İstanbul’da bir eğitimcinin uzaklaştırma almış bir öğrenci tarafından silahla vurularak öldürülmesi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 68 bin öğretmen açığına rağmen 20 bin öğretmen ataması yapması ve yeni müfredat tartışmalarının ardından eğitimciler tüm Türkiye’de seslerini yükseltti.
Eğitim alanında faaliyet gösteren sendikalara bağlı eğitimciler 10 Mayıs’ta şiddet olayları, öğretmen atamaları ve yeni müfredata dair tepkilerini ve taleplerini dile getirmek için tüm Türkiye’de iş bıraktı. Ankara’da binlerce eğitimci MEB önünde toplanarak TBMM’ye yürüdü. Burada ortak açıklama yapıldı.
Eğitimciler, okullardaki şiddetin arkasındaki nedenlerin somut olarak ortaya çıkartılmasını, eğitim emekçilerinin can güvenliğinin sağlanmasını talep etti, MEB’i “acilen harekete geçmeye, eğitimin gerçek bileşenlerinin sözünü dikkate almaya ve gerekli önlemleri almaya” çağırdı.
Tüm eğitimciler “bir an önce eğitimde şiddet yasası çıkartılmalıdır. Can güvenliğimizin olmadığı bir eğitim sistemini kabul etmiyoruz,” dedi.
Eğitimcileri eylem yapmaya iten ise İstanbul Alibeyköy’de Özel Eyüpsultan Final Akademi Anadolu Lisesi Müdürü İbrahim Oktugan’ın bir öğrenci tarafından silahla vurulmarak öldürülmesi olmuştu. Öğrencinin yabancı uyruklu olduğu ve silahlı saldırıdan önce okuldan uzaklaştırma aldığı haberlere yansıdı. Eğitimciler sağlık alanında olduğu gibi eğitim alanında da karşılaşılan şiddet olaylarına karşı tedbir alınması gerektiğini belirterek eylem yapma kararı aldılar.
Eğitim-İş, Türk Eğitim-Sen, EkSen, Eğitim-Sen, Hürriyetçi Eğitim-Sen, TÖBB-Sen, Eğitim Gücü Sen, Eğitim Bir-Sen ve Anadolu Eğitim Sen ortak kararıyla alınan eylemler 9 Mayıs’ta başladı.
Türk Eğitim-Sen ve TÖBB-SEN 9 Mayıs’ta kamu çalışanlarına yönelik şiddeti protesto etmek amacıyla ilk derslere girmeme ya da geç gitme eylemi düzenledi. Öğretmenler 3 gün boyunca siyah giyinme kararı aldı.
Eğitim Bir-Sen’e bağlı öğretmenler TBMM önünde ve valilikler önünde “Kınama Yetmez Şiddet Yasası İstiyoruz” diyerek basın açıklaması düzenledi. Eğitim Sen’e bağlı eğitimciler de mecliste partileri ziyaret etti.
Tüm sendikaların ülke genelinde iş bırakma kararının ardından 10 Mayıs’ta Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önünde toplanan binlerce eğitimci TBMM’ye yürüdü.
Eğitimciler, “Yusuf Tekin istifa”; “Susma haykır şiddete hayır”; “Yaşasın öğretmen dayanışması”; “Öğretmene kalkan eller kırılsın”; “Kader değil bu bir cinayet”; sloganları eşliğinde TBMM Çankaya Kapısı’na yürüdü.
Şiddeti protesto etmek için siyah giyinen eğitimciler, yakalarına “şiddete hayır” yazılı kokart taktı, ellerinde “Can güvenliğimiz için yasa istiyoruz” , “Eğitimde şiddete dur de” , “Yaşam hakkı için birleşiyoruz” yazılı dövizler taşıdı.
TBMM önünde tüm sendikalar adına hazırlanan ortak açıklamayı okuyan Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, ”Millî Eğitim Bakanlığı ve siyasi iktidarın eğitim emekçilerine yönelik söylem ve yaklaşımları ile Öğretmenlik Meslek Kanunu üzerinden emeğimizin değersizleştirildiği, mesleğimizin itibarsızlaştırdığı koşullarda, savaşlarda bile hedef alınmayan okullarda eğitim emekçileri şiddetin hedefi olmaya devam etmektedir,” dedi.
Özbay, “Buradan Milli Eğitim Bakanı’na soruyoruz; Okulda şiddeti önlemek için daha kaç eğitim emekçisinin şiddete uğraması, can vermesi gerekiyor? İktidarın ve MEB’in plansızlığı nedeniyle okullarımız güvenlik açısından ciddi risk altındadır. Okullarımızdaki güvenlik açığının faturasını canımızla mı ödeyeceğiz?” dedi.
Özbay ortak açıklamada, Oktugan’ın ölümüne değinerek, “Bu ülkede okulda öğretmen öldürüldü! Söz bitti! Şiddetin, cinayetin tek bir faili olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Cinayetin arkasındaki zihniyet, bizleri ötekileştiren, her fırsatta tehdit ederek hedef haline getiren, mesleğimizin itibarını ayaklar altına alanlardır,” dedi.
Özbay, “önceki gün ömrünün büyük bölümünü eğitime ve öğrencilerine adamış olan bir meslektaşımızı hayattan ve öğrencilerinden koparan ne basit bir öfke krizi ne failin öğrenci oluşu ne de failin uyruğu ile ilgilidir. Bugüne kadar eğitimden sorumlu olanların yaptıkları açıklamalarda eğitimde yaşanan olumsuzlukların sorumlusu olarak öğretmenleri göstermesi, CİMER uygulamasının bizlere karşı bir sopaya dönüştürülmesi, MEB’in eğitimde yaşanan sorunlara çözüm üretmek yerine öğretmenleri ve idarecileri veli/öğrenci karşısında tek muhatap olarak bırakması, bugün yaşananlara zemin oluşturmuştur,” dedi.
Özbay’ın ardından Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, Hürriyetçi Eğitim Sendikası Başkanı Levent Kuruoğlu, TEÇ SEN Genel Başkanı Ümit Demirel, Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi Umut Erkurt ve Anadolu Eğitim Sen Başkanı Musa Alper Öğretici söz alarak taleplerini dile getirdi.
Eğitimciler yalnızca Ankara’da değil Türkiye’nin dört bir yanında eylemdeydi. 81 ilde eğitim sendikaları ve eğitimciler il milli eğitim müdürlüklerine yürüdü.
Eğitimcilerin tepki gösterdiği tek konu şiddet olmadı. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in önceki gün 68 bin öğretmen açığına karşılık 20 bin öğretmen ataması yapılacağına dair yaptığı açıklama tepki topladı.
Tekin Eylül 2023’te yaptığı açıklamada 68 bin öğretmen açığı olduğunu söylerken, Türk Eğitim Sen’in araştırmasına göre mevcut durumda 94 bin öğretmen açığı bulunuyor. Sayıştay raporlarına göre ise 2021’de 138 bin açık bulunmaktaydı. Geçtiğimiz yıl emekli olan öğretmen sayısı ise 23 bin. Tüm bu farklı rakamlar kıyaslandığında, 20 bin atama, yalnızca emekli olan öğretmenlerin açığını bile kapatmaya yetmiyor.
Konuyu meclis gündemine getiren CHP İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş, “Norm kadro açığı 91.000, ücretli öğretmen sayısı 85 bin sayıştaya göre 138 bin mevcut bakana göre 68 bin iken; sadece 2023’te 23.670 öğretmen emekli olmuşken, 20 bin atama yapmak ve bunun için Genel Başkanınıza ve Maliye Bakanınıza şükranlar sunarak teşekkür etmek, iktidarınızın ülke gerçeklerinden ne kadar kopuk olduğunu bir kez daha gösteriyor” dedi.
Bir diğer tartışmalı konu ise yeni müfredat. Önceki gün CHP’li vekiller Milli Eğitim Bakanlığı önüne giderek yeni eğitim müfredatını protesto etmişti.
CHP’nin “Öğretmenlerin İstihdam sorunlarının Araştırılması” için meclise sunduğu araştırma önergesi ise AK Parti ve MHP oyları ile reddedildi.
Ana muhalefet partisi lideri Özgür Özel ise 8 Mayıs’ta yaptığı açıklamada 18 Mayıs’ta İstanbul Saraçhane’de eğitim sistemi ile ilgili sıkıntıları dile getirmek için bir eylem yapılacağını belirterek “atanamayan öğretmenleri, tüm mülakat mağdurlarını, müfredattan endişe duyanları, laik eğitim isteyenleri, çağdaş Cumhuriyet için çağdaş eğitim talep edenleri,” eyleme katılmaya çağırdı.
18 Mayıs’ta İstanbul Saraçhane’de saat 13:00’de yapılacak olan eylem için Özel, “Onların sesini duyuracağız. Onları dinleyeceğiz. Onların sesine ses olacağız. Bir büyük mücadelenin ateşini hep birlikte yakacağız,” dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 23 Kasım’daki basın toplantısında Donald Trump’ın 20 Ocak 2025’te başlayacak ikinci…
İçişleri Bakanlığı'nın tartışmalı bir kararla Tunceli ve Ovacık belediye başkanlarını görevden alarak yerlerine kayyum ataması,…
Kendimden korkuyorum artık. Bıkkınlık gelip Stockholm Sendromuna yenik düşmekten, sahte mutluluk yaşayıp adalet mücadelesini bırakmaktan…
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında…
CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugün 22 Kasım'da Ankara’da yargılanmaya başlaması Türkiye’de siyaset üzerindeki…
Üç MHP milletvekilinin istifası haberi 20 Kasım akşam saatlerinde siyaset kulisine bomba gibi düştü. Beklenen…