CHP, DEVA, DP, Gelecek Partisi, İyi Parti ve Saadet Partisi imzalı Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi metni kamuoyuna açıklandı. Bu metin, önümüzdeki süreçte, çoğulculuk ve uzlaşma ilkeleri doğrultusunda toplumun tüm kesimleri ile müzakere edildikten sonra seçimlerin hemen ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulacak.
Altı siyasi partinin genel başkan yardımcıları Anayasa değişikliğinin gerekçesini, yönetimde keyfiliğe yol açan, anayasal hak ve hürriyetleri güvencesiz bırakan, hukuk devleti mekanizmalarının tamamını aşındıran Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini yürürlükten kaldırmak ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçiş sağlamak olarak açıkladı.
Ana mesaj, Türkiye’nin şu an yaşadığı, ekonomik ve sosyal sorunların doğrudan doğruya mevcut sisteme bağlı olduğunun altını çizerken, iddia ediliyor ki; yargının bağımsızlığı, fırsat eşitliği, özgür üniversiteler, adalet ve mutluluk ancak bu sistem değişirse gerçekleşecek.
Altılı masanın önerisinde bakış açısına dair bir değişikliğe duyulan ihtiyaç, “insan onuru” kavramının kullanılmasında kendini göstermiş, bu kavram ilk defa metne girmiş. İnsan onurunun dokunulmazlığı anayasal düzenin temeli olarak alınmış ve devlet, insan onuruna saygı göstermek ve korumakla yükümlü kılınmış.
Milletvekilliği seçilme şartları içerisinde daha önce yer almayan, “cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, kadına yönelik kasten yaralama” fiilleri “affa uğramış olsalar bile milletvekili seçilemezler” kategorisine eklenmiş.
Bu maddenin yanında, kadın örgütlerinin sesinin duyulduğunu gösteren ve salonda en çok alkışı alan değişiklik önerilerinden biri de: Milletlerarası antlaşmalardan geri çekilmenin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin uygun bulması ile gerçekleşeceği eklentisi idi. Böylece Danıştay’daki davalarda İstanbul Sözleşmesi’nden bir gece ansızın Meclis kararı olmadan çekilmenin hukuki olmadığı konusu, Anayasa’da açıklığa kavuşturulmuş.
Öneri metinde, herkesin sağlık hakkına sahip olduğu hükmüne yer verilmiş, ayrıca sağlıklı, ekosistem açısından dengeli bir çevrede yaşama hakkı garanti altına alınmış. Bu maddeyle, iklim değişikliği nedeniyle baltalanan sağlık ve gıda güvenliği de dikkate alınmış. Böylece, çevre kalitesini yükseltme görevini üstlenen devletin, vatandaşları iklim krizinin etkilerinden korumak gibi de bir görevi olacaktır.
Son günlerde hayvanlara yönelik katliam görüntüleri infial yaratırken, “Devlet, hayvanlara yönelik eziyet ve kötü muamele yapılmaması için gerekli tedbirleri alır” maddesinin ilavesi anlamlı ve değerlidir.
En temel hak olan gösteri ve yürüyüş hakkının bile kısıtlandığı, kadınların şiddete karşı mücadele gününde dahi şiddete uğradığı, gözaltına alındığı günlerden geçerken, “Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması” başlığının “Temel hak ve hürriyetlerin üstünlüğü” olarak değiştirilmesi ümit verici. Bu değişiklikle, anayasal sistemimize hakim olan felsefenin, sınırlama değil, temel hakların üstünlüğü ve hürriyet olduğu vurgulanmak istenmiş.
Anayasa değişiklik metninde hürriyetler öne çıkarılırken, “ifade hürriyeti” ifadesinin eklendiği Madde 25 ile bireylerin ifade ettiği düşünce ve kanaatleri de koruma altına alınmış.
Yeni Anayasa metninin ruhu, Tek Adam hakimiyetini sona erdirmek üzerine inşa edilmek istenmiş. Artık, “Cumhurbaşkanı talimatıyla” yapıldı cümlesinin duyulmadığı, şeffaf, denetlenebilir ve hesap verecek bir yürütme vaat ediliyor.
Altılı masanın hazırlamış olduğu Anayasa Değişikliği Önerisi, son yıllarda iyice tahribata uğramış olan ve sıkça denge ve denetleme mekanizmalarının eksikliğinden dem vurduğumuz sistemimizin yeniden kurgulanması için bir fırsat olabilir.
Yasama, yürütme ve yargıdaki alınacak önlemler ve yapılacak düzenlemelerle gerek yeni sistem sonrasındaki ve gerekse öncesindeki parlamenter sistemin sorunlarını çözmek gerekiyor ve artık kaybedecek zamanımız kalmadı.
Anayasadaki değişiklikler hem seçim sisteminde hem de siyasi partiler kanununda yapılması gereken düzenlemelerle desteklenmeli, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığına ilişkin detaylı bir reform süreci başlatılmalı, başta kadınlar olmak üzere dezavantajlı grupların siyasete katılımını sağlayacak kurumsal önlemler ilave edilmeli, bağımsız ve tarafsız medyanın varlığı garanti altına alınmalıdır.
Hürriyet, şeffaflık, hesap verebilirlik, liyakat, özlemimiz değil demokratik yaşamımızın normalleri olmalıdır.
Mehmet Öğütçü ve Rainer Geiger Ortadoğu, yıllardır süregelen siyasi istikrarsızlık ve ekonomik çalkantıların izlerini taşıyan…
Yeni yıla girmemize sayılı gün kala, Milli Eğitim Bakanlığı sayesinde çocuklarımızı ve gençlerimizi maazallah kazara…
ABD ordusu bir kez daha Donald Trump’a Suriye resti çekiyor. Başkanlık görevini 20 Ocak’ta devralacak…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD'nin Gazprombank için uyguladığı yaptırımlardan Türkiye'yi muaf tutacağını…
Milli Savunma Bakanlığı (MSB) ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller'ın Suriye'de Türkiye destekli Suriye Milli…
Esad gitti ama bence Suriye için en çetin meydan okuma yeni başlıyor. İsrail, ülkenin tüm…