Siyaset

Fidan’ın ABD’deki temaslarının ekonomik krize muhtemel etkisi

Dışişleri Bakanı Fidan ABD yolculuğu öncesinde Suudi Arabistan’daki Filistin toplantısındaydı. Fidan’ın ABD’de bulunduğu sırada MİT Başkanı Kalın da orada. Ankara’da ABD ile siyasi ve askeri ilişkilerde ilerleme sağlanırsa, bunun ekonomik krizden çıkışa da destek olacağı beklentisi var. (Foto: Dışişleri)

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Türkiye-ABD Stratejik Diyalog Mekanizma toplantıları çerçevesinde Amerikalı karşıtı Antony Blinken ile görüşmek üzere Vaşington’a gideceğini duyurmuş ancak Dışişlerinin 7-8 Mart tarihini henüz doğrulamadığını daha önce aktarmıştık. Diplomatik kaynaklar dün de tarihini de doğruladı.
Bu arada bir gelişme daha meydana geldi. İstihbarat kaynakları MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın da CIA Başkanı William Burns ile görüşmek üzere ABD’ye gittiğini 4 Mart’ta duyurdular. Kalın Beyaz Saray, Dışişleri ve Kongre’de de temaslarda bulunacaktı. Kalın’ın gündeminde sırada “PKK, FETÖ, DEAŞ gibi terör örgütleriyle mücadele” bulunuyordu. Bu çerçevede Suriye ve Irak, Rusya-Ukrayna savaşı ve Kafkaslar.
Fidan ve Kalın, MİT’te halef-selef konumunda. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yıllardır yanından ayırmadığı, yakın ekibinin iki önemli üyesi muhtemelen aynı tarihlerde Vaşington’da eşgüdüm içinde ABD üst düzey yetkilileriyle görüşecek. Fidan’ın görüşme trafiğinde ABD Başkanı Joe Biden’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan görünüyor zaten ama muhtemelen Kalın da görüşecek onunla. Fidan ayrıca Senato ve bazı düşünce kuruluşu temsilcileriyle de görüşecek.

FKÖ’yü güçlendirme gereği

Bu Fidan’ın Rio’daki G20 toplantısından sonra iki hafta arayla Blinken ile yapacağı ikinci görüşme olacak.
Fidan’ın daha birkaç gün önce, 2 Mart’ta Antalya Diplomasi Forumu çerçevesinde Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile görüştüğünü ve Türkiye’nin hem Ukrayna hem Rusya’yla doğrudan temas içindeki NATO üyesi olduğunu da kaydetmek gerekir. Görüşme hakkında ayrıntılı bir açıklama yapılmamış yalnızca diplomatik kaynaklardan Karadeniz ve Orta Doğu konularının görüşüldüğü gibi çok genel bir bilgi gelmişti; Ukrayna ve Gazze savaşları anlamına geliyordu.
Dışişleri Bakanı dün de (6 Mart) Cidde’de İslam İşbirliği Örgütü ile Arap Birliği ortak toplantısındaydı. Orada “Filistin Halkının tek meşru temsilcisi FKÖ’dür” kararı da alındı; bu “Hamas değildir” anlamına geliyordu. Aynı saatlerde Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuğu olarak Ankara’daydı.
İsrail’in yayılmacı saldırganlığı karşısında Filistin halkının haklarının daha güçlü savunulması için FKÖ’nün daha güçlü desteklenmesi, FKÖ’nün de kendisini halkından soğutan yolsuzluk ve beceriksizlik batağından kurtarabilmesi gerekiyor. Erdoğan İsrail ve İsrail’i “şımartan” Holokost suçluluk kompleksindeki Batı kadar “birlik olamayan” İslam ülkelerini de suçladı.

Gazze, Ukrayna, Yunanistan

“Stratejik Mekanizma” çerçevesinde Fidan’ın Bilinken ile yapacağı görüşmede dile getireceği konuları iki bölgesel ve ikili planda ele almak gerekiyor.
Bölgesel planda Gazze’de İsrail saldırılarının durdurulması ilk sırada. Erdoğan, Abbas görüşmesinde Türkiye’nin ateşkes garantörlüğü mekanizması kurulması ve içinde yer alma önerisini tekrarladı.
Rusya ve Ukrayna arasında görüşmelere yeniden başlanması, tahıl anlaşmasına dönülmesi ihtimali ve Karadeniz güvenliği de masada olacak. Fidan geçenlerde Montrö Boğazlar Sözleşmesinin delinmesinin söz konusu olmadığını duyurmuştu. ABD öteden beri Rusya’ya karşı Karadeniz’e daha çok savaş gemisi göndermek isteyen NATO üyeleri arasında. Türkiye ve Karadeniz’e sahildar diğer NATO üyeleri, örneğin Romanya ve Bulgaristan içinse bu Rusya’nın Akdeniz’deki donanmasının Karadeniz’e doluşması anlamına geliyor. O yüzden Türkiye, Bulgaristan ve Romanya kendi aralarında ayrı bir mekanizma kurdu.
Türk resmî kaynakların Doğu Akdeniz ve Kıbrıs, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki barış süreci, Suriye, Yemen, İran ve Libya gibi konuların da “kapsamlı şekilde” ele alınacağını söylerken “Yunanistan’la pozitif seyreden ilişkiler” vurgusu yapması doğrudan F-16 anlaşması kapısını da açan Yunanistan’la yumuşama sürecine atıf yapıyor.

F-16 ile tıkanıklık açıldı

Türkiye-ABD ilişkilerinde uzun süredir devam tıkanık NATO zemininde, İsveç’in üyeliği karşısında F-16 satışı üzerinden sağlandı.
Tıkanıklığın açılması suların gürül gürül akması anlamına gelmiyor elbette. Diplomatik kaynaklara göre Fidan’ın ABD ile “ikili ilişkiler” dosyasında şu maddeler öne çıkıyor:
• FETÖ ve PKK-YPG ile mücadelede Türkiye’nin beklentileri,
• Savunma sanayii alanında atılması gereken adımlar, F-16 programına ilişkin sürecin sağlıklı bir şekilde ilerletilmesi, F-35 programında ilgili prosedürlerin tamamlanması, (Bu F-35 programına dönülmesinden çok, ödenen 1,4 milyar doların F-16 alımına sayılması talebi demek.)
• Türkiye’nin CAATSA yaptırımlarından çıkarılma talebimiz ve ortak savunma sanayii projelerinde ilerleme sağlanması için kısıtlamaların kaldırılması, (Kaynaklar, NATO Vilnius Zirvesi’nde alınan kararlar gereği, müttefikler arasındaki savunma sanayii kısıtlamalarının tüm ülkeler arasında kaldırılması gerektiğine ve NATO’nun güney sınırlarının güvenliği açısından bu husus önem taşıdığına dikkat çekiyor.)
• Ticari ve ekonomik ilişkilerin (100 milyar dolar hacim hedefi çerçevesinde) geliştirilmesi ve Türkiye-ABD enerji işbirliğinin güçlü şekilde devam etmesi. (Türkiye halen ABD’nin en büyük LNG alıcısı konumunda.)

Fidan’ın temaslarının ekonomiye etkisi

Görülebileceği gibi Fidan’ın temaslarında siyasi ve askeri konular kadar ticari ve ekonomik konular da yer tutuyor.
Türkiye-ABD siyasi ve askeri ilişkilerinde yaşanan gerilimin Türk ekonomisinin halen devam eden ekonomik krizde payı olmuştu. Gerçi Donald Trump “ekonominizi mahvederim” tvitini atmadan önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ve o dönem ekonominin direksiyonunu Mehmet Şimşek’ten alıp damadı Berat Albayrak’a emanet etmiş ve “faizi düşürürsek, enflasyon da kur da düşer” dönemini başlatmıştı. Devamında ilan edilmiş ve edilmemiş ABD yaptırımların Türk ekonomisini yatırım yapılamaz düzeylere itilmesinde pay sahibi oldu.
2018 seçimleriyle giden Şimşek, 2023 seçimleriyle ve IMF’ye gerek duyulmadan ekonomik krizden çıkma programıyla geldi.
Şimşek’in Orta Vadeli Programının gerçekleşmesinde Türkiye’nin etrafındaki herkese meydan okuyan değil, çıkarlarını uzlaşmacılıkla koruyan bir dış politikaya ihtiyacı var. Dış politikanın ihtiyaçlarıyla ekonominin ihtiyaçlarının uyumlulaştırılması gereği açık. Ankara’da ABD ile siyasi ve askeri ilişkilerde ilerleme sağlanırsa, bunun ekonomik krizden çıkışa da destek olacağı beklentisi var.
Dolayısıyla Fidan’ın Vaşington temasından iyi haberler gelmesini dört gözle bekleyenler arasında Şimşek’in bulunması doğal.

Murat Yetkin

Gazeteci-Yazar

Recent Posts

Çarpıcı anket: Yüzde 70 Türkiye nükleer silah edinmeye başlamalı diyor

Yeni sonuçlanan bir anket çalışmasına göre toplumun yüzde 70’inden fazlası Türkiye’nin nükleer silah edinmesinden yana.…

16 saat ago

İmamoğlu’nu aday yaptırmama davalarında bir gün daha: 1 yıl 8 ay

İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı…

1 gün ago

78 canın ardından: Kartalkaya yangınında mühendislik, ihmal ve adalet

21 Ocak 2025 sabahının ilk saatlerinde, Bolu'nun beyaz sessizliği Kartalkaya'da bir kabusa dönüştü. Grand Kartal…

2 gün ago

Milliyetçilik mi dediniz? ODTÜ Devrim Stadı pankartlarında arayın

13 Temmuz Pazar akşamı, ODTÜ Devrim Stadyumu’nda 2024-2025 eğitim yılı mezuniyet törenine katıldım. Bir ODTÜ…

2 gün ago

Azerbaycan-Suriye enerji anlaşması, Türkiye’nin rolü ve yeni jeopolitik

Enerji artık yalnızca bir kaynak değil—bölgesel sınırları yeniden çizen jeopolitik bir kaldıraç. Bunun en güncel…

3 gün ago

Eşzamanlı operasyonlar: Türkiye-PKK, Suriye-İsrail, Azerbaycan ve ABD

ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve aynı zamanda ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack…

3 gün ago