İstanbul bir dünya kenti. Bir milyona yakın nüfusu ile, asırlar boyunca dünyanın en büyük şehirlerinden birisi, imparatorlukların başkenti olmuş bir kent. Tarihi eserleri, arkeolojik mirası çok değerli. Doğan Kuban, İstanbul’un potansiyelini nasıl heba ettiğimizi HBT’de yazardı. Ancak İstanbul hala çok güzel. Kent sakinlerinin şehirden memnuniyetini artırmak, belediyenin işi.
1980 yılından beri İstanbul’da yaşıyorum; 1980’de 4,5 milyon olan nüfus, şu anda 16 milyon. Nüfus artış grafiğine baktığımızda, 1960-2000 yılları arasında üstel bir artış gösterdiğini, 2000 sonrasında yüksek bir artış hızı ile ama doğrusal olarak artmaya devam ettiğini, 2023 yılında ise ani bir azalma gösterdiğini görüyoruz.
Nüfustaki üstel artış belediye hizmetlerini zorlar: Belediye, gelirlerini bir önceki yılların nüfus sayılarına göre elde eder. Diyelim nüfus 100 kişi olsun. Belediyeye 100 birim kaynak ayrılır. Ancak üstel artışta nüfus katlanarak artar; örneğin bir sonraki dönem 200, ondan sonraki dönem 400 olur. Belediye bir birim kaynakla bir kişiye hizmet götürecekken, önce iki kişiye, sonra dört kişiye hizmet götürmeye çalışır. Bunun ne derece yetersiz olduğunu İstanbul’da yaşadığım yıllarda deneyimledim: Sular akmadı; çöpler sokaklarda birikti. Bir taraftan belediye hizmetlerinin yetersizliği, diğer taraftan artan nüfustan kaynaklanan çarpık yapılaşma, artan trafik, hava kirliliği. Tabii nüfus artışını teşvik eden uygulamalarda belediyenin büyük sorumluluğu olduğunu söylemek gerek.
2019-2024 dönemi, güçlü bir destekle belediye başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu’nun, İstanbul’da yaşayanların şehirden memnuniyetini artırdığı bir dönem oldu. Bu nedenle de desteğini artırarak tekrar seçildi. Niye böyle düşündüğümü açıklamaya çalışacağım.
İlk olarak, tabii ki, nüfus meselesi var: Nüfusu üstel artan bir şehre hizmet götüremezsiniz. Yukarıda belirttiğim üzere, 2002’den sonra İstanbul’un nüfusu, hala yüksek bir artış hızı olsa da, doğrusal artış rejimine geçmişti. Kanal İstanbul gibi projeler, nüfus artışını tekrar ivmelendirecek politikalardı. Ekrem İmamoğlu, 2019’da Kanal İstanbul’a karşı koyacağını söyleyerek seçildi; halktan da bunun için destek aldı. Aynı şekilde, depreme hazırlığın yolunun devasa uydu kentler kurmak olmadığını vurgladı.
Ekrem İmamoğlu bir süre önce bilim insanları ile bir toplantı yaptı. Bu toplantıda, bir dünya kenti olarak İstanbul hakkında sunduğu vizyon etkileyiciydi. Toplantıda, deprem mühendisliği uzmanı Prof. Dr. Mustafa Erdik, depreme hazırlığın, yeni konut inşaatı ile olamayacağını, önceliklendirme ve güçlendirme üzerinden ilerlemesi gerektiğini ifade etti. Umarım İmamoğlu, bu toplantıları sürdürür, çünkü dünya kenti olmak için bilime dayalı politikalar geliştirmek gerekiyor.
Ekrem İmamoğlu’nun belediye başkanı olarak en iyi yaptığı şey nedir derseniz, çalışma arkadaşları olarak en yetkin insanları seçmesidir derim. İBB Raylı Sistem daire başkanlığı görevinden sonra genel sekreter yardımcılığı görevini üstlenen Doç. Dr. Pelin Alpkökin buna en iyi örnek: Onun ve ekibinin sayesinde beş senede metro hatları neredeyse iki katına çıktı. Şehir hatlarının başındaki Sinem Dedeağaç, Çevre Koruma daire başkanı Prof. Dr. Ayşen Erdinçler, işlerinin ehli çalışma arkadaşlarına diğer örnekler. İBB sadece kadın yöneticileri ile değil, tüm kadın çalışanları ile övünüyor: Metroda çok sevdiğim bir reklam var: Kadın bir makinist, “erkekler de makinist olabilir, neden olmasın” diyor.
İyi bir ekipten bahsederken, İBB Genel Sekreter yardımcısı olarak görev yapan sanat tarihçisi Mahir Polat’tan bahsetmeden olmaz. Sanırım İstanbul’da son beş senede yaşam memnuniyetimi en çok artıran şeylerden birisi, eski eserlerin restorasyonu, açılan yeni müzeler, her semtte kurulan kütüphaneler oldu. Dünya kenti olmak, kültür, sanat ve edebiyata önem vermekle oluyor.
2023 yılında İstanbul nüfusunda görülen düşüş, İstanbul’un artık dışarıya göç verdiğini gösteriyor. Bu göç, hiç kuşkusuz, İstanbul’da yaşamın zorluğunun bir göstergesi. İstanbul’da yaşam çok pahalı; kiralar astronomik. Öğrencilerin, gençlerin İstanbul’da barınması, yaşaması çok zor. İBB, geçtiğimiz dönemde, bu problemlere yönelik projeler de geliştirdi. Üniversite öğrencileri için hem yurtlar hem de çalışma mekanları, kütüphaneler açtı. Öte yandan, kent lokantalarında ekonomik ve çok kaliteli yemek sunuyor. Önümüzdeki dönemde, ulaşılabilir kiralık konut stokunun artırılması için projeler geliştirilmesini umuyorum.
Benim açımdan, şehirden memnuniyetimi en çok artıran, çok basit bir şey: 2019’da İBB bir anket düzenledi: Şehrin en önemli iki sorunu nedir, bunları düzeltmek için belediyeden ne beklersiniz diye sordu. Bir kolay, bir zor problem düşündüm ve yazdım: Çözmesi kolay problem, şehir sakinlerinin sağlığı için daha çok yürüyüş yapmasını sağlamak: Bunun için yürünebilir kaldırımlar yapmak, kaldırımlara araç park edilmemesini sağlamak gerek. Belediye bunu kolaylıkla yapabilir. Daha zor bir problem olarak, depreme hazırlık için belediyenin uzman bir ekiple bu konuyu ele almasını istedim.
Tabii ki anketler anonim; ama iki önerim de ele alındı. Mahallemize (Rumeli Hisarüstü) güzel kaldırımlar yapıldı ve Boğaziçi Üniversitesi metro istasyonundan Aşiyan sahile iniş için füniküler açıldı. Artık hem mahallemizde hem de sahilde yürüyüş yapabiliyorum. Depreme hazırlık konusu ise daha zor bir problem. Bunun için de İBB bir proje başlattı; mahallelerin deprem riskini gösteren bir rapor hazırlattı; kamuya sundu.
Önümüzdeki dönemde, projelerin hızlandırılmasını, yapılaşmayı artırmayan yerinde dönüşüm ve güçlendirme çalışmalarının öncelik sırasına göre yapılmasını diliyorum.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in yeni yönetim döneminde Türkiye'ye ilk ziyareti Suriye'de Esad…
Donald Trump’ın “Türkiye Suriye’ye çöktü” ifadesini Türk medyasındaki haberlerin pek çoğunda bulmanız mümkün değil. Trump’ın…
Asgari ücret yine gündemimizde. Bu kez temel tartışma konusu asgari ücret ve enflasyon ilişkisi. Asgari…
Suriye’de gelişmeler baş döndürücü bir hız kazandı. Beşar Esad’ın 7 Aralık akşamı Moskova’ya kaçmasından yalnızca…
CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendi dönemindeki Suriye politikası nedeniyle yeniden gündemde. Cumhurbaşkanı Tayyip…
Suriye'de Esad rejimini deviren harekatın hazırlığının bir yıldan fazla bir süredir yapıldığı, Türkiye’nin, ABD’nin ve…