Hem İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in hem de HDP’nin önceki eş-başkanı Selahattin Demirtaş’ın 13 Eylül beyanlarından 2023 seçimlerinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın karşısına çıkacak rakibin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu söylemek mümkün.
Akşener Fox TV’de İlker Karagöz’ün “Aday masadan mı çıkacak?” sorusuna şu yanıtı verdi:
• “Evet karar masadan çıkacak. (…) Hâlâ tek adaylığa gidilmesi gerektiğini düşünüyorum.
• “Kazanacak bir aday. Parlamenter sisteme geçilmesi gerektiğini vurgulayacak, devlet tecrübesi olan bir adayımız olacak. Millet ittifakının adayı olacak.
• “Adı geçen hiçbir adaya yönelik, Sayın Kılıçdaroğlu başta olmak üzere, hiçbir adayla ilgili ön yargımız yoktur.”
Akşener “Ben aday değilim” diye tekrarladığı için geriye Kılıçdaroğlu dışında iki isim kalıyor: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş.
Akşener’in “Kazanacak aday” vurgusunun, İYİ Partili Koray Aydın’ın çıkışından bu yana Kılıçdaroğlu’nu hedef aldığı algısı var. Bunun üzerinde bir de -yine İYİ Partiden- Akşener’in özür dileyerek geri aldırdığı “Alevi endişesi” çıkışı gelmişti. Bu bakışa göre Erdoğan yönetimine karşı olan muhalif seçmen, sırf Kılıçdaroğlu Alevi diye Erdoğan’ın devam etmesini isteyecekti.
İYİ Partililer, anketlere bakarak Yavaş’ı işaret etmesinde ülkücü-milliyetçi geçmişinin ama ılımlı siyasetiyle hemen her kesimden o alma potansiyeli bulunmasının rolü var. Ama her kesimden alabilecek mi Yavaş? Örneğin 2023 seçimlerinde kilit rol oynayacak Kürt seçmenden? Yavaş’ın Van’da bir vatandaşın “Demirtaş’ın hapisten çıkmasını istiyoruz” sözüne “İnşallah” dediğini yalanlaması dönüm noktası oldu.
Cevabını Demirtaş’ın Medyascope’ta Ruşen Çakır’ın sorularına verdiği yanıtlarda bulabiliyoruz. Demirtaş’ın şu cümlesinin muhatabı, doğrudan Yavaş:
• “Ülkenin sorunları hakkında henüz tek kelime etmemiş kişilerin suskunluklarının bazı anketlerde bir parça yüksek çıkması kimseyi yanıltmasın.
• “Ülkenin son derece önemli sorunları hakkında konuşmaya başladıklarında, ki aday olurlarsa konuşmaları gerekecek, bazı anketlerde görülen bu destek sürer mi, emin değilim.”
Yavaş, aday olup “önemli konularda” konuşursa ya Kürt seçmenin desteğini alacak ya ülkücü destekten olacak demek istiyor Demirtaş. MetroPoll araştırma şirketi yöneticisi Özer Sencar, yine Medyascope’ta Ruşen Çakır’a muhalefetin ortak adayının Yavaş olması halinde Erdoğan’ın onu “perişan edeceğini” söyledi. Sencar bunu MetroPoll anketlerinde hala Yavaş’ın Erdoğan’ın önünde görünmesine rağmen söylemesi önemli.
Demirtaş, Kılıçdaroğlu içinse şunları söylemiş:
• “Bizim, ortak aday konusunda isim söylememiz doğru olmaz.
• “Kemal Bey[in] inancı üzerinden yapılan ayrıştırıcı tartışmaları hem çok yanlış hem de kendisine haksızlık olarak değerlendiriyorum.
• “Kaldı ki bence Sayın Kılıçdaroğlu, ülkenin neredeyse tüm temel ve tartışmalı sorunlarına ilişkin görüşlerini açıklamış durumda ve farklı toplumsal kesimlerde önemli bir desteğe sahip olduğu görünüyor.
• “Böylesine kamplaşmış toplumlarda, her konuya ilişkin çözüm önerisi sunmak ve bunlar etrafında toplumu birleştirmek hiç de kolay bir iş değildir.”
Daha açık nasıl destek verilebilir? Bilemiyorum.
İmamoğlu’nun adı önce kar yağarken İngiliz Büyükelçisiyle yemek, ardından üzerine müteahhit Mehmet Cengiz gölgesi düşen Ertuğrul Özkök’lü, Nagehan Alçı’lı Karadeniz gezisinden bu yana daha az geçiyor. Bu durum, Akşener’in geçen hafta makamında ziyaret ettiği İmamoğlu’nun aday gösterilmesi ihtimalinin ortadan kalktığı anlamına gelmiyor ama bir algı sorunu baş gösterdiğine işaret ediyor.
CHP teşkilatının tam desteği Kılıçdaroğlu’dan yana görünüyor.
Akşener ve Kılıçdaroğlu yarın, 14 Eylül’de Mansur Yavaş’ın 3 yılda yaklaşık 5 milyar TL’lik gelir elde ettiği açıklanan “Kırsal Kalkınmada Başkent Modeli” toplantısında bir araya gelecek. Bu toplantı çerçevesinde baş başa görüşürlerse bu konu artık açılır mı? Yoksa Mehmet Yılmaz’ın T24’te eleştirdiği gibi “Aday bozulmasın” diye kış ayları mı beklenir.
Artık bekledikçe işin gazı kaçacak gibi ama Kılıçdaroğlu konuyu Masaya getirmeden de açılacak gibi görünmüyor.
Akşener’in Fox’taki ifadesine göre Kılıçdaroğlu 2 Ekim’deki Altılı Masa toplantısından önce diğer beş liderle de birer kere daha görüşecek.
Muhalefetin ortak adayının Kılıçdaroğlu olması halinde -sadece HDP değil, bir kısım muhafazakâr- Kürt seçmenden oy alma sıkıntısının olmadığı görülüyor. Üstelik öyle HDP ile görüşme, ortak aday açıklamalarına filan da ihtiyaç olmadan. Ayrıca madem Hürriyet’te Abdülkadir Selvi’nin sık sık yazdığı gibi AK Parti Kılıçdaroğlu’nu Erdoğan’ın karşısında rakip görmek istiyor, Kılıçdaroğlu çıkabilir. AK Parti’yi de bütün Diyanet imkânlarını kullanarak inancı, Alevi olması üzerinden hedef alma siyasetiyle baş başa bırakabilir.
Akşener’in sözlerinde bütün doğallığıyla söylenmiş gibi duran bir ifade daha var: “Millet ittifakının adayı olacak”. Oysa stratejik önemde.
Bu ifadenin şifrelerini uzun uzun çözmemiz gerekecek. Onu başka yazıya bırakıyorum.
Mehmet Öğütçü ve Rainer Geiger Ortadoğu, yıllardır süregelen siyasi istikrarsızlık ve ekonomik çalkantıların izlerini taşıyan…
Yeni yıla girmemize sayılı gün kala, Milli Eğitim Bakanlığı sayesinde çocuklarımızı ve gençlerimizi maazallah kazara…
ABD ordusu bir kez daha Donald Trump’a Suriye resti çekiyor. Başkanlık görevini 20 Ocak’ta devralacak…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD'nin Gazprombank için uyguladığı yaptırımlardan Türkiye'yi muaf tutacağını…
Milli Savunma Bakanlığı (MSB) ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller'ın Suriye'de Türkiye destekli Suriye Milli…
Esad gitti ama bence Suriye için en çetin meydan okuma yeni başlıyor. İsrail, ülkenin tüm…