15 Şubat akşamı ulusal radyo ve televizyon kanallarının büyük kısmının 23:00’den itibaren canlı yayınladığı AFAD ve Kızılay’a bağış kampanyasında (16 Şubat saat 03.00’e dek) 115 milyar lira toplandı. 6 milyar dolar, 5,75 milyar avro yapıyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan toplanan paranın her bir kuruşunun 6 Şubat Kahramanmaraş çifte depreminin yaralarını sarmakta kullanılacağını duyurdu.
Onuncu günde hala insanların acısını biraz olsun dindiren canlı kurtarma haberleri azalıp can kaybı sayıları artarken kampanyaya iş grupları, vatandaşlar ve isimlerini birazdan sayacağım siyasi parti liderleri de katkıda bulundu.
Dikkati çeken ise bu bağış miktarının dörtte üçünün yine hükümet kontrolündeki devlet kuruluşlarından geliyor olmasıydı. Devletin para basma yetkisine sahip kuruluşu Merkez Bankasının 30 milyar lira vermesi medyada anında yankı buldu: hükümet parayı devletin bir cebinden alıp diğerine mi koyuyordu?
Sadece Merkez Bankası da değil. Bağış toplamının 57,5 milyar lirası, yani yarısı Türkiye Varlık Fonu (TVF) şirketlerine aitti. Örneğin daha yenilerde 20 milyarlık zararını kapatmak için Hazine’den 22,5 milyar lira sermaye desteği alan Ziraat Bankası 20 milyar lira bağışlamıştı. Aynı şekilde Hazine’den sermaye desteği alan Vakıflar Bankası 12 milyar, Halk Bankası 7 milyar lira bağış yaptı.
TVF’nin başında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan var, vekili olarak işleri yürüten Erişah Arıcan aynı zamanda Borsa İstanbul’un da başında. Son günlerde deprem bölgesindeki 381 bin küçük yatırımcıyı zarara sokmakla suçlanan TVF şirketlerinden Borsa İstanbul da 2 milyar lira bağış yapmıştı. Türk Hava Yolları 2 milyar, Türk Telekom 2 milyar, TürkCell 3,5 milyar, Türkiye Sigorta 2 milyar.
Bağışların akıbeti 1999 Gölcük Depreminden beri toplanan vergiler gibi amacı dışında kullanılmayacaksa, hükümetin parayı devletin bir cebinden diğer cebine aktarması şu felaket günlerinde anlayışla karşılanabilir belki. Ama tekrar ediyorum, bağış miktarının dörtte üçü yine devlet şirketlerinden geldi.
Bağış kampanyasında dikkatlerin çevrili olduğu kesimler arasında muhalefetin “Beşli Çete” diye isim yaktığı AK Parti hükümetine yakın iş grupları vardı. Bu şirket sahiplerinden Mehmet Cengiz 3 milyar lira bağışlayınca sosyal medyada “Kimin parasını kime bağışladığı” soruldu. O gruplardan Kalyon Holding 950 milyon bağışladı, LİMAK ise 100 milyon. Doğan Medya Grubunu satın alırken Ziraat Bankasından çektiği krediyi ödemediği basına yansıyan Demirören Grubu de 50 milyon lirayı gözden çıkarabilmişti deprem bağışları için.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisi de toplam 2 maaşını bağışladıktan sonra yayınladığı Twitter mesajında bu şirketlere hitaben “Dekontları mutlaka saklayın; onları 418 milyar dolarlık borcunuzdan düşeceğim” demesi yankı buldu. Kılıçdaroğlu muhalefetin seçimi kazanması durumunda AK Parti iktidarı döneminde çoğu kamu ihalesini alan şirketlerden haksız kazanç olarak tahsilat yapacaklarını söylemişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve kabinesi toplam olarak 136 milyon 589 bin lira bağış yaptı. Buradaki en yüksek meblağın kendisi de büyük turizm yatırımcılarından olan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’dan geldiği konuşuluyor.
Siyasi liderler de bağış kampanyasına katıldı. Henüz bütün kayıtlar belli olmadığı için atladığım liderler beni bağışlasın. Kılıçdaroğlu’nu saydım. İYİ Parti lideri Meral Akşener ile DEVA lideri Ali Babacan kendileri ve eşleri için birer maaş, Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ ve Memleket Partisi lideri Muharrem İnce birer maaş, BBP lideri Mustafa Destici 1 milyon lira bağışladı. TBMM Başkanı Mustafa Şentop daha öncekilerle birlikte toplam 4 maaş, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş da 3 maaş bağış yaptı.
Daha önce, Erdoğan hükümetinde Maliye Bakanlığı yaptığı dönemde deprem vergilerine ne olduğu sorusuna duble yol, köprü yaptık gibi bir yanıt vermiş olan Mehmet Şimşek de 1 yıllık maaşını bağışladı.
Halkın yası bitip depremin yaraları sarılmaya başladığında konuşulmaya devam edileceği anlaşılan bir bağış kampanyası oldu “Tek Yürek”.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 23 Kasım’daki basın toplantısında Donald Trump’ın 20 Ocak 2025’te başlayacak ikinci…
İçişleri Bakanlığı'nın tartışmalı bir kararla Tunceli ve Ovacık belediye başkanlarını görevden alarak yerlerine kayyum ataması,…
Kendimden korkuyorum artık. Bıkkınlık gelip Stockholm Sendromuna yenik düşmekten, sahte mutluluk yaşayıp adalet mücadelesini bırakmaktan…
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında…
CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugün 22 Kasım'da Ankara’da yargılanmaya başlaması Türkiye’de siyaset üzerindeki…
Üç MHP milletvekilinin istifası haberi 20 Kasım akşam saatlerinde siyaset kulisine bomba gibi düştü. Beklenen…