CHP Genel Başkanı Özgür Özel daha önce söz verdiği üzere Ramazan Bayramının birinci günü, 10 Nisan’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı aradı. Öğle saatleriydi. Erdoğan akşamüzeri cevap verdi; 16.00-16.30 sıralarında. Yani aradan pek bir süre geçmeden… Bayramlaşmışlar. Beş dakika kadar konuşmuşlar. Özel “Diyalog kanallarımız açık kalsın” demiş.
Buraya kadar CHP kaynaklarından sızan bilgiler üzerinden yazılanları, belki saat ayrıntıları dışında başka kaynaklardan da okumuşsunuzdur. Bundan sonrasında o kısa konuşmada sarf edildiğini öğrendiğim birkaç cümleyi 31 Mart yerel seçimleriyle değişen Türkiye’nin siyasi iklimi açısından anlamlandırmaya çalışacağız.
CHP kaynaklarından edindiğim bilgilere göre Özel, Erdoğan’a, mealen, “Seçimlerde milletin her iki partiye de önemli görevler verdi. Diyalog kanallarını açık tutmamız Türkiye için iyi olacak” dedi. Erdoğan’da (geçirdiği ses telleri ve katarakt ameliyatları nedeniyle) Özel’e geçmiş olsun dedikten sonra, yine mealen “Yaklaşımınız kıymetli” dedi.
Elbette bir çiçekle bahar gelmez; bir telefonla Türkiye’deki kutuplaşma sona ermez.
O nedenle CHP’yi uzun yıllardan sonra ilk defa, AK Parti’nin önünde birinci parti haline gelip pek çok önemli şehrin yönetimini kazandıktan sonra siyasi gerilimi tırmandırmak yerine “diyalog kanallarını açık tutmak” gibi gerilimi düşürmeyi hedefleyen yolu tercih etmesi üzerinde durmak gerekiyor.
Birkaç nedeni bir çırpıda sıralamak mümkün:
1- Kutuplaşma daha önceki seçimlerde de vardı ama asimetrikti. Yani CHP, AK Partinin neredeyse yarısına yakın bir oy alıyordu. Bu seçimde kutuplaşma simetrik hal aldı. CHP oyların yüzde 37,7’sini, AK Parti de 35,5’ini aldı. İki parti arasındaki kutuplaşma arttı.
2- Erdoğan antagonist politikaların, çatışma/zıtlaşma politikalarının uzmanı. Ancak son seçimde zıtlaşma etkisi, ağır ekonomik kriz nedeniyle kullanamadı. Gazze söylemi muhalefetin üste çıkmasıyla ihtiyaç olunan zıtlaşmayı tersine çevirdi. CHP-DEM işbirliği söylemi de aynı şekilde ters tepti.
CHP ve erken seçim tuzağı
3- CHP’nin erken seçim tuzağına düşmeyeceği, Erdoğan’a bir daha aday olma imkânı tanımak istemediği anlaşılmaya başladı. Öte yandan ekonomik krizin devamı Türkiye’nin sadece bugününe değil, geleceğine de hasar vermeye başladı. CHP kendisini 2028 seçimlerine hazırlamak istiyorsa, ağır ekonomik ve sosyal sorunların bir an önce çözüm bulması için diyalog kanallarını en azından kendi açısından işletmek isteyebilir.
4- Şimdi CHP’nin toparlanma zamanı. Yıllardır kamu yönetiminden uzak kalan CHP kadrolarının belediyelerde kamu yönetimini “hatırlaması” için de zamana ihtiyacı var. Bu CHP’li belediyelerin hükümetle hükümetin de CHP’li belediyelerle çalışmasını gerektirecek bir iklim. Diyalog her iki tarafa da yarayabilir.
5- Erdoğan’ın yürütme gücünü daha da merkezileştirip artıracağı bir Anayasa değişikliğini değişen siyasi iklime rağmen değişmeyen TBMM sandalye sayısına dayanarak zorlayıp zorlamayacağı henüz görülemiyor. Keza Erdoğan’ın Anayasa değişikliğini MHP ve 31 Mart’la zayıflayan giren bazı partiler yerine CHP’yle konuşmaya başlayıp başlamayacağı da. Özel’in diyalog kanalları önerisi şu anda kapalı duran bu kapının kanatlarını da aralıyor.
Özel’in diyalog çağrısını kıymetli bulan Erdoğan diğer yandan Bayram sonrası AK Parti’de tasfiye operasyonuna hazırlanıyor. Bayramın ilk günü Bursa İl Başkanlığının bayramlaşmasına, tatilini geçirdiği Marmaris Okluk Koyu’ndaki Cumhurbaşkanlığı konutundan bağlanan Erdoğan’ın şu sözleri AK Parti’de koptu kopacak bir fırtınaya işaret ediyor. Erdoğan “Biz 22 yılda girdiği 17 seçimin hepsinde sandıktan birinci çıkmış bir partiyiz” vurgusuyla bitirerek 18’incisinde ikinciliğe düşmüş olmanın hesabını soracağını söylediği konuşmasında şunları söyledi:
• “Seçim sonuçları elbette ayrı ve kapsamlı bir değerlendirmenin konusudur. Biz de her parti gibi seçimlerin muhasebesini yapıyoruz, yapacağız. Asla kolaya kaçmadan, milletin sandıkta verdiği mesajları tüm boyutlarıyla okuyor, en ince detayına kadar analiz ediyoruz. Geçen hafta gerçekleştirdiğimiz Merkez Yürütme Kurulu toplantısında bunun ilk adımını attık. İnşallah halkayı sürekli genişleterek istişarelerimize devam edeceğiz.”
Konumuza dönersek, Özel’in diyalog çağrısı bir inisiyatif alma ve gündem belirleme çabası olarak önemlidir. Erdoğan’ın Özel’in çağrısını kıymetli bulması önemlidir ancak hayata geçirildiğinde anlam ve kıymet kazanacaktır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanmasını protesto etmek için düzenlenen mitingdeki…
Avrupa Komisyonu'nun üyeliğe aday ülkelerin son bir yıl içindeki gelişmelerini değerlendiren yıllık raporu, 30 Ekim…
Kıbrıs Rum Yönetimi Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides’in Beyaz Saray’da ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı görüşme,…
TBMM'de 2025 yılı bütçe kanun teklifi görüşmeleri başladı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Plan ve…
CHP’nin kitlelere sert muhalefet sözü vermesi için başına saksı düşmesi gerekiyormuş demek ki; o saksı…
Kayyum virüsü İstanbul’a da sıçradı. AK Partili ya da MHP’li olmayan bütün belediyeleri tehdit altına…