Türkiye, CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel’in 12 Ocak’ta yaptığı açıklamalarla bir kez daha ‘trolleri konuşmaya başladı. CHP’nin geçen yıl Kemal Kılıçdaroğlu tarafından duyurulan bir troll raporu da mevcut. Ancak bu sefer seçim güvenliği açısından hükümet çizgizindeki troller, ya da sosyal medyada kullanılan şekliyle “Aktroller” daha önemli.
Büyük olasılıkla biliyorsunuzdur ama yine de tanımlayalım; “Troller, bir amaç çerçevesinde provokatif ve rahatsız edici mesajlar yayan anonim kişilerdir”.
Bugüne kadarki küresel tecrübelere bakarsak troller, ırkçılık, kadın, din, siyaset gibi hassas konularda mesajlar yayarlar. Anonim olmaları nedeniyle kötü içerikleri yaymak konusunda rahat hissederler ve fiziksel dünyada söyleyemeyecekleri şeyleri söylerler.
Troller kendi kendilerine oluşmaz, kendilerini görevlendiren gönüllü ya da ticari bir organizasyon olur. Amaçları, belli bir konuda dezenformasyon ya da propaganda yapmak ya da Türkiye’de bazı gazetecilerin başına geldiği gibi linç etmek ve bu yolla özgüveni sarsmaya çalışmaktır.
Bunun daha az kişiyle -bazen bir- yapılan bir başka boyutu da “Siber Zorbalık”tır. Fiziksel hayatta liselerde giderek arttığını duyduğumuz zorbalığın internet üzerinden yapılan şekli. Hatırlarsanız, ilk olarak Avustralya’da 14 yaşında ve Kanada’da 16 yaşında 2 genç kızın intiharları ile gündeme gelmişti.
AKP’nin trolleri: Aktroller
AKP’nin trollerini uzun zamandır biliyoruz. Gezi sürecinin hemen ardından AKP sosyal medyaya büyük ağırlık verdi. Bir anda yüzbinlerce yandaş sosyal medya hesabı ortaya çıktı ve günümüze kadar da gelişerek geldiler. Günümüzde AKP içinde de farklı trol cepheleri olduğu anlaşılıyor.
Aktroller ilk kez 2014’te Cumhurbaşkanının kızı Sümeyye Erdoğan ile günümüzün Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank olduğu iddia edilen kişi arasındaki bir telefon görüşmesi ile gündeme gelmişti. Bu konuşmadaki “trollerimiz” ifadesi dikkati çekmişti.
Sonrasında AKP’nin ilk resmi trol yapılanmasını Beşir Atalay’ın 2015’de kurduğunu görüyoruz. Maslak’ta Yeni Türkiye Dijital Ofisi adıyla açılan bu ofiste 200 kişinin 2 dalda (yani içerik ve yayılım) ve 24 saat olarak çalışacağı o zamanki direktörü Gökhan Yücel tarafından raporlandı.
Yücel görevi; sahayı, teşkilatı bilgilendirmek, içerik üretmek, medyayı bilgilendirmek olarak tanımladı ve ekipte sosyolog, metin yazarı, kreatif direktörler, dijital analistler olduğunu söyledi. Bugün bu ofisin ne olduğu, Beşir Atalay sonrası yok mu olduğu konusunda yeni bir bilgi yok.
AKP içinde Aktrol çekişmeleri
Aktrol dediğimizde tek bir zümrenin olmadığı anlaşılıyor. En azından 2017’deki Hayati Yazıcı’nın başı çektiği Mustafa Ataş, Adnan Boynukara ve Nurettin Yaşar’ın da içinde bulunduğu 30 kişinin AKP’ye yakın olduğu iddia edilen bu hesaplara dava açma kararı alması ile anlıyoruz. Zamanın Başbakanı Binali Yıldırım ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a kadar çıkan meselede, Erdoğan’ın “kim bunlar, ben tanımam” dediği öne sürülmüştü.
Twitter’ın kapattığı 7 bin 340 hesap
Sosyal medya platformu Twitter, 2020 yılında Çin, Rusya ve Türkiye’den 32.242 hesabı yanlış bilgi yaydığı iddiasıyla askıya aldı. Devlet bağlantılı olduğu şeklinde raporlanan bu hesaplarla ilgili detayı Avustralya Stratejik Politika Enstitüsü (ASPI) ve Stanford Üniversitesi İnternet Gözlemleri (SIO) ile birlikte çalıştığı yanlış bilgi kaynakları kamu arşivinde yayınladı.
7 bin 340 hesaplı Türkiye ağının ise 2020’nin başlarında tespit edildiği kaydediliyor. Bu ağın büyük ölçüde Türkiye içi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mesajlarını yaymak amaçlı olduğu bilgisi var. Twitter ve ortakları, ağın Erdoğan’ın siyasi partisi AK Parti’nin gençlik kanadı ile ilişkili olduğunu ve birçoğunun hack’lenmiş hesaptan oluştuğu ve bir merkezden yönetildiği belirtiliyor.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Twitter’ın kapattığı 7.340 trol hesap konusunda açıklama yaptı ve sosyal medyadaki siyasi kamplaşmanın gittikçe derinleşmesine karşı “gayet ilginç” önerilerde bulundu.
Aktroller nasıl çaılışır?
Aktroller hesaplarının bir kısmının takma isimlerle açılmış ve farklı kimlikleri gösteren hesaplar olduğu biliniyor. Ancak Twitter’ın 7 bin 340 hesabı kapatması öncesindeki araştırmada hesapların bir kısmının hack’lenmiş eski hesaplar olduğu da bildirildi.
Aktrollerin nasıl çalıştığına dair en somut bilgileri geçen yıl eski Aktrol Orhan Sarıkaya ile yapılan söyleşide gazeteci Seyhan Avşar aktarıyor:
“Öncelikle ilk trol çalışmasını Ahmet Davutoğlu ve ekibi başlattı. Para verilen bir ekibi vardı. Başında ise Taha Ün bulunuyordu. Şu an ise 3 tane troll grubu var. Berat Albayrak’ın, Süleyman Soylu’nun ve Metin Külünk’ün grubu. ”
Sarıkaya, kampanyaların genel merkezden geldiğini, 8-10 kişilik çekirdek bir kadro olduğunu ve Trend Topic’leri belirlediklerini ve WhatsApp grupları üzerinden diğer trollere yayıldığını söylüyor.
Sarıkaya ev hanımı ağırlıklı olmak üzere 197 bin trol olduğunu, bunlara telefon ve tablet temin edildiğini belirtiyor. Ücretli olan bu aktrollerin parayı alma yöntemi etkileşim yaratması ile orantılı imiş. Yaptıkları en büyük kampanyanın ise “Cumhurbaşkanı Erdoğan için yaptığımız #Yedirmeyiz etiketli kampanyaydı” şeklinde ifade ediyor.
Sarıkaya bugün kampanyaların yönetimi ve ödemeler için Fahrettin Altun’a işaret ediyor.
Gündemi değiştirmek, dezenformasyon ya da propoganda tvitleri
Aktrollerin yaptıkları kampanyaların bir kısmının zamanlamasına bakarsanız, o günlerde AKP ya da Recep Tayyip Erdoğan’a dair istenmeyen haberler olduğunu görebilirsiniz. Bunun için anında “din”, “laiklik” ya da “milliyetçilik” türü bir hashtag’li kampanyalar yaratılıyor.
Diğer bir kampanya türü, hedef siyasetçiler ve muhalif gazetecileri rahatsız etmeye, yapılan işleri küçültmeye çalışan türden olanlar. En son örneklerinden birisi İmamoğlu döneminde yapılan metro miktarı konusunda yaşadık.
Seçimde İstanbul’un kaynaklarını kullanmak için İmamoğlu’nu bu görevden aldırmaya çalışan iktidar, İmamoğlu’nun “yıllık ortalama bazında” İstanbul’a, Tayyip Erdoğan dönemi dahil diğer tüm belediye başkanlarından fazla metraj yaptığını gösteren grafiği taşıyan İBB Haber tweet’inin altına bakarsanız, bir sürü “kafa karıştırmaya çalışan” tweet görürsünüz.
Bazıları, yıllık ortalamayı kalkıp Topbaş’ın 13,5 yıllda yaptığı toplam miktarıyla karşılaştırıp, “en fazla Topbaş yaptı” derken, bazıları da yeni havalimanını Ulaştırma Bakanlığı yapıyor, onu da hesaba almış gibi doğru olmayan ifadeler kullanarak, İmamoğlu’nun metro konusundaki başarısını yok etmeye çalıştılar.
Aktroller etkinliği ve troller seçim güvenliği açısından bir tehlike
Sık sık Ayşenur Arslan’ın ve bazen diğer gazetecilerin de başına geldiği gibi, hedef gösteren, küçültmeye çalışan kampanyalar da mevcut. Ancak bunların bazılarının mahkemeye taşındığını ve orada kimlikleri ortaya çıkan trollerin davanın kapatılması için yalvardığı olaylar biliyoruz. Avukat Furkan Kamalak ile bunları ayrı bir programda aktaracağız.
Bir başka kampanya türü de, tabii ki AKP propagandasına yönelik oluyor. Zaman zaman bunları görüyoruz. En büyük kampanya olarak verilen Cumhurbaşkanı Erdoğan için yapılan #Yedirmeyiz etiketli kampanya bunun bir örneği.
Özetle belirtelim; troller yaptıkları, yapacakları tüm manipülasyonlarla seçim güvenliği açısından bir tehlike arz ediyor. Bu nedenle hem izlenmeleri, hem de raporlanmaları gerekli.
Kaynak: Turk-Internet