Ceren Özdemir katledilmeden önce annesi ve Babası, Gülfer ve Yılmaz Özdemir’le birlikte.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç 2019’da Ordu’da öldürülen Ceren Özdemir’in katili Özgür Arduç’un infaz yasasından yararlanarak tahliye edileceği ya da iyi hal gerekçesiyle açık cezaevine alınacağı haberlerini yalanladı.
Tunç, sosyal medyada yayınladığı mesajda şunları söyledi:
Tunç şöyle devam etti:
20 yaşındaki üniversite öğrencisi Ceren Özdemir 3 Aralık 2019 tarihinde Ordu’daki evinin önünde cezaevi firarisi Özgür Arduç tarafından öldürülmüş, canavarca hislerle insan öldürmekten mahkûm edilmişti. Arduç yakalandıktan sonra da güvenlik aracı içinde iki polisi yaralamıştı.
“Cezaevinden kaçamamış olsaydı kısımız yaşayacaktı” diyen Özdemir’in ailesi, Arduç’un cezaevinden kaçmasında kusuru görülen kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunmuş ancak Ordu 1. Sulh Ceza Mahkemesi, Arduç’un “iyi hali” nedeniyle açık cezaevine nakledilip kaçmasında cezaevi yetkililerine atfedilecek bir kusur görmemişti. Dava Anayasa Mahkemesinde karara bağlanmayı bekliyor.
Ceren Özdemir’in babası Yılmaz Özdemir, YetkinReport’a yaptığı açıklamada Adalet Bakanlığının, kızının katilinin tahliye ya da açık cezaevine naklinin söz konusu olmadığı açıklamasını olumlu karşıladıklarını ancak “Üç buçuk yıldır Anayasa Mahkemesinin kararını beklediklerini” söyledi.
Adalet Bakanı Tunç açıklamasını Ceren Özdemir’in katili hakkında medyada da yer alan haber ve duyumlar üzerine kendisini açıklamaya davet etmem üzerine 30 Ağustos’taki YouTube yayınıma tepki olarak yaptı.
Doğrusu, katilin infaz yasasından yararlanmayacağını açıklamasından memnuniyet duydum.
Ümit ederim, Barış Pehlivan gibi gazeteciler, aralarında Can Atalay gibi TBMM’ye de seçilmiş Gezi Davası tutuklularının yararlandırılmadığı infaz yasasından cinayet, cinsel saldırı, tecavüz, hırsızlık, mafya üyeliği gibi suçlardan mahkûm olanların “kader mahkûmu” adı altında yararlanacağı bilgisini de yalanlar.
Burada tuhaf olan benim kendisini açıklamaya davet etmemi “Adli yılın açıldığı günde” kasti olarak yapılmış bir “dezenformasyon” ve “kamu düzenini bozma” girişimi olarak suçlayarak “hukuki süreç başlattığını” açıklamasıdır. Böyle bir şeyin olmadığına kendisinin de inanarak söylediğini sanmıyorum ama bu tür davalarla ne ilk defa karşılaşıyorum ne de sonuncusu olacağını sanıyorum.
Ümit ediyorum Bakan Tunç, aynı hassasiyeti Türkiye’nin dünya ülkeleri arasında giderek gerileyen yargı bağımsızlığı sıralaması konusunda da gösterir ve kimbilir kaçıncı “sivil anayasa” çalışmalarına bu yönde ağırlığını koyar.
Ankara’da sabırsızlık artıyor, sinirler geriliyor. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin önerisi üzerine PKK’nın kurucu lideri Abdullah…
CHP lideri Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan Ekrem İmamoğlu’nun özgürlüğü ve erken seçim “dilenecek hali…
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 26 Nisan sabahı İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) yetkilileri, çalışanları ve Ekrem İmamoğlu…
Türkiye’de üniversite özerkliği ve kurumsallaşma yolunda ilerleme yerine zamanla bir gerileme yaşandı. Son yirmi yılda,…
PKK kurucu lideri Abdullah Öcalan’ın kurduğu örgüte silah bırakıp kendini feshetmesi çağrısında kritik bir eşiğe…
İstanbul’un Silivri ilçesi açıklarında, Marmara Denizinde 23 Nisan öğle saatlerinde meydana gelen bir dizi deprem…