakteri Sayımı: 56,000 CFU/100 ml Sınır değer: 0/ 100
Escherichia coli Sayımı: 10,000 CFU/100 ml Sınır değer: 0/ 100
Bahse konu bakterilerin sınır değerlerin çok üzerinde olduğu görülmektedir. Sonuçlar direkt olarak kanalizasyonun suya karıştığını gösteriyor.
Bilimsel açıklamalar kanalizasyon sızıntısını doğruluyor
Bu konudaki bilimsel açıklamalara bakarsak, tahlil sonuçlarının nasıl dereye kanalizasyon suyu ile dışkı bulaştığını gösterdiğini daha iyi anlayabiliriz:
“Koliform grubu mikroorganizmaların incelenmesi, su kalitesinin belirlenmesi açısından önemli bir parametredir [1]. Koliform bakterileri, atık maddelerde ve dışkılarda yaşadıklarından bulundukları su ortamı için kirletici etkiye sahiptir. Kanalizasyon sularının karışması, şehirsel ve zirai kaynaklı kirlenmenin olduğu, yeterli şekilde arıtılmadan boşaltılan sıvı ve katı atıklar, yabani hayvanların dışkıları fekal kirliliğe neden olabilmektedir. [2] Bu bakteriler aynı zamanda bulundukları ortamda yaşayan diğer canlılar için hastalık yapıcı organizmalar sayılmaktadır [3].”
“Escherichia coli, normal bağırsak florasına ait olup, biyolojik sınıflandırmada bağırsakta yaşayan, enterik bakteriler (hastalık etkenleri içeren bakteriler) ailesinde yer almaktadır. Bu nedenle herhangi bir örnekte E. coli bulunması, o örneğe doğrudan ya da dolaylı olarak kanalizasyon suyu ile dışkı bulaştığının göstergesidir. Bu mikroorganizmalar sulara karıştıklarında çeşitli hastalıklara yol açabilmektedir. Standart analizlerde bulunan koliform grup bakteriler içinde sadece E. coli, doğrudan dışkı ile ilişkilendirilirken, diğer koliform bakterilerin bitki/ toprak kökenli oldukları düşünülmektedir. [4]”
Sıcaklık ile denizde bakteri artacak
İlgili bilimsel yayınlarda, mikroorganizma artışında önemli etkenlerinden birinin sıcaklık olduğu belirtiliyor. Bu durumda, kirlilik kaynakları engellenmedikçe, insanların denizden daha fazla yararlanacağı yaz aylarında artan sıcaklık ile toplam koliform bakteri sayısında artış beklenmektedir.
Yine bu yayınlarda, deniz suyunun kirlenmesine neden olan bu organizmaların, tifo, kolera, amipli dizanteri gibi çeşitli hastalıklara neden olabileceği de belirtilmektedir.
Bu anlamda, evsel ve hayvansal atıkların suya karışması engellenmeli, gerekli önlemler bir an önce alınmalı ve halk bu konuda bilinçlendirilmelidir.
Gümüşlük gönüllüleri ellerinde bu sonuçlarla ilgili İdari birimlerle irtibata geçmeye çalışmakta, sorunun devamı halinde geniş çaplı protesto eylemleri yapılmasını planlamaktadır.
Yetkililerin açıklamaları tahlil sonuçları ile çelişiyor
Ulaşılan yetkililer ise, Gümüşlük sahile inen dereden alınan ve şikayete konu numune sonuçları sonrasında, kendilerinin de yaptıkları incelemelerde dere boyunca ham su deşarjı veya kaçak döküm şeklinde bir bulguya rastlanmamış olduğunu belirtmişlerdir. Bahse konu plajın mavi bayraklı olması nedeniyle Mavibayrak.org – Türçev yetkililerinden Gümüşlük plajlarında herhangi olumsuzluğa rastlanmadığı bilgisi de şifaen alınmıştır. Dereye kirletici deşarjı konusunda gerek kolluk kuvvetleri ve belediye ekipleri, gerekse de muhtarlık üzerinden gerekli takiplerin yapılmakta olduğu da söylenmiştir. Vidanjörlerin kaçak döküm yapması hususunda bir tespit bulunamamış olduğu, bu tip olası suistimallerin önüne geçmek için bölgede bütün kurumların koordineli olarak çalışmakta olduğu da belirtilmiştir. Tüm bunlara ilave olarak Muğla tarihindeki en büyük alt yapı yatırımını almış alan Bodrum bölgesinde arıtma tesisi ve alt yapı çalışmalarının tüm hızıyla devam etmekte olduğu da aktarılmıştır.
Peki bu tahlil sonuçları neden bu açıklamalarla çelişmektedir?
Bölge halkı ikna olmamış durumdadır. Yapılması gereken şeffaf bir şekilde, konunun uzmanları eşliğinde bilimsel bir çalışma yapılarak, su örneklerinin eşgüdüm ile alınıp, sonuçların açıklanması, ardından varsa sorun bir an önce çözümüne odaklanmaktır.
Siyasi kaygılardan uzak, bilimin yol göstericiliğinde gerçeklerle yüzleşilmeli, Anayasa’nın 56. Maddesinin güvence altına aldığı şekliyle: “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.” hükmü yerine getirilmelidir.
[1] Tunçsiper, 2017; aktaran Nilay Mustafa, Alican Bahadır Semerci, Kenan Tunç: Poyrazlar Gölü’nün Mikrobiyolojij Kirlilik Seviyesinin Belirlenmesi [2] Kayış ve ark., 2017; ibid. [3] Tunçsiper; ibid. [4] Güler ve Çobanoğlu, 1994; Sipahi, 2012; İbid.