Altılı Masa’nın parçası olan Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, AK Parti hükümetlerindeki bakanlığı döneminde yapılan elektrik ve doğal gaz özelleştirmeleri ile ilgili pişmanlığını ifade ederek “bugünkü aklımız olsa bunları özelleştirmezdik,” dedi.
Babacan, 14 Mart’ta T100 televizyonunda yayınlanan televizyon programında, AK Parti yönetiminin bir parçası olarak Ekonomi Bakanlığını yürüttüğü dönemde yapılan özelleştirmelerle ilgili açıklamalarda bulundu.
Babacan, şu ifadeleri kullandı:
“Elektrik, doğal gaz dağıtım yani özelleştirildikten sonra tekel olan şirketler, o alanlarında özelleştirme doğru olmadı. Özelleştirmeden sonra çok iyi bir denetimle devam etmesi gerekiyordu. Bazı özelleştirmeler öyle yapıldı ki, firma sahipleri denetleyen kuruluşlardan daha etkili olamıyorlar bakan ya da cumhurbaşkanı üzerinde. Özelleştirilen dağıtım şirketlerini denetlemeye giden eleman çok zayıf bir eleman fakat patronu işini bakanla cumhurbaşkanıyla halleden insanlar bunlar. Dolayısıyla bunlar denetlenemiyor, vatandaşa hizmet pahalı ve kötü gidiyor. Bugünkü aklımız olsa tekel durumundaki kuruluşları özelleştirmezdik. İyi bir denetimle verimli gider dedik ama bu sağlanamadı.”
2002-2007 ve 2009-2011 arasında AK Parti hükümetlerinde Ekonomi Bakanı olarak görev yapan Babacan, o dönemde yürütülen özelleştirme projeleri ile sık sık gündeme geldi. TEKEL, TÜPRAŞ, Türk Telekom, İstanbul Borsası’nın yanı sıra, birçok fabrikanın ve madenin özelleştirilmesi, Ali Babacan’ın Ekonomi Bakanlığı döneminde yapıldı.
Daha önceki açıklamalarında özelleştirmeleri savunan Babacan, örneğin Kasım ayındaki bir açıklamasında “Özel sektör daha verimli işletiyor. Devlet olunca 10 bin kişi çalışıyorsa, zorla bir 10 bin daha alıyor. Ondan sonra zarar ediyor. Zararı da bütün milletten topladığın vergiyle ödüyorsun,” ifadelerini kullanmıştı.
“Önemli olan kurum tekel mi? Yoksa kurum herkesin yaptığı işi mi yapıyor? Mesela şu çay bardağını kamu kuruluşu üretiyor. Devletin ne işi var çay bardağı üretmeyle? Herkes yapıyor zaten. Onu özelleştirmekte fayda var,” demişti.
“Telekom özelleşti, ne oldu?” diye soran Babacan, “Mülk devletin. Bütün altyapı devletin. Sadece işletme lisansı özeleştirildi. 6 buçuk milyar dolar nakit para aldı devlet o zaman” diyerek özel sektörün daha verimli işlettiğini savunmuştu.
DEVA Partisi 2022 yılının başında CHP ve İYİ Parti tarafından 2018 yılında seçim koalisyonu olarak kurulan Millet İttifakı’na katıldı.
Altı partiyi bünyesinde barındıran “Altılı Masa” bir yıllık çalışmanın ardından Ocak ayında ortak bir mutabakat metni yayınladı.
Masanın cumhurbaşkanı adayı olarak CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu açıklamasının ardından Babacan’ın ismi seçilmeleri halinde kurulacak hükümetlerde ekonomiden sorumlu pozisyonlarda geçiyor. Bu sebeple, Babacan’ın ekonomi ile ilgili açıklamaları takip ediliyor.
Ortak Mutabakat Metninde, özelleştirmelerle ilgili net bir politika belirtilmiyor.
Metinde TCDD’nin “kâr ve maliyet odaklı şirket yönetim uygulamalarına kavuşturulacağı” belirtilirken, kamu tarafından kontrol edilen şirket ve kamu bankalarının halka arzı, KİT’lerin yeniden yapılandırılması gibi düzenlemeler, Babacan’ın savunduğu liberal politikalara yakın bir çizgide görünse de, stratejik konumdaki kuruluşların özelleştirilmesi ile ilgili şu ifadeye yer veriyor:
“Milli menfaat ve milli güvenlik ilkeleri çerçevesinde, kritik özellikteki yetenekleri ve hizmetleri zaafa uğratacak askeri fabrika özelleştirilmesine gitmeyecek, uygun olacağı değerlendirilen faaliyet alanlarındaki özelleştirmeleri ise tüm ulusal katılımcılara eşit mesafede, serbest rekabet ortamı ve kamu ihale mevzuatına uygun olarak gerçekleştireceğiz,” ifadeleri yer alıyor.
Metinde ayrıca telekomünikasyon sektöründe devam eden imtiyaz sözleşmeleri ile ilgili ise “geçmiş süreçleri ve devir mevzuatlarını inceleyecek, gelişmiş ülke standartlarına uygun yeni bir yetkilendirme rejimi uygulamaya koyacağız,” ifadeleri yer alıyor.
Babacan, pişmanlığını dile getirdiği aynı programda özelleştirmelerle ilgili tutumlarında bir değişiklik olmadığını belirterek, “Bugün şununla aynı noktadayız: Devletin bloknot üreten bir fabrikası varsa, hemen özelleştirsin. Özel sektörde zaten 100 tane bloknot üreticisi vardır, 101. si olur. Devlet bunlarla uğraşmasın istiyoruz,” dedi.
Ancak, parti politikaları daha kamucu bir çizgide olan partiler ile daha liberal ekonomi politikalarını tercih eden partilerin bir arada bulunduğu Altılı Masa’nın ortak politika mutabakatının parti politikalarında olmasa bile kişisel söylemde de bir yumuşamaya yol açtığını söylemek mümkün.
ABD’nin seçeceği 47’inci Başkan, Türkiye’nin 12 Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın çalışacağı 5’inci Başkan olacak. AK Parti…
İçişleri Bakanlığı 4 Kasım sabahı Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ü, Batman Belediye başkanı Gülistan…
Karl Marx’ın meşhur sözüdür: tarihte olaylar ilkinde trajedi, ikincisinde komedi olarak tekrarlanır. CHP’li İstanbul Büyükşehir…
ABD’nin Orta Doğu’dan da sorumlu Merkezi Komutanlığı (CENTCOM) 1 Kasım’da gönderileceği duyurulan ilk B-52 stratejik…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanmasını protesto etmek için düzenlenen mitingdeki…
Avrupa Komisyonu'nun üyeliğe aday ülkelerin son bir yıl içindeki gelişmelerini değerlendiren yıllık raporu, 30 Ekim…