Ankara, İstanbul, İzmir, Yozgat, Burdur, Konya, Eskişehir… Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunulan ve bu hafta komisyonda görüşülmeye başlayacak olan “Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi,” Türkiye’nin dört bir yanında protesto edildi.
Tartışmalı “ötanazi” maddesi ile sokakta sahipsiz kalan hayvanların öldürülmesinin önünü açan yasa teklifi tüm itirazlara rağmen meclise sunuldu.
Teklifin 17 Temmuz’da Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu’nda görüşülmeye başlaması planlanıyor. Komisyon görüşmelerinde teklifin tüm maddeleri ayrıntılı bir şekilde ele alınacak ve değişiklik önerileri tartışılacak.
Teklifin geri çekilmesi için pek çok sivil toplum kuruluşu Mayıs ayından bu yana protesto eylemleri düzenliyor. Yasanın meclise gelmesiyle hafta sonunda Türkiye’nin pek çok kentinde yasaya karşı çıkanlar sokaklardaydı.
İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerin yanı sıra pek çok şehirde düzenlenen eylemlerde, “Devlet öldürmez devlet yaşatır,” “Kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat” gibi sloganlar atıldı.
Düzenlemeye karşı çıkanlar bu kanun teklifini “katliam yasası” olarak tanımlıyor. Çünkü AK Parti milletvekillerinin imzasını taşıyan teklif, sahipsiz hayvanların korunması ve yönetimi konusunda önemli değişiklikler öngörüyor. Teklifin en tartışmalı maddesi ise belirli şartlar altında sahipsiz hayvanlara “ötanazi” uygulanmasının yasal hale getirilmesi.
Yeni yasayla mevcut “yakala-kısırlaştır-sal” yöntemi yerine “yakala-kısırlaştır-tut/sahiplendir” metoduna geçiş yapılıyor. Teklifle, sahipsiz hayvanlar bakımevlerine toplanarak rehabilite edildikten sonra sahiplendirilecek. Ayrıca, hayvan bakımevi tanımı da “Bakanlıktan izin alınmak suretiyle kurulan ve hayvanların sahiplendirilinceye kadar barındırıldığı ve rehabilite edildiği bir tesis” şeklinde değiştiriliyor.
Teklifin en dikkat çeken maddesi ise, saldırgan, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan hayvanlara “ötanazi” uygulanmasını öngörmesi. Yerel yönetimlere, kamu güvenliği veya biyolojik çeşitliliğin korunması gerekçesiyle sağlıklı hayvanlara dahi “ötanazi” yapma yetkisi veriliyor. Ötanazi, bir kişinin acısına son vermek amacıyla o kişinin yaşamına son verme uygulaması için kullanılan bir deyim.
Teklifin önemli maddeleri şu düzenlemeleri içeriyor:
1. Yakalama ve Yönetim Metodları: Mevcut “yakala-kısırlaştır-sal” yöntemi terk edilerek “yakala-kısırlaştır-tut/sahiplendir” metoduna geçiş yapılıyor. Sahipsiz hayvanlar bakımevlerinde tutulup rehabilite edilecek ve sahiplendirilecek.
2. Hayvan Bakımevleri: Hayvan bakımevlerinin tanımı değiştiriliyor. Yeni tanım, “Bakanlıktan izin alınmak suretiyle kurulan ve hayvanların sahiplendirilinceye kadar barındırıldığı ve rehabilite edildiği bir tesis” şeklindedir. Bakımevleri dışında hayvan bakmak yasadışı hale getiriliyor.
3. Ötanazi Uygulaması: Bakımevine alınan hayvanlardan saldırgan olan, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olan hayvanlara yerel yönetimlerce ötanazi yapılacak. Ayrıca, sahipsiz hayvan popülasyonunun kamu güvenliği açısından tehlike oluşturması veya biyolojik çeşitliliği zarara uğratması halinde de ötanazi uygulanabilecek.
4. Ceza ve Yaptırımlar: Sahipsiz hayvanları bakımevi dışında bir yere terk eden ya da bakımevinde barındırılan hayvanları başka bir yere bırakan belediyelere ve bireylere yüksek para cezaları verilecektir. Sahipli hayvanlarını sokağa terk edenlere yönelik cezalar da artırılacak.
5. Belediyelere Zorunluluklar: Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu 25 bini aşan belediyeler, sahipsiz hayvanlar için bakımevleri kurmak zorundadır. Bakımevi kurmayan belediyeler ve kaynakları başka amaçlar için kullanan belediye yetkilileri hapis cezası ile karşı karşıya kalacak.
Protesto gösterilerinde dikkat çekilen ana konu, sokak hayvanlarının öldürülmesinin sorunu çözmeyeceği, aksine yeni bir döngü yaratacağı düşüncesi. Yasaya karşı çıkanlar, hayvan üretiminin durdurulması ve kısırlaştırma politikalarının etkin bir şekilde uygulanması gerektiğini belirtiyorlar.
PATİKO Derneği Yöneticisi İsmail Erdoğan, yaptığı açıklamada, “Kapalı kapılar ardında kelime oyunları ile kılıflar uydurularak hazırlanan tasarı ile sokaklardaki bütün kedi ve köpeklerin toplanarak bir süre sahiplendirme kılıfı ile bekletilip sonra öldürülmelerini içeren yasa tasarısını tüm kalbimiz, tüm ruhumuz, tüm benliğimizle karşısındayız” dedi.
Türkiye’nin pek çok yerinde yapılan basin açıklamalarında dile getirilen eleştirilerden biri belediyelerin yıllardır kısırlaştırma ve bakım sorumluluklarını yerine getirmediği, bu sebeple sorunun bu kadar büyüdüğü tespiti oldu. Yasaya karşı çıkan vatandaşlar, alınmayan bu sorumluluğun cezasını hayvanlara ödetileceğini söylüyor. Hayvanların kısırlaşıtırlıması ile ilgili düzenlemeler 2004 yılından beri yürürlükte, bu çerçevede belediyelere ödenek ayrılmış. Bu sebeple İzmir’deki gösterilerde katılımcıların söylediği bir şarkı, “paralar nerede” diyordu.
Protestocuların altını çizdiği bir diğer nokta ise “korku” yaratıldığı iddiası. Yasada imzası bulunan AK Parti yetkilileri, ülke genelinde sokak hayvanları ile ilgili saldırı ve yaralanma öykülerini yasanın gerekçesi olarak sunuyor, böyle bir talep olduğunu dile getiriyor.
Yöneylem Araştırma şirketinin yaptığı yeni araştırma bu açıdan çarpıcı. Buna göre halkın yüzde 73’ü sahipsiz köpeklerin belediyeler tarafından kısırlaştırılarak barınaklara alınması gerektiğini belirtiyor. Ötenaziye sıcak bakanlar ise yüzde 6 ile sınırlı.
Yasaya muhalefet partileri de karşı çıkıyor, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yasa teklifinin hayvan haklarına aykırı olduğunu belirterek, sahipsiz dostlarımızın sorunlarının bilimsel, etik ve insani bir yaklaşımla çözülmesi gerektiğini ifade etti. CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül, “Allah’ın verdiği canı, Allah alır” diyerek teklife karşı çıktı.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ve TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil de yasa teklifine sert tepki gösterdiler. Hatimoğulları, teklifin toplu bir katliam anlamına geldiğini savunurken, Kadıgil ise milletvekillerini vicdanlarını dinlemeye çağırdı.
Bu sebeple komisyonda teklifin tartışmalı maddeleri ile ilgili ne gibi görüşmeler olacağı takip edilecek.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in yeni yönetim döneminde Türkiye'ye ilk ziyareti Suriye'de Esad…
Donald Trump’ın “Türkiye Suriye’ye çöktü” ifadesini Türk medyasındaki haberlerin pek çoğunda bulmanız mümkün değil. Trump’ın…
Asgari ücret yine gündemimizde. Bu kez temel tartışma konusu asgari ücret ve enflasyon ilişkisi. Asgari…
Suriye’de gelişmeler baş döndürücü bir hız kazandı. Beşar Esad’ın 7 Aralık akşamı Moskova’ya kaçmasından yalnızca…
CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendi dönemindeki Suriye politikası nedeniyle yeniden gündemde. Cumhurbaşkanı Tayyip…
Suriye'de Esad rejimini deviren harekatın hazırlığının bir yıldan fazla bir süredir yapıldığı, Türkiye’nin, ABD’nin ve…