Kompleksli olan sadece bir kesim değil ki memlekette… Türkiye’de aylardır yazılan seçim senaryoları Batı basınına yansıyınca iktidardan muhalefete, oradan ekonomi yorumcularına herkes konuşur oldu.
Senaryoları üç başlık altında toplanıyor aylardan beri:
1- Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yeniden seçilir, AK Parti Meclis çoğunluğunu korur,
2- Erdoğan yeniden seçilir, AK Parti (ve MHP) Meclis çoğunluğu muhalefete geçer,
3- Muhalefet Cumhurbaşkanlığını da Meclis’i de kazanır.
Birinci ve üçüncü senaryolarda açık olmayan bir yan bulunmuyor. Sorun ikincisinde ve bu senaryoları sunuş şeklinde.
Çünkü ikinci ihtimalde bir alt başlık var.
18 Haziran’da yapılması gereken seçimde Meclis’teki sandalye dağılımı belli olacak.
İkinci senaryo, 18 Haziran’da muhalefetin (sadece Altılı Masa değil, HDP’yi ve diğer muhalif partileri de katarak söylüyorum) Meclis çoğunluğunu AK Parti ve MHP’den alacağı üzerine kurulu.
Peki, ilk turda kimse yüzde 50+1 oyu alamazsa ne olacak?
İşte şeytanın gizli olduğu ayrıntı burada kaşımıza çıkıyor.
Cumhurbaşkanı ilk turda seçilemezse, sonuç iki aday arasında basit çoğunlukla yapılacak ikinci tur seçime kalacak. Yani AK Parti ikinci tur endişesiyle 18 Haziran seçimini öne çekemezse 2 Temmuz’da yapılacak ikinci turda belli olacak Cumhuriyetin 100’üncü yılında seçilecek Türkiye Cumhurbaşkanı.
Ancak seçim ister 18 Haziran’da ister daha önce yapılmış olsun, ilk tur oylamada Meclis dağılımı kesinleşmiş olacak. Ve seçmen sadece Erdoğan kalsın mı, gitsin mi diye oy kullanmış olmayacak. Sadece muhalefet adayı ülkeyi daha iyi yönetir diye de oy kullanmış olmayacak.
Seçmen aynı zamanda şu iki şıktan birini de tercih edecek:
1- Muhalefetin kontrolündeki Meclis’in başına Erdoğan’ı getireyim de sistem iyice kilitlensin, seri seçimler devri başlasın,
2- Meclis’teki muhalefet ittifakıyla uyumlu çalışacak muhalefet adayın cumhurbaşkanı seçeyim.
Mevcut senaryoları tersine çevirecek olan işte bu ayrıntıdır.
Bazı yatırımcı analizlerindeki Erdoğan’ın ilelebet iktidarda kalacağı senaryoları, anketlerde her zaman görünmeyen Türkiye’deki seçmen davranışındaki muhtemel dönüşleri hesaba katmıyor.
Bu senaryoları sadece ekonomi-politik bakış açısıyla değil politik-psikoloji bakış açısıyla da değerlendirmek gerekiyor.
Seçimlerde birinci etkenin ekonomi olacağı açık. Acaba seçmenin çoğunluğu ekonominin düzelme ihtimalini Meclis’te muhalefetin, iktidarda Erdoğan’ın bulunmasında görmek isteyecek mi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ona muhalif Meclis güzelce kapışsın, arada ekonomi düzelir diyecek mi?
Arada geçecek 15 gün süresince artık Meclis’te çoğunluğu ele geçirmiş olan muhalefet -yani o varsayım üzerinden gidersek- “Meclis bizde, uyum içinde çalışalım, adayımıza oy verin” söylemini neredeyse tek propaganda malzemesi yapacağına de bahse girebilirsiniz.
Özetle seçim senaryoları önünüze geldiğinde ikinci şıktaki muhalefetin Meclis çoğunluğunu ele geçirmesi ve Erdoğan’ın ilk turda seçilememiş olması halinde, ikinci turda da seçilmesinin zor göründüğünü hesaba katın derim.
Erdoğan seçimi ilk turda alamazsa ikinci turda alması daha zor olabilir.
Mehmet Öğütçü ve Rainer Geiger Ortadoğu, yıllardır süregelen siyasi istikrarsızlık ve ekonomik çalkantıların izlerini taşıyan…
Yeni yıla girmemize sayılı gün kala, Milli Eğitim Bakanlığı sayesinde çocuklarımızı ve gençlerimizi maazallah kazara…
ABD ordusu bir kez daha Donald Trump’a Suriye resti çekiyor. Başkanlık görevini 20 Ocak’ta devralacak…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD'nin Gazprombank için uyguladığı yaptırımlardan Türkiye'yi muaf tutacağını…
Milli Savunma Bakanlığı (MSB) ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller'ın Suriye'de Türkiye destekli Suriye Milli…
Esad gitti ama bence Suriye için en çetin meydan okuma yeni başlıyor. İsrail, ülkenin tüm…