Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş genel başkanları ve önde gelen siyasetçileri de dahil olmak üzere 18 siyasetçinin tutuklu olduğu ve 108 kişinin yargılandığı Kobani Davasının 33. duruşması 17 Nisan’da Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşmada karar çıkması bekleniyordu ancak dava 16 Mayıs’a ertelendi. Mahkeme, tüm tutuklu sanıkların tahliye taleplerini, tutuksuz sanıkların ise adli kontrollerinin kaldırılması yönündeki talepleri reddetti.
Duruşmaya SEGBİS ile bağlanan Selahattin Demirtaş, “herhangi bir söz talebim yok, bütün arkadaşlarımın özgürlüğünü talep ediyorum,” dedi.
Bu duruşmanın karar duruşması olması bekleniyordu ancak 16 Nisan’da DEM Parti mahkemenin incelemelerine devam edeceği yönünde bilgi edindiklerini açıklamış, karar çıkmayacağını belirtmişti.
DW’den Alican Uludağ’ın haberine göre dosyanın incelemesinin tamamlanmamasını gerekçe gösteren mahkeme, bunun yerine Selahattin Demirtaş’ın arasında bulunduğu 18 sanığın tutukluluk incelemesini yapma kararı aldı.
“Çok acele” uyarısının yer aldığı yazıda, mahkeme dosyasının kapsamı, sanık sayısı, sanıklara atılı suçların sayısı, taraf beyanları ile sanıklar ve müdafilerinin savunma boyutları ile dava dosyasının incelemesinin henüz tamamlanmamış olması nedeniyle 17 Nisan’da yapılacak duruşmada hükmün açıklanmayacağı bildirilmişti.
HDP’nin eski eş başkanları Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Gültan Kışanak, MYK üyeleri ve siyasetçilerin de aralarında bulunduğu 108 kişi 2014 yılındaki Kobani olaylarına ilişkin “devletin bütünlüğünü bozma” başta olmak üzere pek çok suçla yargılanıyor. Davada sanıklar hakkında 29 ayrı suçlamayla 38’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
Kobani olaylarına ilişkin soruşturma 2014 yılında başlatılmıştı. Ekim 2020’de 17 HDP’li siyasetçi bu soruşturma kapsamında tutuklandı. Bugüne kadar dava kapsamında 30’u aşkın duruşma yapıldı.
Demirtaş 25 Aralık 2023 tarihinde yapabildiği ilk savunmasında ”Hakkımda somut tek bir delil yok, bu bir siyasi intikam davasıdır, hukuken tutuklanmadık, hepimiz siyasi rehineleriz’’ demiş, mahkemeden çıkacak kararın ise “halkın vicdanında yok hükmünde” olacağını belirtmişti. Yarınki duruşmaya Demirtaş’ın yanı sıra, Figen Yüksekdağ, Sebahat Tuncel, Gültan Kışanak ve diğer bazı isimler de katılmayacaklarını bildirdi.
Siyasiler, tutukluluk için öngörülen yasal üst sınırlar aşıldığı halde tutuklu bir şekilde yargılanıyor. Davada suçlanan sanıklar arasında yer alan Demirtaş ve Yüksekdağ yaklaşık 8 yıldır, Gültan Kışanak ve Sebahat Tuncel ise 7 yıldır tutuklu. Bir kişinin tutuklu yargılanması için üst sınır 7 yıl.
Dava kapsamında suçlanan Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, 12 HDP’li milletvekili ile beraber Kasım 2016’da tutuklanmıştı.
Demirtaş hakkında 2016 yılından bu yana yüzlerce fezleke çıkarıldı, bu fezlekeler 30’u aşkın davada birleştirildi.
Demirtaş 2016’da tutukluluğunun ardından ilk kez hakim karşısına 434 gün sonra, Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla çıkabildi. Ağırlıklı olarak 2009 yılından sonra yaptığı konuşmalar esas alınarak açılan hakaret davaları kapsamında ilk hapis cezası 2018 yılında verildi.
Kobani olaylarıyla ilgili soruşturma dosyasından ise 2019 yılında tutuklandı. Demirtaş bu davada ilk savunmasını 25 Aralık 2023’de yapabildi.
Tüm bu süreçte uzun tutukluluk, delil yetersizliği başta olmak üzere adil yargılama hakkı ile ilgili pek çok kalemde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından verilen ihlal kararlarına rağmen HDP’li siyasetçilerin tutukluluğu sürdürüldü.
DEM Parti tarafından duruşma öncesi yapılan açıklamalarda ön plana çıkan tutukluluk sürelerinin uzatılmasının “siyasi bir intikam” olduğu, tutuklu yargılananların haklarında somut bir delil olmadığı vurgulandı. HDP’li siyasetçilerin avukatları da davanın “siyasi” niteliğine dikkat çekti.
Basın açıklamasında konuşan Öztürk Türkdoğan, davanın “siyasi nitelikte” olduğunu belirterek “Burada Türkiye’de yargı yoluyla baskı politikası oluşturmanın geldiği nokta görülüyor. Bu davada yargılanan arkadaşlarımız bir suç işlememişlerdir. Herhangi bir suçlama konusunun muhattabı değildirler. Arkadaşlarımız politik kimlikleri nedeniyle yargılanmaktadırlar. Bu davada CMK’nın usul hükümlerinin neredeyse hepsi ihlal edilmiştir. Yine kovuşturma aşamasında bütün kovuşturma hükümleri de ihlal edilmiştir. Ortada bir suç yoktur,” ifadelerini kullandı.
DEM Parti’den yapılan açıklamada, dava sürecinde “özel yetkili ve İçişleri Bakanlığı Et ve Süt Kurumu gibi tüzel kişiliği olan kurumların ve kuruluşların taraf olduğu,” “haberi olmayan onlarca insanın dosyaya müdahil olarak dahil edildiği,” “farklı şehirlerden farklı olayların bu dosya ile ilişkilendirilerek çok ciddi ve vahim bir suç dosyası görüntüsü oluşturulmaya çalışıldığı,” belirtildi.
President Tayyip Erdoğan welcomed Donald Trump's return to the US presidency. During Trump's previous tenure,…
Türkiye’yi hedef alan iki vekil gücün liderlerine ilişkin Ekim ayında, ardı ardına önemli gelişmeler yaşandı.…
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Donald Trump’ın yeniden ABD Başkanı seçilmesine memnun oldu. Bir sorun çıktığında doğrudan…
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 13 Kasım’da Ankara Büyükşehir Belediyesine usulsüz harcama soruşturma başlatmasından saatler sonra İstanbul…
Türkiye’de ana siyasi gelişmelerin birçoğunda belirleyici olan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) genel başkanı Devlet Bahçeli;…
Nobel ödülüne layık görülmesi hepimizi gururlandıran (ve bir GS Lisesi mezunu olarak benim de özellikle…