Sinan Ateş cinayeti davası siyasetin gündeminde yer tutmaya devam ediyor. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin CHP lideri Özgür Özel’e Kobani davasını “siyasi” dava olarak nitelemesi üzerinden sorduğu dört soruya, Özel Sinan Ateş cinayeti üzerinden sorduğu dört soruyla karşılık verdi.
Özel, Bahçeli’ye, Ülkü Ocakları eski başkanı Sinan Ateş cinayeti iddianamesinden bazı isimlerin ayıklanması ve faillerin saklanıp kaçırılması dahil suçlamada bulunduğu iki kişinin ismini vermedi. Ancak hem Özel’in yaptığı tarif hem de CHP kulisinde konuşulan iddialardan, bu iki ismin MHP genel başkan yardımcıları Semih Yalçın ve İzzet Ulvi Yönter olduğu öne sürülüyor.
İsimlerinin iddianamede yer almaması eleştiri konusu yapılan isimlerin MHP Mersin eski Milletvekili Olcay Kılavuz ile Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım olduğu öne sürülmüştü.
Özel şunları söyledi:
“Ben o promptıra bunları kimin yazdığını biliyorum. O meşhur ikili var ya. MHP örgütünün illallah dediği ikili. Gerçek MHP’lilerin tüylerini diken diken yapan ikili. MHP’de metinleri yazan, gece bir elinde telefon, bir elinde bardak tweetler atan birisiyle, (Özel burada bahsettiği kişinin çok kilolu olduğu imasıyla bir vücut dili kullanıyor) o Meclis’in uzman çavuşuyum deyip de uzman çavuşa bile verdiği sözleri tutmayan birisi var ya. O ikisi, dört soru yazmışlar promptıra.”
Özel isim vermese de CHP kulisinde tarif ettiği ilk ismin sosyal medyada çok aktif olan Semih Yalçın, diğerinin de kendisini TBMM’de uzman çavuşların sorunlarının takipçisi ilan eden Yönter olduğu iddia ediliyor. Ancak şu anda bu isimler açıkça telafuz edilmiyor.
Özel sorularını öyle sıraladı:
“1- Bu iki kişinin isimleri Sinan Ateş cinayeti iddianamesinden nasıl ve kimler tarafından ayıklanmıştır?
2- Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapmış bir ismin sokak ortasında ölümünden sonra, kimse tweet atmayacak, cenazeye gitmeyecek, taziye bildirmeyecek diyen hangi ikisidir? Bu talimatı bütün partiye hangi ikisi yaymıştır?
3- Tetikçiyi kaçıran aracın fotoğrafları açığa çıkıp, Ülkü Ocakları Genel Başkanına bu aracın ceza yemeyecek, trafikte durdurulmayacak bir statüye kavuşturulmasına hangi ikisi ya da ikisinden hangisi katkı sağlamıştır?
4- İran Cumhurbaşkanının ölümünün üzerindeki sis perdesi aralanmalıdır diye bugün promptıra yazanlar Sinan Ateş davasının üzerine sis çöktürürken, bu ikisinin bu sisteki payı nedir? Yoksa bu sisin kendisi bizatihi bu ikisi midir?
Bu dört soruyu cevaplayın, benim dört soruya bakarız. (…) Size inanıp peşinizden yürüyenler, bıyıklarını kazıtacaklar. Sonra bu ikisi ile nasıl bir irtibat, iltisak, nasıl bir bunlara mecburiyet varsa, koskoca parti bu iki meczuba esir edilecek. Yazıklar olsun ikisine de.”
Bir gün önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Kobani davasına “Siyasi dava denilerek, terör kalkışmasının aklanmaya çalışılması, her şeyden önce hukuka ve demokrasiye hakarettir” demesi ardından 21 Mayıs’taki MHP Meclis Grubuna hitap eden Bahçeli, Özel’in de Kobani’yi siyasi dava saymasına şu sorularla yüklenmişti:
“1– İmralı canisinin ve cezaevindeki terör mahkumlarının affını istiyor musunuz?
2- Vatan topraklarının bir bölümünde bağımsız Kürdistan’ın kurulmasından yana mısınız? Beraber DEM’lendiklerinize söz verdiniz mi?
3- Hangi dış mihrakların nam ve hesabına siyasi çalışma yürütüyor, Türkiye’nin geleceğini kimlerle konuşuyor, kimin folluğunda yatıyorsunuz?
4- 37 kişinin katiline verilen cezalar hukuksuz ise, size göre hukuk nedir? Adalet nedir? Devlet nedir? Siyasi onur ve millet sevdası sizin meşrebinizde ne manaya gelmektedir?”
Bahçeli, Özel’in Kobani davasını siyasi sayarak sonuçlarını “hukuksuz” ilan etmesinin Erdoğan’la diyalogu sonrasındaki “normalleşmeye” de aykırı olduğunu söylemişti.
Öte yandan DEM Parti Meclis Grubunda konuşan Eş Genel Başkan Tülay Hatimoğulları, Kobani Davasında Selahattin Demirtaş’ın 42 yıl, Figen Yüksekdağ’ın 30 yıl üç ay olmak üzere sanıklara ağır cezalar verilmesini şu sözlerle eleştirdi:
“Geçtiğimiz perşembe günü (16 Mayıs) Kobani kumpas davasında 24 arkadaşımıza siyaset yaptıkları için IŞİD katliamlarına karşı çıktıkları, bu rejime biat etmedikleri için AKP’ye Erdoğan’a “Kral çıplak” dedikleri için 407 sene 7 ay hapis cezası verildi.
Normalleşme dediğiniz Kürtlerin, devrimcilerin, demokratların, kadınların, biat etmeyenlerin olmadığı, AKP’nin normunu kendisi yarattığı bir normalleşmedir. Bu bir anomalidir. Bu normalleşme değil, düpedüz darbedir. Bu, asla bizim normalimiz olmayacak.”
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in yeni yönetim döneminde Türkiye'ye ilk ziyareti Suriye'de Esad…
Donald Trump’ın “Türkiye Suriye’ye çöktü” ifadesini Türk medyasındaki haberlerin pek çoğunda bulmanız mümkün değil. Trump’ın…
Asgari ücret yine gündemimizde. Bu kez temel tartışma konusu asgari ücret ve enflasyon ilişkisi. Asgari…
Suriye’de gelişmeler baş döndürücü bir hız kazandı. Beşar Esad’ın 7 Aralık akşamı Moskova’ya kaçmasından yalnızca…
CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendi dönemindeki Suriye politikası nedeniyle yeniden gündemde. Cumhurbaşkanı Tayyip…
Suriye'de Esad rejimini deviren harekatın hazırlığının bir yıldan fazla bir süredir yapıldığı, Türkiye’nin, ABD’nin ve…