Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları sırasında 31 Mart yerel seçimleri için adaylığını açıklayarak muhalefet saflarında 28 Mayıs seçimlerinden bu yana görülen dağınıklıkta ilk toparlayıcı hamleyi yaptı. Ankaralılara “Yeni dönemde de bir devlet adamına yakışır şekilde rozetsiz başkanlık yapmaya devam edeceğim” dedi; “Beş yıl daha sizlerle birlikte olmak istiyorum.
Yavaş adaylığını şu koşullar ve zamanlama çerçevesinde açıkladı:
Bir de Yavaş, CHP’in adayı olarak öne çıkmadı, “rozetsiz başkan” vurgusu önemli bir ayrıntı.
Bakın ne anlama geliyor?
Kılıçdaroğlu, Yavaş’ın da İmamoğlu’nun da belediyeciliğinden memnun olduğunu söylüyor; bu bir. Bunu parti içi siyasi dengeleri kollayarak zaman kazanmak maksadıyla yapıyor olabilir ama böyle bile olsa beyan ortada. Zamanlama bakımından Yavaş’ın, CHP Ankara İl Kongresi yapılmadan elini açması da önem taşıyor. CHP yönetiminin bu aşamadan sonra Yavaş dışında tercih kullanması Ankara Belediye Başkanlığı seçiminde yenilgiyi peşinen kabul edişi olarak algılanır.
Akşener, 26 Ağustos konuşmasında -isimlerini vermeden- Kılıçdaroğlu yerine İmamoğlu ya da Yavaş cumhurbaşkanı adayı gösterilseydi kazanmış olacağını söyledi. Her ikisini de Kılıçdaroğlu’na rağmen adaylıklarını açıklamaya cesaret etmedikleri için eleştirdi. Şimdi Yavaş hem de CHP’den icazet açıklaması yapılmadan adaylığını açıklamış bulunuyor. Üstelik, Akşener, Parti sözcüsü Kürşad Zorlu’nun “Ankara ve İstanbul’da kendi adayımız” açıklamasının “tedbir” (ya da taktik) olduğunu söyleyerek kapıları açık tuttuğunu gösterdi.
Ancak Yavaş 30 Ağustos çıkışıyla Akşener’i de artık başka aday göstermesi durumunda Ankara’yı Erdoğan ve AK Parti’ye teslim etmiş sayılacağı algısıyla baş başa bıraktı.
Bu gelişme hem CHP hem de İYİ Parti yönetimlerini ters köşede bırakıyor görünse de aslında rahatlatmış da sayılabilir.
Yavaş her iki parti yönetimlerini de riskli bir karar almak sıkıntısından -riski kendi üstlenerek kurtardı.
Bu bakımdan muhalefet saflarında 28 Mayıs yenilgisinden beri görülen dağınıklığı toparlayıcı ilk hamle olma özelliği de var.
Yavaş, Erdoğan’ın işini biraz zorlaştırmış da olabilir. Seçimden bu yana CHP ve İYİ Parti içindeki çalkantılar, Millet İttifakının dağılması gibi gelişmeler AK Parti saflarında muhalefetin Yavaş’ın adaylığı etrafında birleşmeyebileceği değerlendirmelerine yol açmıştı. Şimdi Erdoğan, Ankara’ya da İstanbul kadar önem vermek, seçimi Yavaş’tan alacak bir aday bulmak zorunda.
Her halükârda Yavaş çıkışıyla muhalefetteki üzerine ölü toprağı serpilmiş bezginliği dağıtmaya yarayabilecek bir adım attı. Bu adımın CHP içinde İstanbul’da İmamoğlu’nun adaylığı konusundaki belirsizliğin giderilmesini de hızlandırabilir. Hangi yönde hızlandıracağını biraz da İstanbul İl Kongresi gösterecek ama Yavaş, İmamoğlu’nun işini de kolaylaştırmış olabilir.
İçişleri Bakanlığı'nın tartışmalı bir kararla Tunceli ve Ovacık belediye başkanlarını görevden alarak yerlerine kayyum ataması,…
Kendimden korkuyorum artık. Bıkkınlık gelip Stockholm Sendromuna yenik düşmekten, sahte mutluluk yaşayıp adalet mücadelesini bırakmaktan…
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında…
CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugün 22 Kasım'da Ankara’da yargılanmaya başlaması Türkiye’de siyaset üzerindeki…
Üç MHP milletvekilinin istifası haberi 20 Kasım akşam saatlerinde siyaset kulisine bomba gibi düştü. Beklenen…
Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Çayırhan Termik Santrali’nde yaklaşık 500 madenci özelleştirme kararına karşı kendilerini maden…