Nikol Paşinyan’ın siyasi acemiliği ve fırsatçılığı Ermenistan’a pahalıya mal olmaya, İlham Aliyev’in dinamik ittifaklar politikası ve deneyimiyse Azerbaycan’a kazandırmaya devam ediyor. Tabii Ermenistan yönetiminin başta ABD ve Fransa gibi destekçileri konum kaybederken İran kaybetmese de durduğu yerde patinaj yapıyor. Azerbaycan’la beraber Rusya, Türkiye ve İsrail de konum güçlendiriyor bu arada.
Bu Aliyev-Paşinyan, ya da Bakü-Erivan denklemi sayesinde Azerbaycan 2020’de Ermenistan işgali altındaki topraklarını geri almış ve imzalanan anlaşmayla Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan toprağı olduğunu kabul ettirmişti. Bir gün süren askeri anti-terör operasyonu sonrasında 20 Eylül’de ilan edilen ateşkesle de -yine 2020 anlaşmasına göre- Karabağ içindeki Ermeni nüfusun yerel yönetim bölgesinde bulunup anlaşmayı tanımayan ayrılıkçı silahlı güçlerin dağıtılmasını ve o bölgenin Azerbaycan ile tam bütünleşme gündemiyle masaya oturmasını sağlamış görünüyor.
Paşinyan son süreçte üç ağır hata yaptı.
Birincisi, Ukrayna Savaşı nedeniyle Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in tutuklanmasını öngören Uluslararası Ceza Mahkemesine üyelik başvurusu yaptı. Moskova bunun “çok ciddi sonuçları” olacağı uyarısında bulundu. Sınırları dahi Rusya tarafından korunan Ermenistan’da hükümetin Ermeni diasporasının 2024 seçimi baskısı altındaki ABD yönetiminin hoşuna gitsin diye attığı bu adım hayret verecek acemilikteydi.
İkincisi, Paşinyan’ın Ermenistan’da ABD ile 11-20 Eylül’de askeri tatbikat kararı almasıydı. Tatbikatın amacı barış gücü operasyonlarında NATO öncülüğünde işbirliği idi. NATO Avrupa Genişleme Komitesi Başkanı Günther Fehlinger’in Ermenistan’ın NATO üyeliği çağrısı yapması işin tuzu biberi oldu, Rusya derin endişe belirtti. (Fehlinger’in bu çağrısı Türkiye tarafından NATO’da gündeme getirilmesi konusunda henüz açıklama bulunmuyor.)
Üçüncüsü, Ermenistan’ın 18 Eylül’de Kızılhaç’ın Dağlık Karabağ’a göndereceği insani malzeme için sadece Laçin koridorunu değil Azerbaycan’ın güvenceye aldığı Agdam-Hankenti koridorunu da kullanabileceği beyanını reddetmesiydi. Böylece Erivan’in hedefinin Laçin koridoru olduğu açığa çıktı.
19 Eylül’de Ermeni militanlar yola döşedikleri mayınla dört Azeri polisi öldürünce Azerbaycan harekata başladı.
Azerbaycan’a ilk destek veren Türkiye oldu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan BM Genel Kurulundaki konuşmasında olayın Azerbaycan’ın kendi sınırları içinde bir anti-terör operasyonu olduğunu, çünkü Dağlık Karabağ’ın -Ermenistan’ın da resmen tanıdığı üzere- Azerbaycan toprağı olduğunu söyledi. Türkiye ve Azerbaycan “İki devlet ama tek millet” idi ve bu da BM Genel Kurul tutanaklarına geçmiş oldu.
Ortalığı ayağa kaldıran Fransa oldu. Fransız Dışişleri, Avrupa güvenliğini tehlikeye attığını öne sürdüğü Azerbaycan’ı operasyonu derhal durdurmaya çağırdı. ABD ile birlikte BM Güvenlik Konseyini operasyonun durdurulması amacıyla toplantıya çağırdılar.
Ancak o arada iki şey daha oldu. Birincisi, Dağlık Karabağ’da askeri gözlemci bulunduran Rusya duruma müdahale etmeyeceğini açıkladı. Bu duruma kızan Ermeniler Erivan’da Paşinyan aleyhine gösteriye başladı. İkincisi, İran, Ermenistan’ın Azerbaycan’ı kendisine saldıracağı için şikâyet ettiğini ancak Azeri hükümetiyle temas kurarak böyle bir şeyin söz konusu olmadığı yanıtını aldığını duyurdu. Nüfusunun üçte bir kadarı Azeri Türkü olan İran topa girmek istemiyordu.
Aliyev, operasyonu durdurmasını isteyen ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’a bunun ancak Ermeni militanların silah bırakmasıyla mümkün olacağını söyledi. Birkaç saat içinde, daha BM Genel Merkezinin bulunduğu Nev York’ta 20 Eylül güneşi doğmamışken Ermeni militanların silah bıraktığı önce Rus ajanslarınca duyuruldu, ardından Azerbaycan’ın ateşkes ilanı geldi. 21 Eylül’de de Karabağ’daki Ermeni bölgesinin Azerbaycan’a tam entegrasyonu görüşmeleri Yevlah şerhinde başlayacaktı.
ABD ve Fransa muhtemelen Rusya’nın Ukrayna’yla meşgulken bir de Azerbaycan’la uğraşamayacağını düşünmüşler ama yanılmışlardı. Rusya bu defa pasif kalarak Ermenistan yönetimini boşa düşürmüş, Türkiye ise Azerbaycan’ın 2020’de olduğu gibi askeri olarak da yanında olacağını ilan etmişti.
Tesadüf eseri, 2020 savaşında Azerbaycan’a -İran’a karşı güçlü durması için destek veren İsrail’in Başbakanı Binyamin Netanyahu aynı 20 Eylül günü Nev York’ta uzun aradan sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüşüyordu.
Başına gelenlerin “dış güçlerin darbe girişimi” olduğunu öne süren Paşinyan’ın siyasi geleceğiyse ABD ve Fransa gibi ülkelerde örgütlü diasporanın güdümünde hareket etmemesine bağlı.
Üç MHP milletvekilinin istifası haberi 20 Kasım akşam saatlerinde siyaset kulisine bomba gibi düştü. Beklenen…
Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Çayırhan Termik Santrali’nde yaklaşık 500 madenci özelleştirme kararına karşı kendilerini maden…
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın üç MHP milletvekilinin istifasının istendiğini, istifa…
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın beraberindeki heyet ile birlikte CHP Genel Merkezi'ne gitti,…
Almanya, Fransa, İtalya, İspanya ve İngiltere dışişleri bakanları Polonya Dışişleri Bakanının ev sahipliğinde 19 Kasım’da…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yeni bir nükleer doktrin imzalamasıyla ilgili…