Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın beraberindeki heyet ile birlikte çıktığı Körfez gezisi derinleşen ekonomik kriz için bir çıkış olarak değerlendirilse de yazarlar, Körfez ekonomilerinin de Türkiye’ye ihtiyacı olduğu kanaatinde.
Evrensel Gazetesi yazarı gazeteci Hediye Levent, Erdoğan’ın gezisini değerlendirdiği yazısında Körfez ülkelerinin ekonomilerini petrole bağımlılıktan kurtarmaya çalıştığını, bunun için en güvenli hattın da Türkiye olduğunu yazdı.
Suudi Arabistan ve BAE’nin öncelikle Varlık Fonu bünyesindeki kuruluşlarla ilgilendiğini, sağlık, ulaşım medya gibi sektörleri de incelediğini belirten Levent, çoğunlukla yapılan yorumların aksine bu ülkelerin “Türk lirasının dolar karşısında durulmasını, piyasaların sakinleşmesini ve yeni ekonomi politikasının belirginleşmesini istediği” yorumunda bulundu.
Levent, “Elbette burada devlet destekli Varlık Fonu bünyesindeki kuruluşları hariç tutmak gerekiyor ki, onların birkaçının satışı memleketi içinde bulunduğu krizden çıkarmaya yetmez gibi görünüyor. Zaten Türkiye’ye tek seferlik satışlar değil istihdam da yaratacak uzun vadeli yatırımlar gerekiyor. Ayrıca Körfez ülkeleri, Mısır gibi bölge ülkeleri dahil karşılıksız para vermeyeceklerini söylüyorlar,” ifadelerini kullandı.
Gazeteci Hediye Levent, yazısında Türkiye’nin ekonomik beklentilerle gerçekleştirdiği bu temasların “bir de öteki yüzü” olduğunu, Suudi Arabistan ve BAE’nin de Türkiye’ye muhtaç olduğunu yazdı.
Levent şöyle yazdı:
“Suudi Arabistan ve BAE ekonomilerini petrole bağımlılıktan kurtarmaya çalışıyor. Bu çerçevede Suudi Arabistan’ın 2030, BAE’nin 2025 vizyonları büyük bütçeli projelerle devam ediyor. İki ülkenin de hedefi farklı ekonomi kalemlerinde bölge merkezi olmak, Çin’den Avrupa’ya bütün dünyaya kara, hava ve deniz yoluyla bağlanmak, kültür ve turizm gelirlerini artırmak. Körfez ülkelerinin Avrupa’ya açılması için en güvenli hat Türkiye.
Velhasıl Körfez ülkeleri çok değişti. Özellikle Suudi Arabistan’ın hızlı dönüşümünün yakından izlenmesi gerekiyor. Zaten bölgenin siyasi lideri pozisyonunu iyice güçlendiren Suudi Arabistan’ın yanı sıra BAE ellerindeki parayı nereye harcayacaklarını hesaplayarak hareket ediyorlar.
Türkiye açısından Körfez’de birçok imkan ve ekonomiyi rahatlatabilecek fırsat var. Ancak bu fırsatları devlet mi değerlendirecek yoksa özel şirketler mi? Süreçler şeffaf yürütülecek mi? En önemlisi de art arda imzalanan anlaşmalar pratikte uygulanacak mı? Süreçlerin yürütülmesi aşamasında istikrar ve şeffaflık ve elbette kamu yararı gözetilmediği sürece kalabalık heyetlerle çıkarmalar yapmanın pek bir anlamı kalmıyor.”
Yazının tamamı için Evrensel Gazetesi’ndeki köşe yazısı
Şam Ravda Meydanı, 15 Aralık 2024, Türkiye’nin Şam Büyükelçiline 12 yıl aradan sonra, ay yıldızlı…
Mehmet Öğütçü ve Rainer Geiger Ortadoğu, yıllardır süregelen siyasi istikrarsızlık ve ekonomik çalkantıların izlerini taşıyan…
Yeni yıla girmemize sayılı gün kala, Milli Eğitim Bakanlığı sayesinde çocuklarımızı ve gençlerimizi maazallah kazara…
ABD ordusu bir kez daha Donald Trump’a Suriye resti çekiyor. Başkanlık görevini 20 Ocak’ta devralacak…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD'nin Gazprombank için uyguladığı yaptırımlardan Türkiye'yi muaf tutacağını…
Milli Savunma Bakanlığı (MSB) ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller'ın Suriye'de Türkiye destekli Suriye Milli…