Bodrum belediyesi için çok önemli bir dönem başladı. Bu dönemde halkın yaşam kalitesini arttırmak, çözüm bekleyen dağ gibi sorunları akıllıca ve pratik biçimde çözmeye çalışmak, ahbap-çavuş ilişkilerini terk ederek yasaları eksiksiz uygulamak gerekiyor. (*)
Öncelikle tembel, yorgun, bankamatik bağımlısı personel yerine tecrübeli, liyakatli, iş bilen ve aldığı paranın hakkını veren personelle çalışmak şart. Kentin bakım, onarım, asfaltlama hizmetleri, tüm dünyada olduğu gibi geceleri yapılmalı, gündüz trafiği aksatılmamalıdır. Belediye zabıtası artık varlığını hissettirmeli, yasaların verdiği yetkiyi iyi kullanmalı, suçları cezasız bırakmamalıdır. Geçen dönem kesilen 1,5 milyar liradan fazla ceza hala tahsil edilememiştir. Kimden ve niçin korkuyoruz? Verin icraya, gönderin haczi, böylece zamanında tahsil edin alacakları.
Turizm şehri inşaat şantiyesi gibi
Seçim bitti ama kaçak ya da kılıfına uygun yapılaşma hala bitmedi. Yollarda iş makinalarından, hafriyat kamyonlarından, beton mikserlerinden hala geçilmiyor. Bunları bir düzene sokmak lazım. Trafiğe giriş saatlerini, tüm turizm ülkelerinde olduğu gibi sınırlamak şart. 6 ayda Bodrum’a iki Bodrum daha eklendi. Bunu görebilmek için aracınızla yarımadada bir tur atmanız yeterli. Kimi binasına kat çıktı, kimi evine oda ekledi, kimi balkonunu odaya çevirdi. Bahçesine ev yapan mı ararsınız, evini büyütüp birkaç daireye çeviren mi, avuç içi yerleri bile astronomik rakamlara kiraya veren mi? Ortakent-Yalıkavak yolunun sağında koskoca bir dağ, beton fabrikasınca un ufak ediliyor da kimsenin kılı kıpırdamıyor.
Mandalici inşaatları durdurabilir mi?
Şu inşaat işini, kentin altyapısı tamamlanana kadar durduracak bir yiğit arıyor Bodrum. Bu yiğit yeni Başkan Tamer Mandalinci olabilir mi? Eğer yönetim kadrosunu yeniler, Bodrum’u bugünkü acıklı hale taşıyanların telkinlerine kulak asmaz, kişilikli ve menfaat rüzgarlarına kapalı bir tavır sergilerse neden olmasın? Hatta çok zor ama yasal çizgilerden ayrılmayacak, önüne dökülecek tüm menfaat tekliflerini elinin tersiyle itecek, kadrosunun hata, yanlış ve usulsüzlüklerine asla göz yummayacak bir dirayet, bir liyakat gösterebilir. Örneğin Belediye Başkanlığına adaylığını koyan kırgın, küskün ama bilgili ve alanlarında tecrübeli 22 kişiden oluşan bir danışma kurulu kurabilir. Seçimi kaybeden rakibi Mehmet Tosun’dan yardım ve destek isteyebilir. Hatta Aydın Ayaydın’la birlikte Ankara’ya giderek, iktidardan Bodrum için yatırım taleplerinde bulunabilir. İsteyenin bir yüzü kara, vermeyenin iki…
Su sorunu acilen çözülmeli
Öncelikle ve acilen su sorununu çözmek lazım. Turizm sezonu başladı, kuraklık sürüyor, eğer süratle önlem alınamazsa Bodrum bu yaz feci bir su sıkıntısı çekecek ki böyle bir sıkıntı genel turizme de büyük zarar verir. Trafik sorununu çözmek için tek plaka-çift plaka uygulamasını hemen başlatmak, toplu taşıma araçlarını çoğaltmak ve akıllıca planlamak, kent merkezi ile Turgutreis arasına 6 iskele yapıp, 200’er kişilik 4 deniz motorunu (İstanbul’da çok sayıda var) devreye sokarak, trafik yükünü yarı yarıya azaltmak mümkün.
Trafik rahatlatılmalı
Çok büyük paralar harcayarak, Torba’dan Dereköy’e tüneller kazarak, yeni ve geniş akslar düşünüp Bodrum’un özelliğini ve güzelliğini bozarak trafiği rahatlatmak yerine, basit ve pratik ama akılcı önlemlerle de sorun çözülebilir. Bodrum’un sorunlar yumağının kolayca çözülebilmesi için Yılmaz Büyükerşen’den, hatta Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’tan da hemen yardım ve destek istenebilir. Bu yardım isteklerinin içinde mutlaka Bodrum’un kaderini belirleyecek imar planları konusu da yer almalı, onların uzmanlarından yararlanılmalıdır.
Bodrum’un girişi bir felaket
Bir diğer önemli konu da kentin makyaj ve peyzajıdır. Yeni otobüs garından yokuş başına kadar gelin, şehrin girişi bir felaket haline geldi. Ormanlar biçildi, zeytinler kesildi, yeni inşaatlar bile başladı. Deniz kenarında olması gereken tekneler, orman içlerine kadar çekildi. Oralarda tekne parkları, kışlama alanları, tamir bölgeleri olur mu? Kente giren yolun sağı solu plansız, programsız, gecekondu bölgesi gibi. Koca koca işi makinaları, kamyonlar filan Mümtaz Ataman caddesinin başında park etmişler. Bu rezalete dönüp bakan, ilgilenen yok. Öngörünüm bölgesi rezalet de arkası farklı mı sanki? Gidin bakın orman nasıl tahrip edilmiş? Hele Orman teşkilatının aynı yerde ormanı kesip lojman yapmasına ne demeli?
Peyzaj ihtiyacı da var
Bordum yarımadasının tamamının makyaja ihtiyacı var. Tüm cadde kenarlarını turunç, Bodrum mandalinası, limon, portakal, greyfurt, nar ağaçlarıyla süslemeliyiz. Yolların ortalarındaki refüjleri zakkumlarla donatmalı, hatta belli mesafelere farklı renkler ekmeliyiz. Fazla bakım ve su istemeyen zakkumun beş değişik rengi vardır. 7 değişik renkli begonvil de güzeldir. Erguvan da çok yakışır Bodrum’a, jakaranda da mimoza da orkide ağacı da sahillere Ilgın ağacı da… Mevcutların bakımını da mutlaka yapmalılar. Bu konuda Belediyenin ilgili biriminin başarılı olduğu söylenemez. Kentin profesyonelce güzelleşmesi için, ülkenin ünlü peyzajcılarından da yardım ve destek alınabilir.
Aslında yazılacak çok şey var. Şimdilik bunlarla yetinelim, sonra tekrar bakarız.
NOT
(*) Can Pulak’ın kendi blogu ve Bodrum Gündem sitesinde yayınlanan yazısını özel izniyle yeniden yayınlıyoruz.