Yerel seçimin arkasından bugüne kadar basında çeşitli ama hep veriden ziyade düşüncelere, tahminlere ya da dar kapsamlı anketlere dayalı yorumlar gördük. Örneğin emeklilere zam verilmemesinin AKP’ye oy kaybettirdiği gibi tahminler var. Ya da katılımın daha düşük olmasının da AKP’ye kaybettirdiği gibi düşünenler ya da gösterenler var.
Geçtiğimiz yıllar boyunca bu tür tahminler bizi hep kısır döngüye soktu. Ne olup, bittiğini anlayamadık. Oysa seçimlerin dinamiğini tam olarak anlamak için verilere dayalı analizlere ihtiyacımız var.
Veriye dayalı bir ilk analizi 1 ay kadar önce vermiştik. O analizde söylediklerimizi hatırlatalım;
Gördüğünüz gibi, elinizde veri olduğunda, bazı şeyleri anlamak daha kolay oluyor.
Şimdi veriye dayalı kıymetli bir başka çalışmayı aktaralım; Siyaset bilimcisi Prof. Dr. Murat Güvenç’in 14 Mayıs 2023 seçimi konusundaki analizini daha önce dikkatlerinize sunmuştuk. Şu anda Koç Üniversitesi bünyesinde çalışmalarını sürdüren Güvenç Hoca, bir yandan seçim sonuçlarını harita üzerinde yerleştirirken, diğer yandan Mor Haritam ile aynı bölgelerin demografisini inceliyor. Kendisinden çok daha fazla yararlanılması gerektiğini düşünüyoruz.
Prof. Dr. Güvenç, 31 Mart seçimlerinin İstanbul sonuçlarını da kısa bir analiz ile yayınladı. Kendisi daha derin analiz yapılması gerektiğini belirtiyor ama ilk bakışta söyleyebildiği önemli bir not şu; en azından İstanbul için seçimin sonucunu belirleyen, daha doğrusu AKP’ye kaybettiren, sanıldığının aksine emekliler değil, gençler olmuş.
Bu durumun gelmekte olduğuna, 3,5 sene önce yazdığımız yazıda işaret etmiştik. O yazıda 7 milyon genç ilk defa oy kullanacak demiş ve “AKP’s Paradox” (AKP’nin Paradoksu) tanımı yapmıştık.
AKP’nin iktidarını 2002’den itibaren “orta yaşlı-yaşlı ve muhafazakar” karakterli bir seçmen kitlesi sağlıyordu. “Bir lokma, bir hırka” felsefesini de yadsımayacak olan bu kitleyi, halen verdiği sosyal yardımlarla (yaşlılık maaşı, engelli destekleri vs) elinde de tutuyor.
Ancak bu kitlenin yaşlı olanları, gitgide hayatlarının sonuna gelmiş. Bu nedenle AKP geleceğini güvene almak, iktidarını sürdürmek için, yeni seçmenleri yani gençliği kendi çizgisine getirmek zorunda.
Ancak gençler höt-zöt ile yola gelir mi? Gençlerin eğitim alabilmesi, iş bulabilmesi, eğlenebilmesi, kısacası yaşayabilmesi gerekli. Yani “bir hırka, bir lokma” gençler için yeterli değil. Üst limiti 9.500 TL olan cep telefonları ve bunlara verilen 5.500 TL destek gençler için ikna edici değil.
“AKP’s Paradox” işte burada meydana geliyor. AKP “kindar ve dindar” nesil koşulları yaratmaya çalıştıkça, interneti, sosyal medyayı kestikçe, konserleri engelledikçe, üniversiteleri kendi meşrebine uydurmaya çalıştıkça, gençleri kaybediyor. Oysa kazanmak için gençleri çekmeli, ama gençleri ancak kendi parti karakterine ters düşecek şeyler yaparsa çekebilir. Ama AKP’nin önerdiği hayat tarzı, günümüzün gençlerine (ya da her dönemin gençlerine) uygun değil. Öyle ki, günümüzde AKP’nin fanatik yandaşı olan ailelerin içinden çıkan gençler bile AKP’ye ters düşüyor.
Şimdi Murat Hoca’nın analizine geçelim. Kendisine sorularımız şöyleydi;
En temelde ben “Vaka temelli” bir toplum bilim yaklaşımını benimsiyorum. İstanbul’da seçim coğrafyası, on binlerce sandıkta atılan oyların mahalleler, ilçeler, ve en son büyük şehir düzeyinde toplulaştırılmasıyla oluşuyor. 31 Mart’ta Türkiye genelinde 51.500 mahalle ve koy İstanbul’da yaklaşık 970 mahalle vardı. Bu sonuçları, yayınlandıkları formatta değerlendirmek olanaksızdır. Bu nedenle seçimler sonuçlandığında hızlıca toplulaştırılarak yorumlanır. Ne yazık ki sonra üzerinde düşünülmez. 970 mahalle verisi A4 formatında listelense 6 metre uzunluğunda bir şerit üretir.
Ancak çağdaş veri değerlendirme yöntemleri bu veri setlerini
değerlendirme olanağı verir.
Biz 970 mahalleyi iç farklılaşması düşük ancak bir birinden farklı 10 küme üzerinden değerlendiriyoruz. Bu çalışmada Lebart’ın Mütekabiliyet Analiz ile Sayısal Kümeleme modellerinin birbirini tamamlayıcı kullanımını gerçekleştiren çözüm modeli kullanılmıştır.
Model iki aşamalı (recursive) bir algoritmaya dayanır Modeli ve kullanıcı arayüzünü Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Bilgisayar Mühendisi Doç. Dr. Savaş Yıldırım la birlikte geliştirdik.
Bu uygulamayla İstanbul Mahallelerinde 31 Mart Büyük Şehir Belediye Başkanlığı seçim sonuçlarını, aşağıdaki 10 mahalle kümesi üzerinden özetlemek, bu kümeleri haritalamak ve sayısal açıdan yorumlamak mümkün. Bu yorumlamanın haritasını aşağıda görüyorsunuz.
AKP’nin çok başarılı sonuç aldığı mahallelerde bir önceki seçime göre oy oranının 10 puan birden düştüğünü görüyoruz.
Bu analiz partiler arası oy kaymaları hakkında talep ettiğiniz hassiyette bilgi veremez. Yukarıdaki sorularınız nedenlere ve partiler arası oy kaymalarına ilişkin. Ancak nedenlere ilişkin soruları yanıtlamak için belirlenmiş bölgelerde birey bazında ayrıntılı anketler ve mülakatlar yapmak gerekir.
Bu kesimlerin sosyolojisine ilişkin yerel/genel bilgileri yakın tarihlerde UN Women için yaptığımız Morharitam İstanbul adlı sorgulanabilir web sitesinden edinebilirsiniz. Ancak şu anda seçim sonuçlarını sosyal verilerle ilişkilendiren bir çalışma yapmadım. Yine de bu tür politik antropoloji çalışmasının en verimli olarak nerelerde yapılabileceğini bulmuş durumdayız.
İlgililer ve paydaşlar bu bölgelerde derin saha çalışmaları ve odak grup çalışmaları yapıp nedenleri açığa çıkarmalılar. Ne yazık ki partiler seçimlerden sonra bu tür çalışmalar yaptırmıyorlar. Yaptırıyorlarsa da paylaşmıyorlar.
Oysa tam çalışma zamanı Ancak şimdi izleyebildiğim kadarıyla ilgililer şu an gündemde farklı konular var; eş dost tayinlilerinin engellenmesi vb. gibi.
31 Mart’ta üzere katılım her bölgede 14 Mayıs’a nazaran düzeyinden düştü. DEM Parti’nin başarılı olduğu küme hariç, tüm katmanlarda 1 veya 2 puan farkettiği anlaşılıyor. Yani her kümede genelde düşük bütün partileri birlikte aynı oranda etkiliyor. AKP’nin tezi kent genelinde sağlam değil. Katılım yerel seçimlerde genel seçimlerden düşük oluyor. Bu seçimde de genelde düşük. Katılım durumu açıklayıcı bir faktör değil.
AKP’nin 14 Mayıs’ta en yüksek oy aldığı ve en önemli oy kaybı yasadığı bölgeler, İstanbul’da yaşlıların ve emeklilerin istatistiksel anlamda yoğunluk sergilemediği, tersine aktif genç nüfusun yoğun yaşadığı bölgeler.
Bunu harita.kent95.org isimli web sitemdeki yaş haritalarından kolayca test edebilirsiniz. Zaten İstanbul genelde yaşlı yoğun bir kent değil. Neden öyle olduğunu, T24 Yıllıkta bu konunun açıkça tartışıldığı bir yazımda açıkladım.
Emekli tezi ülke düzeyinde bir ölçüde geçerli olabilir ancak en azından İstanbul da çok geçerli değil.
Bu tür gelişmelere siyaset bilimde siyasi heyelan, “lan slide” veya “dip dalga tsunamisi” deniyor. Bir çok nedeni birlikte çalışıyor olmalıyız. Bu konuyu ciddiye alıp, yerel düzlemde incelemek gerek. Bizim haritalar ayrıntılı çalışma gerektiren yerleri açığa çıkarıyor.
Nedenleri anlamak için çok ayrıntılı projelere gerek var.
Örneğin; yukarıdaki tabloda görülen 4 küme ilk üç kesime yakın/bitişik geçiş alanları tampon bölgeler ve Değişim (“siyasi heyelan”) burada başlıyor. CHP oy oranı yüzde 19’dan yüzde 44’e çıkıyor. Burada konsolidasyondan çok bir heyelan var. Tüm partilerin kayıpları CHP’de toplanıyor. Gerçek oy kayması, katılım düzeyi, kent ortalamasının üzerinde.
Bu sorunu yanıtları çok kapsamlı bir çalışma gerektirir.
Ancak AKP içinde bulunduğumuz ortamda “Gerçek belediyeciliği biz bilirizin” ötesinde çağırma gücü yüksek bir slogan bulamadı. Adayları çekici değildi. IYI Parti çökmüş ve DEM Parti stratejik oy kullanmış, bunlar elbette önemli. Tabi yeterince popülizm yapacak kaynaklar da biraz eksilmiş olabilir. Ancak bunlar kişisel izlenimlerim.
Sorunuzun yanıtı çok derin inceleme irdeleme gerektiriyor. Oy kayması çalışmaları siyaset bilimde bir uzmanlık alanı. Bu soruyu uzmanlar yanıtlayabilir şu anda haddimi aşmak istemem. Bu çalışma keşifsel nitelik taşıyor daha ileriye gitmek gerek.
İstanbul’da yerel yönetimlerin her şeye karşın başarısı kanımca AKP’lilerce de teslim edildi. Bir oy kayması gerçekleşti. Bu konuda anket verileri var. Bir çok bileşende İYİ Parti ve DEM Parti’nin kaybettiği oylar CHP’nin kazandığı oylara yakın çıkıyor bu önemli. İYİ Parti tam anlamıyla çöktü ve oylarının büyük bölümü CHP’de konsolide olmuş olmalı.
DEM Parti seçmeni stratejik oy kullandı. İlçe belediye meclislerinde kendi partilerine oy verebilirlerdi. “Split Ticket Voting” (bölünmüş oylama) de yapmamışlar. İlçe meclisleri düzeyindeki, yüzde 10 barajı caydırıcı olmuş olmalı.
Şimdiden 14 Mayıs sonuçlarını mahalle bazında sorgulama olanağı sağlayan bir araştırma platformu ve web sitemiz var. Ancak kurumsal destek yok. Bu durumda kamusal erişime açamıyoruz. Yani bu çalışmayı çok kısa zamanda Türkiye çapında “14 Mayıs-31 Mart” karşılaştırma imkanı verir hale getirebileceğiz. Yaz sonunda hazır olur.
Ancak kamuya açık hale getiremeyeceğiz. Özel kullanımda kalacak. Sponsor bulabiliriz ancak bu kez de “açıklamama maddeleri” (Terms of Disclosure) istenebiliyor. Belki bazı bölgelerle ilgili akademik çalışmalar yapabileceğimi umuyorum.
NOT: Bu yazı ilk olarak Turk-Internet sitesinde yayınlanmış, yazarın izni dahilinde sitemize alınmıştır.
Kamuoyunda etki ajanlığı ya da etki casusluğu yasası olarak bilinen yasa önerisi, ikinci defa TBMM’de…
İsrail’in önceki Dışişleri Bakanı İsrael Katz kafayı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a küfretmeye takmıştı, cevabını vermek de…
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, son günlerde popüler isimlerin tutuklanmasıyla Türkiye'nin gündemine giren yasa…
MİT Hukuk Müşaviri Fuat Midas, Etki Casusluğu kavramını örneklerle, ülke adı vermeden anlatmaya başlıyor: “Adam…
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 10 Kasım’da yaptığı iki konuşmayla Türkiye’nin “önümüzdeki dönemde” başlatacağı önemli bir siyasi-askeri…
Diyarbakır'da 21 Ağustos'ta kaybolduktan sonra Eğertutmaz Deresi'nde cesedi bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetiyle ilgili…