Türkiye, yüzüncü yılında coğrafi engelleri aşıyor, Asya’yı Avrupa’ya bağlıyor, denizin altından geçiyor ancak engelli vatandaşlarının problemlerini bir türlü aşamıyor. Enflasyondaki artış ve ekonomik kriz ile, zaten iş gücünde çok yer bulamayan engellilerin alım gücü git gide düşerken yasal düzenlemeler ile kolaylaştırılması gereken pek çok yaşam alanı da daralıyor.
Bu krizlerin üzerine bir de Engelli Sağlık Kurulu Raporlarında belirtilen engellilik oranlarının hastanelere göre farklılık göstermesi eklendi.
Engelli Sağlık Raporu sürekli değişiyor
Engelliliğin değerlendirilmesi için verilen bu raporlarda belirtilen engellilik oranları yetkili hastanelere göre farklılık gösterirken, farklı kurumlar mevzuata uygun olmayan gerekçelerle yeni rapor talep edebilmektedir. Hatta, sağlık kurulu raporu sürekli olan kişilerden dahi raporlarını yenilemeleri istenebilmektedir. Yenilenen raporlarda değişen engellilik oranları, engellilerin daha önce yararlandıkları hak ve hizmetlerden yararlanamamasına neden olmaktadır.
Bu konuda kısaca kendimden örnek vermek istiyorum. 9 yaşımda sarkom hastalığı sonucunda sol bacağımı kalçadan kaybettim. Hastaneden yetişkin raporu almak için 18 yaşını bekledim. O yıllarda aldığım engelli rapor oranı yüzde 76 idi. Yaklaşık 5 yıl sonra 23 yaşında aldığım rapor yüzde 60 oranına düştü fakat engelimde hiçbir değişiklik yaşanmadı ve kesilen bacağımın yerine yenisi çıkmadı. Bir 5 yıl sonra tekrar rapor aldığımda oran yüzde 50 oldu. Sanırım bundan bir 5 yıl sonra tekrar rapor alırsam engelli kategorisinden çıkarılacak gibi gözüküyorum.
624 bin kişi engelli maaşı alıyor
Aile Bakanlığı’nın 2022 yılı verilerine göre Türkiye’de Ulusal Engelli Veri Sisteminde kayıtlı ve hayatta olan engellilerin sayısı 2 milyon 511 bin 950 kişi. Ağır engeli olan kişi sayısı 775 bin 012. Aile Bakanlığı’nın verilerinde bu kişilerle ilgili şöyle bir not var: bu sayılar “Sağlık Kurulu Raporu almak için yetkili hastanelere başvurmamış ve hizmet almak için devletle temasa geçmemiş bireyleri kapsamamaktadır.” 775 bin ağır kişi arasından ise 624 bin kişi engelli maaşı alıyor.
Maluliyet maaşları, engellilik derecesine göre değişiyor, örneğin yüzde 40 engelliliği bulunan bir kişi ayda bin 874 lira alırken yüzde 70 engelliliği olanlar ayda 2 bin 811 TL alıyor. Bugün asgari ücret 11 bin 402 lira. Turkey Recap’in haberine göre 2019 yılında engelli yardımlarının en alt kademesindeki bireyler asgari ücretin yüzde 23’ünü alırken 2023 yılında aldıkları maaş asgari ücretin yüzde 16’sını oluşturuyor. Kaldı ki, maaştan faydalanabilmek için hane halkında kişi başına düşen gelirin asgari ücretin üçte biri olması gerekiyor, bu da hanenin yoksulluk sınırının altında yaşamasını gerektiriyor.
Erişilebilir bir ülkede yaşama hakkı 2026’ya ertelendi
Sağlık kurulu raporu verilirken sadece tıbbi değil sosyal ve toplumsal kriterler de göz önünde bulundurulmalıdır. Engelli Sağlık Kurulu Raporları tartışmasız tüm kamu kurumunca dikkate alınmalıdır. Engellilerin zorunlu olarak kullandıkları tıbbi malzemelerden ve ilaçlardan katkı payı alınmamalıdır. Sağlık kurulu raporları her koşulda ücretsiz verilmelidir.
Engelliler Kanunu ile 2012 yılı itibarıyla tüm yaşam alanlarının erişilebilirliğinin, kamu ve özel toplu taşıma araçlarının, bilgi ve iletişim teknolojisinin erişilebilir olması gerekirken, yıllar içinde yapılan yasal düzenlemelerle bu yükümlülük ötelenmiştir.
Engellilerin erişilebilir bir ülkede yaşama hakkı 2022 yılında yapılan son düzenleme ile 2026 yılına ertelenmiştir.
Tüm yaşam alanlarının erişilebilirlik standartlarına uygun düzenlenmesine öncelik verilmelidir. Bu kapsamda, illerdeki Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Komisyonlarının yetkileri artırılmalı, etkin ve çalışır duruma getirilmelidir.
Engellilerin hayatlarını kolaylaştıracak engellilere özgü araç ve gereçler ortez, protez, tekerlekli sandalye, işitme cihazları ve diğer tıbbi cihazlar ÖTV ve KDV’den muaftır. Engellilerin yaşamını kolaylaştırma amaçlı aldıkları diğer motorlu araçlar da KDV’den muaf tutulmalıdır. Bunların temininde sabit kur uygulamasından vaz geçilmelidir. Engellilerin bu araçlara erişiminin önündeki engeller kaldırılmalıdır. Engelli otomobil alımlarındaki fiyat limitli sistemin acilen kaldırılması ve eski sistemde olan max. 1600cc motor alımlı işleyişe geri dönülmelidir.
Engellilerin ilkokuldan sonra okul bırakma oranı yüzde 60
Türkiye’nin de taraf olduğu ‘Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi ve T.C. Anayasasıyla güvence altına alınan eğitim hakkını engeli olan öğrencilerin tam olarak kullanabilmeleri sağlanmalıdır. Türkiye, engelli çocukların ilkokuldan sonra okulu bırakma oranı yüzde 60 ile AB ülkeleri içinde en yüksek olan ülkedir.
Engelli çocukların akranlarıyla birlikte eğitime dahil olabilmeleri için nitelikli kapsayıcı/ bütünleştirici eğitim ortamı sağlanmalıdır. Öğretmenler başta olmak üzere insan gücü nitelikli hale getirilmelidir. Çocukların bireysel gereksinimleri göz önüne alınarak makul düzenlemeler yapılmalıdır. Mekanlar, bilgi ve teknolojinin erişilebilir olmalıdır.
Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesini kapsamında Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Komitesi Türkiye’den zihinsel ve psiko-sosyal engelli bireylerin seçme ve seçilme hakkını kullanabilmeleri için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
Engelli göçmenler: çoğu çocuk
Ayrıca ülkemizde sayılarını tam olarak bilmediğimiz ancak on binlerle ifade edilen mülteci ve göçmen engelli bireyler vardır. Bunların önemli bir kesimini çocuklar oluşturmaktadır. Ne yazık ki bunlarla ilgili hiçbir veri elimizde yoktur. Yetkililer engelli STK’larla birlikte mülteci ve göçmen engellilerin temel yaşamsal hakları için devlet olmanın gereğini yerine getirmelidir.
Ülkemizde ekonomik şartların zorlaştığı bu döneminde toplumun değişik kesimlerine iyileştirmeler yapılırken engelliler ihmal edilmektedir. Biz de engelli bireyler ve aileleri olarak 2024 yerel seçimlerinde bu durumu göz önünde bulunduracağız.