Categories: Siyaset

Ordu ve Emniyet’teki önemli değişiklikler neye işaret ediyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Yüksek Askeri Şura (YAŞ) üyeleri toplantı öncesi Anıtkabir’de görülüyor. Emniyet’teki ve TSK’daki üst düzey değişiklikler Erdoğan’ın önümüzdeki 5 yılda öngördüğü değişiklikler çerçevesinde. (Foto: TCCB)

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 2 Ağustos’ta Emniyet’teki üst düzey değişiklilkeri onayladıktan sonra 3 Ağustos’taki Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısında da Türk Silahlı Kuvvetlerinin üst kademesinde önemli değişiklere imza attı. Yaşar Güler’i 3 Haziran’da Milli Savunma Bakanlığı’na getirmesinden beri boş bulunan Genelkurmay Başkanlığına İkinci Ordu Komutanı Orgeneral Metin Gürak’ı atadı.

TSK üst kademesinde üst düzey değişiklikler olacağı zaten bir süredir Ankara’da konuşuluyordu. En güçlü aday olarak ise Gürak’ın adı öne çıkıyordu. YAŞ kararlarıyla Kara Kuvvetleri Komutanlığına Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu, Hava Kuvvetleri Komutanlığına da Muharip Hava Kuvveti Komutanı Orgeneral Ziya Cemil Kadıoğlu getirildi. Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu görevinde kaldı.

İki günde güvenlik bürokrasisinde (1) yapılan bu üst düzey değişiklikleri Erdoğan’ın kısa ve uzun erimli hedefleri bakımından birbirinden ayrı düşünmek mümkün değil.

Önce kısa erimli hedefler açısından Enmiyet’teki atamaları tahlil edip, sonra askeriyeye döneceğim.

Fazla politize olanlar kızakta

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın göreve gelmesi ardından Emniyet’teki en kapsamlı değişikliklere göre 52 il Emniyet Müdürü değişti.

Müdürlerden 24’üne aktif görev verilmedi; bu müdürler merkeze alındı. Bu durum ister istemez önceki bakan Süleyman Soylu’ya yakın olduğu bilinen isimlerin Yerlikaya tarafından ve tabii ki Erdoğan’ın onayıyla “kızağa çekilmesi” olarak yorumlandı.

Elbette merkeze alınan ya da değiştirilen her Emniyet Müdürünü “Soylu’nun elemanı” olarak tanımlamak mümkün değil; neticede Soylu 7 yıl İçişleri Bakanlığı yaptı. Ancak örneğin kızağa çekilenler arasında Soylu’ya en yakın isimlerden Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz da bulunuyor. Yılmaz, şimdiki Bakan Yerlikaya İstanbul Valisi iken hakkında bir “son dakika” FETÖ soruşturması başlatmıştı. Kızağa çekilen isimler arasında Sedat Peker’in Soylu aleyhine Sezgin Baran Korkmaz iddialarında adı geçen Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Resul Holoğlu da bulunuyor.

İsim isim analiz için gazeteci Tolga Şardan’ın T24 yazısını bu bağlantıdan okumanızı öneririm. O konuda dikkat çekmek istediğim konu, Soylu’nun tercihi olmadığı bilinen İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş’ın yerini koruması. Keza Adana Emniyet Müdürü Doğan İnci ve Antalya Emniyet Müdürü Orhan Çevik’in de. Hakkında Hrant Dink cinayeti ve Ankara Garı Katliamı olaylarında istihbarat ihmali iddiaları bulunan yeni Ankara Emniyet Müdürü Engin Dinç dahil, Emniyet’teki yeni ekibin ağırlıklı ortak özelliği, Soylu ekibi kadar politize olmamaları.

Emniyet’teki değişiklik seçim odaklı mı?

Yerlikaya’nın çalışacağı Emniyet’teki yeni ekibin Soylu ekibi kadar politize olmamasına, AK Parti yönetimince “fazla MHP’li” görünen isimlerin daha az etkili görevlere kaydırılması da dahil.

Bir yönden bakarsanız, Erdoğan’ın özellikle PKK ve FETÖ operasyonlarında Soylu’ya yaptırmak istediklerini yaptırdığı ama Cumhurbaşkanlığını kazandıktan sonra yeni hedefleri için yeni kadrolara ihtiyaç duyduğunu söyleyebilirsiniz.

Erdoğan’ın şimdiki -kısa vadeli- hedefi 24 Mart 2024 yerel seçimlerinde CHP’nin elindeki 11 büyükşehir belediyesinin tamamını almaktır. Bunu keskin isimlerle yapamayacağının, daha merkezde, daha ılımlı, daha geniş kitleye hitap edebilecek adaylarla yapabileceğinin farkında. Emniyet’teki yapılanmanın seçimlerde belki Yüksek Seçim Kurulundan sonra ikinci planda rol üstlendiği son seçimlerde görüldü.

Erdoğan’ın 2024 seçimlerinde talimatları ikinci siyasi hedefler gözetmeden yerine getirecek bir kolluk yapısını hedeflediğini saptamak mümkün.

Yerel seçim odağıyla çelişmeyen bir diğer ihtimal de Erdoğan’ın artık (MHP dahil) ittifaklara ve AK Parti içinde ayrı bir siyasi odak olarak görülebilecek (Soylu gibi) siyasetçilere bağlılığa dayanmayan bir polis gücü oluşturma vakti geldiğini düşünmesidir.

Gürak örneği değişimin başlangıcı

Türk Silahlı Kuvvetleri yapısındaki değişiklikleriyse yerel seçim odaklı değil, daha uzun erimli düşünmek lazım.

Erdoğan beş yıl daha iktidarda. Yerel seçimlerden sonraki hedefi Anayasa değişikliği olacaktır. (2)

Bu süreç aynı zamanda Türkiye’nin ekonomik krizden çıkıp çıkamayacağının da belli olacağı, çıkış yapısına göre dış ve güvenlik politikalarında yeni ufukların açılıp açılmayacağının görüleceği bir süreç olacaktır. Bilindiği gibi YAŞ’ta yalnızca ordu kademelerindeki terfi ve tasfiyeler değil, harbe hazırlık durumu ve yeniden yapılanma imkânları da görüşülmektedir ve bütün bunlar Dışişleri ve Hazine ve Maliye bakanlıklarını da yakından ilgilendiren konular.

Erdoğan önündeki bu süreçte yeni ve -nispeten diyelim- güvenebileceği bir komuta heyetiyle çalışmak istiyor. Tıpkı Emniyet’teki gibi daha az politize, özellikle sürecin ilk yıllarında 65 yaş sınırına takılmayacak ve kendilerini sahada, muharip sınıfta kanıtlayarak yükselmiş bir ekip kurmayı istiyor.

Dolayısıyla, daha önce Azerbaycan’la ortak askeri heyetin eş başkanı olduktan sonra Libya harekâtını Genelkurmay İkinci Başkanı sıfatıyla koordine eden ve 2020’den itibaren MİT işbirliği ile PKK’ya karşı Irak ve Suriye’deki TSK operasyonlarını yöneten İkinci Ordu Komutanı Metin Gürak’ın getirilmesi konuyu izleyenler için sürpriz olmadı.

Bir 15 Temmuz riskine daha dikkat

Erdoğan’ın TSK’da da Emniyet’teki “talimatları farklı bir siyasi odağa bakarak” değil anında yerine getirecek bir polis kadrosu gibi daha askeri ölçütler odaklı ve “gözü başka yere kaymayacak” bir komuta heyeti amaçladığı gözlenebiliyor.

15 Temmuz 2016 darbe girişimi ardından Hulusi Akar’ın yönetiminde kurulan yönetim ekibinin “toplama” bir ekip olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bu YAŞ ile Erdoğan TSK’da köklü bir değişimin ilk adımını atmak istiyor izlenimi veriyor. Daha az politize derken bir yanda Erdoğan’ın Türk Silahlı Kuvvetlerini “Peygamber ordusu” olarak görme arzusu diğer yanda orduyu cemaatlerin etkisi dışında tutma zorunluluğu bulunduğuna, bunu göz ardı etme maliyetinin çok yüksek olabileceğine dikkat etmek gerekiyor.
Tıpkı Emniyet’teki gibi Askeriyede de “dini bütün çocuklar” söyleminin nelere yol açtığını hatırlayıp ders çıkarmakta Türkiye’nin ve halkın iyiliği için fayda var.

NOT

1- Milli İstihbarat Teşkilatı da “güvenlik bürokrasisi” kategorisinde sayılır ama MİT bu yazının kapsamı dışında.

2- Anayasa değişikliğinin Meclis ve yargıyı daha öne çıkarabilecek, örneğin yarı-başkanlık sistemi gibi bir yapıya evrilip evrilmeyeceği, CHP’nin Anayasa görüşmelerinde uzlaşmaz bir tavır izlememesine bağlı olacağı görülüyor. Bu ayrıca ele alınması gereken bir konu.

Murat Yetkin

Gazeteci-Yazar

Recent Posts

Erdoğan’dan İmamoğlu ve Özel’e 1’er milyonluk tazminat davası

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanmasını protesto etmek için düzenlenen mitingdeki…

12 saat ago

Avrupa Komisyonu Türkiye raporu: “Toprağı bol olsun”

Avrupa Komisyonu'nun üyeliğe aday ülkelerin son bir yıl içindeki gelişmelerini değerlendiren yıllık raporu, 30 Ekim…

13 saat ago

Kıbrıs Rum lideri Beyaz Saray’da: Yeni strateji Türkiye’yi zorluyor

Kıbrıs Rum Yönetimi Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides’in Beyaz Saray’da ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı görüşme,…

1 gün ago

İktidarın dayattığı gündem 2025 bütçe görüşmelerini perdeliyor

TBMM'de 2025 yılı bütçe kanun teklifi görüşmeleri başladı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Plan ve…

2 gün ago

Esenyurt ters tepti: CHP sertleşti, erken seçim dedi

CHP’nin kitlelere sert muhalefet sözü vermesi için başına saksı düşmesi gerekiyormuş demek ki; o saksı…

2 gün ago

Sandıkta kaybettiysen yargıyla gasp et: hedef hem İmamoğlu hem Yavaş

Kayyum virüsü İstanbul’a da sıçradı. AK Partili ya da MHP’li olmayan bütün belediyeleri tehdit altına…

2 gün ago