Hayat

Üniversitelerin kapatılması ve uzaktan eğitim üzerine

Depremde evsiz kalan vatandaşlara hızlı çözümler bulma çabası doğru ama bunu yaparken bütün üniversiteleri kapatıp uzaktan eğitime geçmek yanlış; karar geri çekilmeli.

6 Şubat Depremi ile birlikte yaşanan bu büyük felaketin etkilediği güzel ülkemizde insanlarımızın yaralarının bir an önce sarılması için herkes elinden geleni hatta fazlasını yapmak zorundadır.

Ancak 11 Şubat günü Cumhurbaşkanı tarafından duyurulan “üniversitelerin yaza kadar kapatılması ve eğitime uzaktan devam edilmesi” kararı bir bilimsel gerekçeye dayanmamaktadır. Bu karar için gerekçe gösterilen “KYK yurtlarının depremden etkilenen vatandaşlarımızın kullanımına açılması” bu kararın bu şekilde alınması için yeterli bir zemin sunmamaktadır.

Pandemi boyunca zorunluluktan uygulanan uzaktan eğitimin öğrencilerde yarattığı ruhsal, sosyal, bilişsel ve fiziksel kayıplar bilimsel araştırmalarla ortaya konduğu halde deprem yüzünden alınan bu aceleci karar sonunda öğrencilerin aynı kayıplara tekrar maruz kalmasının önü açılmıştır. Alınan bu kararın ileride daha büyük sorunlar yaratma potansiyeli olduğu bir gerçektir. O nedenle aşağıda belirtilen gerekçeler göz önüne alınarak bu karar gözden geçirilmeli ve geri çekilmelidir.

Uzaktan eğitim sorunlu

1- Depremden etkilenen ve evsiz kalan vatandaşlarımıza hızlı bir yaşam alanı bulmak oldukça doğru bir karardır. Bu kapsamda KYK yurtlarının da kullanılması da hızlı çözüm yaratabilmek için önemlidir. Ancak KYK yurtlarının uzun süreli bir çözüm olmayacağı aşikardır ve ailelerin uzun süre kalabilecekleri mekanlara aktarılması gerekmektedir. KYK yurtlarının geçici kullanımı için Üniversitelerin Bahar döneminin başlangıcı ötelenebilir, hatta yaz tatili ile birleştirilecek yeni bir akademik takvim belirlenebilir.

2- Kamuya ait misafirhaneler, kurum otelleri ya da benzeri kurumlar öncelikle kullanıma açılmalıdır.

3- Deprem bölgesinde elektrik ve internet altyapısı ve mobil telefon hatları çökme noktasına gelmiştir. Birçok öğrencinin bilgisayara erişimi de kalmamıştır. Bu nedenle uzaktan eğitime geçilmesi durumunda binlerce öğrencinin ve öğretim elemanının eğitime erişimi olmayacaktır.

4- Deprem bölgesinde depremden etkilenen üniversite sayısı kısıtlıdır. Ülkemizde üniversiteler ağırlıklı olarak İstanbul Ankara İzmir gibi büyük şehirlerdedir. O yüzden ülkenin üniversitelerinin çok büyük kısmının yer aldığı illerde uzaktan eğitime geçmek doğru bir politika değildir.

Üniversiteleri kapatmak yerine

5- Öğrencilerin deprem bölgelerinden ve büyük yıkıntıdan bir an önce çıkmaları, normal yaşama dönmeleri, akranlarıyla yaralarını sarmaları için yaşadıkları illerin dışında okudukları üniversitelerin yerleşkelerine dönmeleri onların psikolojik-sosyal ve fiziksel sağlıkları için çok önemlidir. Bu gerçeği göz ardı edip öğrencilerimizi yıkıntılara mahkûm etmek ne akla ne mantığa ne de ahlaka uygun değildir.

6- Ailelerinde çok büyük kayıplar yaşayan, evlerini ve mallarını kaybeden öğrenci ve öğretim elemanlarının hiçbir şey olmamış gibi uzaktan eğitime devam etmeleri beklenemez. Bu öğrenciler ve öğretim elemanları için dönem izni hakkı verilmesi en akıllıca politika olacaktır. Ayrıca isteyen öğrencilere kayıt dondurma hakkı tanınmalıdır.

7- Üniversiteleri kapatmak yerine depremden zarar görmemiş üniversitelerin uygun bölümlerine deprem bölgesindeki üniversitelerin öğrencileri misafir öğrenci olarak alınıp derslerine bu üniversitelerde devam etmelerine izin verilmelidir. Böylece öğrenciler hem eğitimlerine devam edebilecek hem de yaralarını daha hızlı saracaklardır.

Karar gözden geçirilmeli

8- Deprem bölgesinde olmayan üniversitelerin önümüzdeki dönem eğitime hangi formatta devam edecekleri kararı ancak o üniversitelerin “senatolarınca” alınacak bir karardır. Her üniversitenin koşulu ve o üniversitede okuyan ve depremden etkilenen öğrenci sayısı farklı olduğu için böyle bir karar merkezden alınamamalıdır.

9- Depremden etkilenen öğrencilerin eğitim hakkını korumak için bu öğrencilere derslere uzaktan (online) katılım hakkı tanınabilir ve dersler hibrid olarak verilebilir. Hibrid olarak verilebilecek derslere ise bölüm ve fakülte akademik kurulları karar verebilirler.

Sonuç olarak alınan bu karar hem pedagojik hem psikolojik hem de sosyolojik olarak öğrencilerin, öğretim elemanlarının ve üniversitelerin faydasına olan bir karar değildir.

Bu nedenle bu karar tekrar gözden geçirilmeli ve üniversite senatoları bu konuda karar almak için göreve çağrılmasıdır.

 

Soner Yıldırım

ODTÜ Eğitim Fakültesi, Prof. Dr.

Recent Posts

Yeni Anayasa’ya DEM Desteği İçin Üç Maddede Değişiklik Yeter mi?

TBMM Komisyonunun 4 Aralık toplantısı AK Parti-MHP ittifakının “Terörsüz Türkiye” sürecinin 2026 yılının ilk yarısındaki…

22 saat ago

Fidan: Savaş Yayılıyor, Bu Korkunç Bir Şey, Ama AB Güney Kıbrıs’a Rehin

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rusya-Ukrayna savaşının giderek daha geniş bir coğrafyaya yayıldığını, bunun “çok korkutucu…

1 gün ago

Erdoğan, Bahçeli’nin “Rezalet” Çıkışını Üstüne Almadı Barzani’yi Suçladı

İçişleri Bakanlığı 2 Aralık gecesi 22.15te Irak Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani’nin 29…

2 gün ago

CHP Operasyonları, Terörsüz Türkiye Sürecini Enfekte Ediyor

Dün, 1 Aralık, Ankara’da “Ortak Geleceğe Birlikte Bakmak” başlıklı bir çalıştay vardı. Diyarbakır merkezli araştırma…

3 gün ago

Komisyonun Karar Toplantısı Öncesi: Barış Vicdanı Olmadan Barış Olmaz

Barışın kaderi çoğu zaman masadaki teknik maddelerle, güç dengeleriyle ve takvimlerle açıklanır. Oysa eksik olan…

3 gün ago

Avrupa Kururken: Su Krizinin Sessiz Siyaseti

Avrupa’nın kuraklık haritası artık yalnızca meteoroloji raporlarında değil, uyduların yerçekimi ölçümlerinde de görünür durumda. Yirmi…

4 gün ago