Siyaset

Meraklısı için CHP entrikaları: çanak çömlek patladı

İmamoğlu’nun CHP’nin bazı önemli isimleriyle Kılıçdaroğlu’nu istifaya zorlamak için düzenlediği video toplantının kaydının medyaya sızması CHP’deki kaynamayı daha da arttırdı. İmamoğlu “Kim sızdırdı?” arayışında. CHP’liler gelişmelerden rahatsız.

“Sır tek kişiliktir. Mahrem iki kişi arasındadır. Üç kişi kalabalıktır. Kural budur.” Meraklısı İçin Entrikalar Kitabı’nda  yazdığım parmak ısırtan yerli ve yabancı entrikalardan çıkarttığım özeti, eskilerin deyişiyle “kıssadan çıkan hisseyi” arka kapağa böyle yazmıştım.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bir grup CHP’li milletvekili ve yöneticiyle video toplantısının 19 Temmuz sabaha karşı YouTube’ta yayınlanan kaydını izlerken bu hisseyi hatırladım. Nitekim İmamoğlu’nun verdiği ilk tepkiler arasında “Kim sızdırdı?” merakı öne çıktı. Aslında videoda İmamoğlu’nun da kuşkulandığını ve “Kim bu katılımcı?” diye ismi yazmayan birisini sorduğunu izliyoruz. Dilimden çocukluğumuzun “kukalı saklambaç” oyunundan kalan bir deyim döküldü: Öyle görünüyor ki CHP’de “çanak çömlek patlamıştı”.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 28 Mayıs’taki seçim yenilgisi ardından istifasını isteyen partililer İmamoğlu etrafında örgütlenme çalışmaları yapıyordu. Zaten İmamoğlu da ilk tepkisinde “Daha doğal bir şey yoktur” diyerek daha önce de bu tür toplantılar yaptıklarını ve daha da yapacaklarını söyledi. Amaçlarının CHP Parti Meclisini olağanüstü toplantıya çağırıp Kılıçdaroğlu’nu istifa ve olağanüstü kurultaya zorlamak olduğu görülüyor.

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Genel Merkez’in toplantıdan haberi olmadığını ve “Ülke yangın yerine dönmüşken” parti yetkililerinin bu tür toplantılarını “etik bulmadıklarını söyledi.

 

Kılıçdaroğlu’nun bütün adamları

Artık iş bu kadar ayyuka çıktığına göre Kılıçdaroğlu’nun neden buna katlandığını, daha ne kadar katlanacağını sorabilirsiniz.
Ama gelin artık traji-komik hale gelen manzaraya yakından bakalım.
İmamoğlu’nun kendi etrafında CHP-içi bir güç odağı oluşturma toplantılarını ilk yazan T24’te gazeteci Candan Yıldız oldu. Yıldız üç ismin katıldığını yazmıştı: CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun -artık kendisi milletvekili olmadığı için- TBMM Grup Başkanlığına seçtirdiği Özgür Özel, Engin Altay ve Bülent Tezcan. Yine bu konuda, 13 Temmuz’da YetkinReport okurları biraz daha ayrıntılı bir haber okudu. Bu toplantılarda ‘Özel CHP’nin başına İmamoğlu CB adayı’ gibi Erdoğan-Gül modeli dahi ortaya atılmıştı. İsmini vermek istemeyen İBB kaynakları İmamoğlu ile hareket edip toplantılara katılan başka isimler de sıralıyordu. Özel, Tezcan ve Altay’a ek olarak Tekin Bingöl, Selin Sayek Böke, Muharrem Erkek, Onursal Adıgüzel gibi isimler de vardı.
Kılıçdaroğlu’nun bütün adamları yani… Kılıçdaroğlu’nun seçimi kaybetmesinde, o 25 milyon küsur muhalif seçmen için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı yeniden seçtirmeme ümitlerinin  yer ile yeksan olmasına yol açan 14-28 Mayıs seçim yenilgisinin CHP açısından sorumluluk ortakları…

Devirmek için Parti Meclisi

İşin ilginç bir boyutunu da söyleyeyim. O yazıyı yazarken adı geçen bazı isimlerle görüştüm, isimlerini saklı tutma kaydıyla konuştular; ben sözünde duruyorum. Ama bazı katılımcılar toplantıyı doğrularken, bazıları ısrarla inkâr etti. Gazeteci olarak benim hatamsa toplantının video yoluyla mı yapıldığını sormamak oldu. İnkârcılar için baştaki “üç kişi kalabalıktır” sözünü anımsatırım.
Videoda başka CHP’lilerin de adı geçiyor. Hakkı Süha Okay, Gökhan Günaydın, Sevgi Kılıç, Pınar Uzun, Yaşar Seyman, Turan Aydoğan; Parti Meclisi üyeleri.
Aslında parti içi demokrasi haklarını kullanıyorlar diye de bakılabilir. CHP Parti Tüzüğünün 20’inci Maddesi, 6’ıncı fıkrasına göre 60 kişilik Parti Meclisi, üyelerin en az beşte birinin, yani 12 üyenin beşte birinin imzasıyla olağanüstü ve gündemli toplantıya çağırılabiliyor. Ancak aynı maddenin 4’üncü fıkrasında PM’nin Genel Başkan başkanlığında toplanacağı da yazılı.
Kılıçdaroğlu katılmaz da PM toplanamazsa ne yapacaklar? Kılıçdaroğlu’nun TBMM Grup Başkan Vekillerinden Gökhan Günaydın “Kısa sürede 33 imza toplarız” diyor, “Gelmemesi onu siyaseten belli bir noktaya koyar.”

Hiçbir şey olmamış gibi

Kılıçdaroğlu seçimi kaybettiğinde Özgür Özel “Hiçbir şey olmamış gibi davranamayız” demişti. Davranmadıkları görülüyor.
Ama şimdi bu video yayınlanmamış gibi de davranamazlar.

Şimdi örneğin Özel ve Günaydın’ın da istifası isteniyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti’yi, seçim galibiyetine rağmen, nefes almadan 31 Mart 2023 seçimlerine koşturmaya başlamışken, CHP’nin bırakın yerel seçim için hazırlanmayı, kendi içinde giderek traji-komik hal almaya başlayan bir fetret devrinin eşiğine geldiği görülüyor.
Fetret devri diyorum, çünkü T24’te gazeteci Murat Sabuncu’nun da ifade ettiği üzere video toplantıdaki konuşmalarda ne siyasi ne ideolojik tartışma var; tek hedef Kılıçdaroğlu’nun devirmek. Gerisi? Ona o zaman bakacaklar artık. Bu ciddiyetsizliktir.
Dün görüşüne değer verdiğim bir arkadaşım “CHP’nin anlamsız, boş, gereksiz detaylarını yazacaksan okumayacağım, vaktimi daha değerli işlere harcayacağım” diye ültimatom çekti bana. Belki de bu okuyacağı son CHP yazısı olacak bu gidişle.

Bayrak açacaklarsa açsınlar

İmamoğlu ya da Özel ya da kim olacaksa, eğer gerçekten niyetleri varsa karınlarından konuşmayı bırakıp Kılıçdaroğlu’na karşı aday olduklarını ilan etmeli.

Bu demokratik haklarıdır ama bayrak açmanın da bir yolu, yordamı, ciddiyeti vardır.
Yoksa bir yandan hem CHP hem Türkiye’nin yönetimine talip olup diğer yandan böyle “Kim sızdırdı?” arayışına girersiniz.

Kılıçdaroğlu da bu videodan sonra artık bir şey olmuyormuş gibi davranamaz. İstifayı düşünmediği belli oluyor ama artık olağanüstü kurultaya bir an önce gidip yerel seçim için kolları sıvamak mı, her ne ise, farklı bir şeyler yapmalı.
Bu gölge boksunun ne kendilerine ne CHP’ye ne de Türkiye’de demokrasinin en büyük eksikliklerinden birinin güçlü ve tutarlı muhalefet eksikliği olduğuna inananlara bir faydası var. Kendilerine oy veren 25 milyon küsur seçmen için yapmalılar bunu en azından.
Çünkü artık kabak tadı vermeye başladı.

Murat Yetkin

Gazeteci-Yazar

Recent Posts

Ayasofya’dan sonra Kariye Kilisesi de yeniden cami

Ayasofya'dan sonra Kariye Kilisesi de yeniden müzeden camiye çevrilerek 6 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın uzaktan…

42 dakika ago

Sinan Ateş dosyasında bir kilit soru: 06 AT 5021 plaka kime ait?

Gazeteci Asuman Aranca’nın T24’te yayınladığı bir haber, Sinan Ateş cinayeti davasında iddianamesindeki önemli bir eksiği…

2 saat ago

Eğitim ve Sağlık alarm veriyor: 68 bin öğretmen açığı, 2 dakikalık hasta randevusu

Türkiye'de eğitim ve sağlık sistemindeki sorunlar alarm verici boyutlara ulaştı. Milli Eğitim Bakanlığı 68 bin…

23 saat ago

Özgürlükler kalesi Türkiye’den ABD’deki üniversitelere üzülmek

Üniversite fikrinin temelinde aramak, araştırmak yatar. Bunun yapılabilmesi için soru sormak gerekir, hoşa gitmeyen aykırı…

1 gün ago

DEM Parti’nin üç “normalleşme” ölçüsü: ilki Kobani davası

AK Parti’nin başlattığı yeni Anayasa girişimine muhalefetten en açık desteği veren Halkların Eşitlik ve Demokrasi…

2 gün ago

Çiğdem Toker: TÜİK yargı kararına rağmen bilgi karartmayı sürdürüyor

Hayat pahalılığı ve enflasyon ülkenin bir numaralı sorunu. Enflasyon oranlarını açıklamakla görevli Türkiye İstatistik Kurumu…

2 gün ago