İstanbul Sözleşmesinin iptaline karşı açılan davaları inceleyen Danıştay’ın bu günlerde kararını açıklanması beklenirken, bakan müşavirinin derneğinden “mahkemeye müdahale niteliğinde” rapor sunulduğu ortaya çıktı.
Başkanı halen bakan müşavirliği görevini yürüten Hukukçu Kadınlar Derneği, 7 Temmuz’da müdahillik talebiyle başvurduğu mahkemeye sunduğu raporda İstanbul sözleşmesinin “tehlikeli” olduğunu ve “iptalinin usule uygun olduğunu” savundu.
Müdahillik dilekçesinde, “Sözleşmenin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile feshi Usule uygundur,” ifadesi yer aldı.
Dernek, “Türkiye’nin sözleşmeyi feshetmesi Esas açısından da isabetli ve yerinde bir düzenlemedir,” görüşünü bildirdi.
İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı ve İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Koordinatörü Avukat Nazan Moroğlu, Hukukçu Kadınlar Derneği’nin başkanının halen bakan müşaviri olarak çalıştığını hatırlatarak, bu talebin “yargıya müdahale anlamına gelebileceğini” belirtti.
Moroğlu, dilekçenin “çıkacak kararın ipucu niteliğinde” olabileceğini söyledi.
200’den fazla sivil toplum kuruluşu ve örgütün İstanbul Sözleşmesinin Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile iptal edilmesine karşı çıkarak açtıkları davaları inceleyen Danıştay’ın önümüzdeki günlerde kararını açıklaması bekleniyor.
4 duruşma halinde görülen davada kadın örgütleri ve hukukçular, Meclis tarafından imzalanan uluslararası bir sözleşmenin Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile iptal edilmesinin hukuksuz olduğunu savundu, sözleşmeden çekilmenin yarattığı hak kayıplarını mahkemeye sundu.
Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü ise “hukuk fakültelerinin birinci sınıfında bile öğrenciler bu kararın hukuksuz olduğunu anlayabilir,” sözleri ile kadın derneklerinin davadaki görüşünü yineledi.
Güllü, iptal kararının Anayasa Mahkemesine taşınmasını beklediklerini, ne karar çıkarsa çıksın kadın örgütlerinin İstanbul Sözleşmesini savunmaya devam edeceğini sözlerine ekledi.
Cumhuriyet gazetesinden Sefa Uyar’ın haberine göre dilekçe ile birlikte mahkemeye sunulan raporda Hukukçu Kadınlar Derneği, sözleşmenin imzalanmasının ardından boşanmaların arttığını, sözleşmenin kültürel ve dini değerlerle doku uyuşmazlığı içinde olduğunu savunarak, “İstanbul Sözleşmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği politikasının yanlış ve tehlikeli olduğu kanaatindeyiz,” görüşünü bildirdi.
Raporda dernek toplumsal cinsiyet eşitliği kavramına karşı çıkıyor ve sözleşmenin “cinsel sapkınlığı normalleştirdiği”, “cinsiyet değiştirmeyi özendirdiği” öne sürülüyor. İslami açıdan kadın ve aile kurumunun özelliklerine de yer verilen raporda “cinsel yönelim” kavramının kullanımının “her türlü sapkınlığın meşrulaştırılması” olarak tanımlanıyor.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in yeni yönetim döneminde Türkiye'ye ilk ziyareti Suriye'de Esad…
Donald Trump’ın “Türkiye Suriye’ye çöktü” ifadesini Türk medyasındaki haberlerin pek çoğunda bulmanız mümkün değil. Trump’ın…
Asgari ücret yine gündemimizde. Bu kez temel tartışma konusu asgari ücret ve enflasyon ilişkisi. Asgari…
Suriye’de gelişmeler baş döndürücü bir hız kazandı. Beşar Esad’ın 7 Aralık akşamı Moskova’ya kaçmasından yalnızca…
CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendi dönemindeki Suriye politikası nedeniyle yeniden gündemde. Cumhurbaşkanı Tayyip…
Suriye'de Esad rejimini deviren harekatın hazırlığının bir yıldan fazla bir süredir yapıldığı, Türkiye’nin, ABD’nin ve…