Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’ye olası F-16 satışı ile ilgili kararını ABD Kongresi’ne gönderdi. Bakanlık satışa ilişkin resmi bildirimini önümüzdeki hafta açıklayacak, ardından 15 günlük bir kongre maratonu başlayacak.
Yeni F-16 uçaklarının ve modernizasyon kitlerinin satışına ilişkin karar Senato’daki ilgili komitelerin başkan ve kıdemli üyelerine iletilirken Amerika siyasi gündemi, Temsilciler Meclisindeki gerginliklerle boğuşuyor. Geçen hafta gerçekleşen meclis sözcülüğü oylamalarında temsilciler arasında yumruklaşmanın eşiğinden dönen gerginlikler ve MAGA grubunun meclis işleyişini ve kongreyi felç etmesi beklenen talepleri damga vurdu.
ABD’de Kasım ayında yapılan ara seçimler sonrası Cumhuriyetçilerin kontrolüne geçen temsilciler meclisi içerisinde bir grup, meclis kuralları ile ilgili değişiklikler ve kongre bütçesinde kısıtlamalar yapılmasını içeren talepleri sağlanmadan Temsilci Kevin McCarthy’nin Meclis Sözcülüğüne destek vermeyi reddetti.
Oylamaların 4. gününde, sonuç vermeyen 13. oylama sonrası sözcü adayı McCarthy’nin temsilci Matt Gaetz’i ikna etme çabaları sırasında, cumhuriyetçi temsilci Mike Rogers, Gaetz’in üzerine yürüdü.
Peki gelişmiş ve köklü bir demokrasiye sahip olduğunu düşündüğümüz Amerikan meclisinde 3. dünya ülkelerinde görmeye alışkın olduğumuz türden manzaraların ortaya çıkmasına sebep olan süreç nasıl gelişti, ve önümüzdeki günlerde Amerikan siyasetinde ne gibi gelişmeler bekleniyor?
Bu soruyu cevaplamak için Amerikan sistemini basitçe ele almakta fayda var: İki partili sistem, meclis, senato ve başkan arasında güç dengesinin ve istikrarın sağlanması açısından avantajlı olsa da seçmenleri Liberal Demokratlar ve Muhafazakar Cumhuriyetçiler arasında seçim yapmaya zorluyor. Ancak seçmenler arasında bu iki köklü partinin de halka değil zenginlere ve güç sahiplerine hizmet ettiği ve oy vermenin bir anlamı olmadığı görüşü hakim.
Buna ek olarak klasik anlamda siyasi sağ veya sol olarak tanımlanmaları zor olan bu iki partiye oy vermek istemeyen ve görüşlerinin temsil edilmediğini hisseden geniş bir kesim var. Klasik anlamda sol görüşe (sosyal devlet, gelir eşitsizliğinin giderilmesi, ücretsiz eğitim, sağlık güvencesi, işci hakları, v.b. talepler) sahip seçmenler, senatör Bernie Sanders dışında taleplerini dillendiren bir temsilci bulamazken; yerel seviyede ürkütücü derecede popüler olan Proud Boys, Oathkeepers, Three percenters, America First gibi militan aşırı sağcı/ırkçı gruplar da cumhuriyetçi partinin söylemlerini yetersiz buluyor.
Bu durumu en açık ortaya koyan veri, seçimlere katılımın çok düşük olması. Örneğin 2008 yılında başkanlık seçimlerine seçmenlerin sadece yüzde 63,6’sı katılmış. 2000 yılında oran daha da düşük: yüzde 59,5. 2020 yılındaki seçimlere kaydedilen “rekor katılım” ise sadece yüzde 66,8 (Kaynak: US Census Bureau )
Temsil edilemediklerini hisseden Amerikan halkı için, bu kısır döngü sistemin ve politik güç ilişkilerinin bir parçası olmadığı iddiası ile ortaya çıkan Donald Trump bir kırılma noktası oldu.
Aşırı sağcı, ırkçı ve misojenik söylemleri büyük bir rahatlıkla kullanması, ana akım medya ve gerçeklik ile mücadelesi, ulusalcı sembolleri ve komplo teorilerini sahiplenişi ile Trump, Cumhuriyetçi parti içerisindeki ulusalcı, aşırı sağ, militan kitleleri mobilize etti ve arkasında topladı.
4Chan/8chan gibi siteler ile sosyal medya üzerinden organize olan QAnon gibi komplo teorici grupların ve Alex Jones gibi kıyamet tellallarının desteğini alan Trump, 2020 seçimlerini kaybetmesinin ardından oyların çalındığını iddia etti ve taraftarlarını Joe Biden’ın başkanlığının onaylanacağı gün olan 6 Ocak 2021’de Kongre binası önünde protesto yapmaya çağırdı.
Protesto gösterisine silahlar, el yapımı patlayıcılar ve askeri teçhizatla gelen bazı protestocuların kongre binasını basmaları sonucu tarihe darbe girişimi olarak geçen bu protesto, Amerikan sağı içerisindeki bölünmeyi daha da belirgin hale getirdi.
O ana kadar Trump’a açıktan destek vermeseler de politik çıkarları gereği Trump’ın davranışlarına karşı da çıkmayan geleneksel Cumhuriyetçi Parti mensupları, 6 Ocak Kongre Baskınının ardından hem Trump, hem de eyleme katılmış olan aşırı sağcı gruplar ve QAnon gibi grupların destekçileri ile aralarına mesafe koydu.
Diğer yandan, bir kısmı girişimi “bir başarı ve devrimin ilk adımı” olarak gören, diğer kısmı ise darbe girişiminin “derin devletin vatansever Amerikalılara suç atmak ve onları yasadışı ilan etmek için yaptığı bir operasyon” olduğuna ikna olan Trump destekçisi gruplar, Cumhuriyetçi Parti’den tamamıyla koptular.
Savunucuları arasında Marjorie Taylor Greene ve Lauren Boebert gibi temsilciler de olan QAnon komplo teorilerine göre 6 Ocak bir darbe girişimi değil, “derin devlet ve Soros tarafından desteklenen grupların organize ettiği bir operasyon.” Bu komplo teorisine inananlara göre Trump ise 2020 başkanlık seçimini “kazandı”.
“Şemsiye komplo teorisi” olarak adlandırılan ve pek çok teoriyi biraraya getiren QAnon burada ele alınamayacak kadar karmaşık bir konu, ancak QAnoncuların sosyal medya varlığının Amerikan aşırı sağının organize olmasında çok kilit bir rol oynadığı inkar edilemez.
İdeolojik olarak geleneksel Cumhuriyetçi parti değerlerinden kopmuş, ama hala Cumhuriyetçi parti içerisinde hareket eden bu paralel oluşumlar Marjorie Taylor Greene, Lauren Boebert ve Matt Gaetz gibi aşırı sağcı adayların temsilciler meclisine girmesini sağladı. Bu grup Cumhuriyetçiler arasında eski başkan Donald Trump’a olan bağlılıkları ve aşırı sağ görüşlere yakınlıkları ile öne çıkan bazı temsilciler ile 10 kişiden oluşan “MAGA Squad” (MAGA Takımı) kurdu.
Ocak 2023 itibari ile Temsilciler Meclisindeki 435 koltuktan 222’si Cumhuriyetçilerin, 212’si Demokratların kontrolünde, 1’i ise boş. Bu oran MAGA takımına meclis içerisinde sıra dışı bir güç veriyor, zira MAGA’cıların desteği olmadan Cumhuriyetçiler meclis çoğunluğu olan 218’i yakalayamıyor. MAGA’cılar bu güçlerini daha yeni temsilciler yemin edemeden, meclis sözcüsü seçimlerini günlerce kilitleyerek ortaya koydu.
McCarthy, MAGA takımının taleplerini kabul etmesinin ve Trump’ın telefon ederek desteğini belirtmesinin ardından 15. oylamada takım üyelerinin “mevcut” oyu atarak çoğunluk sayısını düşürmeleri sayesinde sözcü seçilebildi.
Temsilciler meclisinde sözcü seçiminde birden fazla oylamaya gidilmesi sıra dışı bir durum. 1923 seçimlerinde 9. oylama sonrası sözcü seçilen Frederick Gillet’den beri ilk kez sözcü seçiminde birden fazla oylamaya gidiliyor.
Takımın kabul edilen talepleri arasında tek bir temsilcinin meclis sözcüsü için güven oylaması başlatabilmesini içeren ve MAGA’cıların elini güçlendirecek meclis tüzük değişikliklerinin yanı sıra IRS’nin (Milli Gelirler İdaresi) ve federal gelir vergilerinin feshi, sol görüşlü temsilcilerin meclis komisyonlarından atılması, Kongre ve hükümet bütçesinin ciddi şekilde kısıtlanması gibi sağcı libertaryen kitlelere hitap eden teklifler var.
Tüzük değişikliklerinin ardından IRS ve vergilerin feshi ile ilgili tasarı meclis’te oylanarak kabul edilen ilk tasarı oldu. Bu tasarıların Demokratların kontrolündeki Senato’dan geçmesi beklenmiyor, ancak meclisteki bu ekstremist grubun kontrolünün önümüzdeki günlerde hem bütçe düzenlemeleri ile Senato’nun işleyişini zorlaştırmaları, hem de kaprisleri ile Temsilciler Meclisi’nin yasa yapma kabiliyetini ciddi ölçüde felç etmeleri olası.
Diğer yandan, talep ettikleri meclis tüzük değişikliklerinin gerçekleşmesinin ardından, “değişikliklerin demokrat temsilcilere de çok fazla güç verdiğinden” yakınan Marjorie Taylor Greene internette alay konusu olurken, Meclis’te hayati bir konumda olan bu grubun yetkinliği konusunda ciddi şüpheler doğdu.
Bütün bu gelişmeler, günlerce süren oylamalar ve temsilci Gaetz’in hakaret içeren sözleri, 4 yıl sonra Temsilciler meclisi kontrolünü ele almış olmanın sevinci kursağında kalan cumhuriyetçilerin sinirlerini harap ederken, demokrat temsilcilerin durumla ilgili hislerini ise Gaetz’in konuşması sırasında durumu arkadan gülerek izleyen Temsilci Alexandria Ocasio-Cortez’in gördüğünüz fotoğrafı çok güzel özetliyordu.
Üç MHP milletvekilinin istifası haberi 20 Kasım akşam saatlerinde siyaset kulisine bomba gibi düştü. Beklenen…
Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Çayırhan Termik Santrali’nde yaklaşık 500 madenci özelleştirme kararına karşı kendilerini maden…
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın üç MHP milletvekilinin istifasının istendiğini, istifa…
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın beraberindeki heyet ile birlikte CHP Genel Merkezi'ne gitti,…
Almanya, Fransa, İtalya, İspanya ve İngiltere dışişleri bakanları Polonya Dışişleri Bakanının ev sahipliğinde 19 Kasım’da…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yeni bir nükleer doktrin imzalamasıyla ilgili…