Categories: Siyaset

Anayasa tartışması sorunları perdelemek için sis bombası işlevinde

Cumhurbaşkanı Erdoğan 31 Mart yenilgisi sonrasında ağır ekonomik ve siyasi sorunları perdelemek için TBMM’den çıkması kolay olmayan Anayasa değişikliğini önerisini sis bombası gibi kullanıyor. (Foto: Cumhurbaşkanlığı)

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Anayasa değişikliğini önündeki önemli sorunları perdeleyip dikkatleri dağıtmak için adeta bir sis bombası gibi kullanıyor.

Hukuk Başdanışmanı Mehmet Uçum’un 28 Nisan gecesi, Erdoğan’ın CHP lideri Özgür Özel ile görüşmesine günler kala yayınladığı “Yeni Anayasa’nın Ana İlkeleri Neler Olabilir” metni dahi tek başına bu girişimin muhalefetin tepkisini çekip dikkat dağıtma amaçlı olduğunu gösteriyor. Uçum’un ustaca “Cumhuriyetimizin lideri Atatürk”ten -sanki yol açan başkalarıymış gibi- gelir dağılımı eşitsizliğine dek, adeta yeni “Yetmez ama evetçiler” ortaya çıkarabilecek ifadelerle süslediği metninde iki sonuca kapı açılmak isteniyor:

  • Yüzde 50+1 koşulunun kalması hem MHP ile ittifakın devamı hem de Erdoğan’ın bir sonraki seçimde dördüncü defa aday olabilmesine;
  • İlk üç maddenin değiştirilemezliğini söyleyen 4’üncü madde, “darbe Anayasasından tamamen kurtulma” şekeriyle kaplanarak bir sonraki değişimde muhtemelen laiklik ilkesi ve vatandaşlık tanımlarının değiştirilmesi.

Bu yolla muhtemelen Özel’in daha Erdoğan’la görüşmeden önce bu sözlere tepki vermesi ve yeni bir polemiğin başlatılması hedefleniyor.

Gerçek gündem sis perdesinde

Oysa Özel, Anayasa değişiklik teklifini Cumhurbaşkanının kendisinden dinlemek istediğini söyledi; danışmanından. Ayrıca Cumhurbaşkanıyla görüşmede kendi gündeminin Anayasa değil, ekonomik kriz, siyasi davalar, belediyelerin sorunları, dış politika ve yaklaşan 1 Mayıs olduğunu da kamuoyu ile paylaştı.

Yoksa şu anda ne halkın ne de dar gruplar dışında siyasetin böyle bir talep ve ihtiyacı var.

Halkın talep ve ihtiyacı bir an önce ekonomik krizden kurtulmak ki siyaset de böylece kendi dinamikleri içinde daha demokratik bir hatta ilerleyebilsin.

AK Parti 31 Mart seçimlerini Anayasayı değiştirmediği için kaybetmedi; ülkeyi ve halkı içine sürüklediği ekonomik krizden çıkartamadığı için kaybetti.

Bu gerçeği Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan da gayet iyi biliyor, Cumhur İttifakı ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli de.

Erdoğan’ın ihtiyacı ise kamuoyunun dikkatini yeni kemer sıkma tedbirlerinden, dış politikadaki (başta ABD) sorunlardan, Milli Eğitim Bakanlığının tepkilere yol açan müfredat çalışmasından ve AK Parti içindeki 31 Mart hesaplaşmasından Anayasa sis bombasıyla dağıtmak.

Meclis’te değiştirme senaryosu

Üstelik Anayasa değişikliğini Erdoğan’ın (Bahçeli desteğiyle de olsa) halkoylamasına sunması önünde iki büyük engel var.

  • Krizden çıkış için Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e emanet edilen Orta Vadeli Programın (OVP) başarı garantileri arasında 2028’e dek seçim yapılmayacağının gösterilmesi. Türkiye’de her halkoylamasının seçimden farklı olmadığını ve AK Parti iktidarı bakımından OVP’yi ihlal edecek seçim ekonomisi riskleri taşıyacağını yatırımcılar biliyor.
  • Kaybetme riski. Erdoğan ekonomik krizden çıkışı riske atarak gideceği, bir halkoylaması kabul görmezse 20 küsur yıllık iktidarı ağır hasar alır.

Bu nedenle Erdoğan sorunları sis perdesi arkasında bırakıp dikkatleri oraya çekeceği bir Anayasa değişikliğini 600 sandalyeden 360’ına ihtiyaç duyacağı halkoylaması yerine 400 oy toplamaya çalışıp TBMM’de gerçekleştirme senaryosuna başvurabilir.

Olmazı göstererek vakit kazanma

Bunun iki yolu var.

  • MHP ile devam edip, yeni yönetimiyle İYİ Parti ve son derece parçalı hale gelen parlamentodaki diğer partilerle tavizler gerektiren pazarlık süreciyle 400 oyu bulmak,
  • CHP ile devam edip TBMM’nin bütçe yapma, yürütmeyi denetleme ve güvenoyu dahil yetkileriyle Cumhurbaşkanının yargı üzerindeki etkisini azaltıcı yeni bir yönetim sisteminin pazarlığına oturmak.

Erdoğan, görüştüklerinde Özel’e Mehmet Uçum’un önerisini tekrarlarsa zaten CHP seçeneği olmasın istiyor demektir.

Geriye MHP ve diğer partilerle, bu arada DEM ve HüdaPar ile Kürt sorunu ve laiklik konusuna da göz kırparak pazarlığa oturma kalıyor. Uçum’un bu öneriyi İYİ Parti’nin yönetim değişikliğiyle başa Müsavat Dervişoğlu’nu getirmesinin ertesi günü yapması da tesadüf olmasa gerek.

31 Mart’ta oyları ilk defa CHP’nin gerisine düşüren AK Parti “olmayacak dua” gibi Anayasa değişikliğine “âmin” dedirtmek istiyor. Zor görünüyor. Ama Erdoğan’ın hem zamana hem dikkatleri gerçek sorunlardan dağıtmaya ihtiyacı var. Anayasa değişikliğini bu amaçla sis bombası gibi kullanıyor.

 

 

 

 

Murat Yetkin

Gazeteci-Yazar

Recent Posts

İmamoğlu ve Yavaş’a soruşturma: Erdoğan’a adaylık yolu operasyonu

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 13 Kasım’da Ankara Büyükşehir Belediyesine usulsüz harcama soruşturma başlatmasından saatler sonra İstanbul…

13 saat ago

Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanlığı ve Bahçeli’nin bekledikleri

Türkiye’de ana siyasi gelişmelerin birçoğunda belirleyici olan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) genel başkanı Devlet Bahçeli;…

15 saat ago

Daron Acemoğlu’na bir not: Atatürk neden önce laiklik ile başladı?

Nobel ödülüne layık görülmesi hepimizi gururlandıran (ve bir GS Lisesi mezunu olarak benim de özellikle…

16 saat ago

Muhalefet ve sivil toplum bastırdı, etki ajanlığı yasası geri çekildi

Kamuoyunda etki ajanlığı ya da etki casusluğu yasası olarak bilinen yasa önerisi, ikinci defa TBMM’de…

1 gün ago

İsrail “Kürt bağımsızlığı” dedi; Suriye operasyonu hızlanabilir

İsrail’in önceki Dışişleri Bakanı İsrael Katz kafayı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a küfretmeye takmıştı, cevabını vermek de…

2 gün ago

Babacan’dan Erdoğan’a: “Menfaatiniz yoksa sanal kumarın fişini çekin”

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, son günlerde popüler isimlerin tutuklanmasıyla Türkiye'nin gündemine giren yasa…

2 gün ago