Türkiye gazetecilerinin Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü’nü kutladığı 24 Temmuz’un ertesi günü beş gazeteci, Sibel Yükler, Delal Akyüz, Fırat Can Arslan, Delal Akyüz, Evrim Kepenek ve Evrim Deniz, savcı Mehmet Karababa ve eşi hakkında haber paylaşımları yaptıkları için gözaltına alındı.
Soruşturma, Diyarbakır Savcılığınca Terörle Mücadele Kanunu’nun 6. Maddesi olan “terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerinin hüviyetini açıklamak, yaymak veya bu yolla kişileri hedef göstermek,” suçlamasıyla açıldı.
Sibel Yükler, 25 Temmuz’da sabah saatlerinde Ankara’da, Delal Akyüz ve Fırat Can Arslan Diyarbakır’da, Evrim Kepenek İstanbul’da evlerine yapılan baskında, Evrim Deniz ise İzmir’de ifade vermek için gittiği karakolda gözaltına alındı. Evrim Kepenek karakola götürülürken kelepçelendi.
Sorgularının ardından Fırat Can Arslan tutuklanırken, Sibel Yükler, Delal Akyüz, Evrim Deniz adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Evrim Kepenek’in ise 26 Temmuz’da hakim karşısına çıkması bekleniyor.
Soruşturmaya konu olan “hedef gösterme” suçlamasının gerekçesi Diyarbakır’da 18 gazetecinin yargılandığı dava sürecinin ardından savcı ve eşi ile ilgili haberin paylaşılması.
15 gazetecinin tutuklu yargılandığı davada iddianameyi hazırlayan Savcı Mehmet Karababa’nın davaya bakan mahkeme üyelerinden biri ile evli olması sebebiyle gazetecilerin avukatları reddi hakim talebinde bulunmuş, bu durum gazeteciler tarafından haberleştirilmişti.
Bu haberin ardından savcının ve eşinin görev yerlerinin değiştirildiği haberini paylaşan ve retweet yapan beş gazeteci gözaltına alındı.
Hukuki süreci yakından takip eden Medya ve Hukuk Araştırmaları Derneği (MLSA) eş direktörü Avukat Veysel Ok, YetkinReport’a verdiği demeçte iddianameyi yazan savcı ile mahkeme üyesinin ilişkisinin olmasının adil yargılanma hakkının ihlali olduğunu belirttti.
Durumun dava dosyasına giren reddi hakim talebinden kaynak gösterildiğini, bu talebin kamuya açık bilgi olduğunu belirten Ok, gazetecilerin bu durumu haberleştirmesinin “mesleklerinin gereği olduğunu” belirtti.
2802 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 46/1 maddesine göre, eşler, ikinci derece dahil kan ve sıhri hısımlar bir mahkemenin aynı dairesinde görev yapamıyor.
Ok, savcının yargı mensubu olduğunu, polis veya istihbarat üyesi olmadığını bu sebeple TMK 6. Madde kapsamına giremeyeceklerini sözlerine ekledi.
Ok, “Bir suç varsa, sabah 6’da hukuki gereçe olmadan kelepçe takarak gözaltına alanlar suç işlemiş oluyor. Bu gazeteciler görevlerini yapmıştır,” dedi.
Avukat Mehmet Emin Aktar ise, sosyal medyada yaptığı değerlendirmede gözaltıların “sadece basın özgürlüğünün ihlali değil, kişi güvenliği hakkının da açıkça ihlali” olduğunu belirtti.
Aktar, “Resmi Gazete’de yayınlanmış olan ve Hakimler Savcılar Kurulu’nun web sitesinde açıkça yer alan “yer değiştirme suretiyle atanma” bilgisini twit ile paylaşarak haberleştiren ve bu twiti RT eden toplam beş gazetecinin gözaltına alınması sadece basın özgürlüğünün ihlali değil, yasanın verdiği soruşturma yapma yetkisini keyfi kullanmak suretiyle, kişi güvenliği hakkının da açıkça ihlalidir,” ifadesini kullandı.
1991 tarihli Terörle Mücadele Kanunu’nun 6/1 maddesinden suçlamasıyla 32 yıldır verilen ilk gözaltı ve ilk tutuklama kararı olduğu yorumu yapıldı.
Mehmet Öğütçü ve Rainer Geiger Ortadoğu, yıllardır süregelen siyasi istikrarsızlık ve ekonomik çalkantıların izlerini taşıyan…
Yeni yıla girmemize sayılı gün kala, Milli Eğitim Bakanlığı sayesinde çocuklarımızı ve gençlerimizi maazallah kazara…
ABD ordusu bir kez daha Donald Trump’a Suriye resti çekiyor. Başkanlık görevini 20 Ocak’ta devralacak…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD'nin Gazprombank için uyguladığı yaptırımlardan Türkiye'yi muaf tutacağını…
Milli Savunma Bakanlığı (MSB) ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller'ın Suriye'de Türkiye destekli Suriye Milli…
Esad gitti ama bence Suriye için en çetin meydan okuma yeni başlıyor. İsrail, ülkenin tüm…