Milli Güvenlik Kurulu (MGK) son zamanların en önemli toplantısını 28 Mayıs’ta yaptı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan toplantı sonrası yayınlanan bildiri Türkiye’nin ABD ile özellikle PKK konusunda ve Suriye-Irak alanında zorlu bir dönemece yaklaştığını gösteriyordu. Türkiye bu konuyu Dışişleri Bakanı Hakan Fidan aracılığıyla 30-31 Mayıs’ta Prag’da yapılacak NATO Dışişleri Bakanları gayrı resmi toplantısı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Temmuz’daki NATO Zirvesine de taşıyor.
MGK bildirisinde kısmen satır aralarına gizlenmiş önemli vurgulara gelince…
Öncelikle, giriş maddesinin hemen altında, yani öncelikli konu olarak Irak’la işbirliğinin “daha ileri aşamalara taşınması” ve güvenlik alanındaki “somut ilerleme” hedefleniyor. Bu ifadeler devamındaki cümleyi giriş niteliğinde; aynen alıyorum:
Bu cümle ayrıntılı tahlil gerektiriyor:
Burada akla takılan MGK bildirisinde PKK ve yan örgütleri sıralandıktan sonra “ve ona sağlanan desteğin bölgemizdeki tüm unsurlarıyla bertaraf edileceği” ifadesiyle kast edilenin, son 10 yıldır IŞİD’le mücadele gerekçesiyle bu örgütlerle korumacı bir işbirliği içindeki ABD mi olduğu sorusudur.
Bu öyle bir soru ki, adeta bir ucu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 9 Mayıs diye öngörülen ABD ziyaretini “program değişikliği” gerekçesiyle ertelemesine dek dayanıyor. Erdoğan’ın ne 8 ne 9 Mayıs’ta “olmazsa olmaz” bir programa katılmadığını kayda geçirerek devam edelim. Gerekçe sadece ABD’nin İsrail’in Gazze katliamına verdiği açık destekle sınırlı olmayabilir. Örneğin Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğini onaylamasıyla varılan F-16 anlaşmasının kesinleşen ayrıntılarını hala bilmiyoruz. Keza Türkiye’ye uygulanan örtülü askeri malzeme ambargosunun hala fiilen devam edip etmediğini de
Türkiye’nin Suriye’de ABD destekli PKK faaliyetinin şimdi Suriye’nin Türkiye ve Irak’la sınır bölgelerinde seçim ilan etme aşamasına gelmesinin Ankara’daki asabiyeti artırdığı görülebiliyor.
ABD desteği olmaksızın PKK faaliyetini “bertaraf etmek” yine çok kolay olmayabilir ama MGK bildirisinde “sağlanan desteğin” bertaraf edilmesi vaadi nasıl gerçekleştirilecek? Önemli bir sınamadır.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in 3 Mayıs’ta CNN Türk’te Hakan Çelik ile mülakatındaki şu sözlerinin muhatabı doğrudan ABD örneğin:
Dışişleri Bakanlığı kaynakları Fidan’ın 30-31 Mayıs’taki NATO gayrı resmi dışişleri bakanlığı toplantısında Müttefiklerimize başta PKK/PYD/YPG olmak üzere terör örgütleriyle mücadele konusunda Türkiye’nin “beklentilerini aktarıp” terör örgütleriyle “çıkar temelli ortaklık” ilişkisine girilmesinden “derhal vazgeçilmesi çağrısında” bulunacağını söylüyor. Buradaki gizli özne de ABD. Fidan’ın bu toplantıda “Savunma sanayii alanındaki yaptırım, kısıtlama ve engellemelerin tamamen kaldırılması” için “Müttefiklerin Vilnius Zirvesi taahhütlerine riayet etmesini” talep edecek olması, Türkiye’ye örtülü ambargonun da hâlâ sürdüğü anlamına geliyor.
Her iki bakanın tutumları da MGK bildirisindeki vurgularla uyumlu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da NATO’nun kuruluşunun 75’inci yılına gelen 9-11 Temmuz Vaşington zirvesinde bu konulara değinmesi bekleniyor.
Suriye’de PKK’nın Şam’daki Beşar Esad yönetimi dışında, ama ABD gözetiminde ilan ettiği 11 Haziran seçimlerinin, NATO Zirvesi öncesinde Türkiye’nin gündemini meşgul ettiği açık. SDG’nin Suriye’de kontrolü altındaki 7 “kantondaki” 133 belediye için ilan ettiği seçim, Ankara’da Suriye’de ABD mandasında PKK idaresinde bir Kürt devletine atılan adım olarak görülüyor. Ankara’nın Irak’ta Talabani ailesi yönetiminde Kürdistan Yurtseverler Birliğinin (KYB) PKK’ya verdiği desteğin arkasında da ABD’nin Merkezi Komutanlık (CENTCOM) faaliyetini gördüğünü de belirtelim.
MGK bildirisiyle Ankara adeta ABD’ye ben NATO’nun güney kanadını, Rusya’ya karşı Ukrayna’ya destek dahil tutuyorum, ama sen PKK’ye verdiğin destek ve benim önüme çıkardığın engellerle bunu zayıflatıyorsun mesajı veriyor.
Bu koşullar altında ve (ABD’nin İsrail’e desteğini de unutmadan) NATO Zirvesi öncesi ya da sonrasında Erdoğan-Biden görüşmesi yapılır mı? Yapılsa ne işe yarar? MGK bildirisi bu soruları da sorduruyor.
Üç MHP milletvekilinin istifası haberi 20 Kasım akşam saatlerinde siyaset kulisine bomba gibi düştü. Beklenen…
Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Çayırhan Termik Santrali’nde yaklaşık 500 madenci özelleştirme kararına karşı kendilerini maden…
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın üç MHP milletvekilinin istifasının istendiğini, istifa…
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın beraberindeki heyet ile birlikte CHP Genel Merkezi'ne gitti,…
Almanya, Fransa, İtalya, İspanya ve İngiltere dışişleri bakanları Polonya Dışişleri Bakanının ev sahipliğinde 19 Kasım’da…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yeni bir nükleer doktrin imzalamasıyla ilgili…