ABD Başkanı Biden’ın seçimden çekilmesiyle Demokratların adayı olarak Başkan Yardımcısı Harris (solda) çıkması bekleniyor ama Michelle Obama “kazanacak aday” gibi duruyor. Trump’ın karşısına Harris de Obama da çıksa Ankara Türkiye açısından ne değişeceğine bakacak.
Bardağı taşıran damla ABD Başkanı Joe Biden’ın bir kadın davetliyi eşi zannedip yakınlaşması, eşi Jill’in de son anda gelip araya girmesi mi oldu? Kestirmek zor. Ancak 20 Temmuz akşamı Başkanlık yarışına havlu atmadan önce sosyal medyaya düşen son gafı o oldu. Olaya şimdiye dek “Çekilme” diyenlerin başında gelen eşi Jill açısından da bakmak lazım. Biden’ın çekilmesi aslında bekleniyordu, zamanı bilinmiyordu, o kadar.
Ama Cumhuriyetçi rakibi Donald Trump karşısında ne yapacağını şaşırdığı 28 Haziran canlı yayın performansı sonrasında dünyanın en büyük ekonomik ve askeri gücünün başkomutanının algı ve idrak sorunu sadece ABD değil, dünyanın her yerinde tartışılır olmuştu. Dolayısıyla giderayak yardımcısı Kalama Harris adını Demokrat Partinin 5 Kasım seçimlerindeki Başkan Adayı olarak desteklemesinin de Harris için iyi olup olmadığı tartışmaya açık.
Zaten Harris, sırf Biden destek verdi diye Demokratların adayı olacak diye bir şey yok. Buna 20 Ağustos’ta Şikago’da toplanacak Demokrat Parti Kongresi karar verecek. Demokrat Parti yönetim kademelerinin ezici çoğunluk olmasa da çoğunluğunun tercihi Harris; bağışçılara yasal kolaylık açısından da bunun gerekli olduğu söyleniyor.
Araştırma kuruluşu IPSOS’un yürüttüğü anketse Demokrat seçmenin Trump ile başa çıkabilecek isim olarak, önceki başkanlardan Barack Obama’nın eşi Michelle Obama olduğunu gösteriyor.
Yani Türkiye’deki 2023 seçimleri gibi ABD’de de bir “kazanacak aday” tartışması var.
Demokratların hedefi seçmeni Trump’a kaybettirecek adayı bulduğuna ikna etmek. Bu öncelik sıralaması açısından da Türkiye’deki 2023 seçimlerinde muhalefetin asıl hedefinin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı seçtirmemek olmasıyla benzeşiyor.
Trump’ın seçilme ihtimaliyse 14 Haziran’da atlattığı suikast girişiminde bu yana yükselmiş görünüyor. O karambolde katıldığı Cumhuriyetçi Parti Kongresinde hem adaylığını resmileştirdi hem de Cumhuriyetçi elitlere karşı kırsal ve yoksul Amerikalıların sesi olan JD Vance’i Başkan Yardımcısı adayı olarak tescil ettirdi.
Demokratların adayı Harris, Obama ya da bir başkası olsun, seçimi kazanırsa, ya da daha güçlü görünen Trump kazanırsa dünya siyaset ve ekonomisi, Avrupa ve Orta Doğu dengeleri ve Türkiye açısından ne değişecek?
Türkiye’nin ABD ile ilişkilerde iki büyük sorunu var. Birincisi Suriye’deki PKK türevlerine devam eden ABD desteği. İkincisi de Türkiye’nin F35’lerin yokluğunda almak istediği F16 ve diğer askeri malzemeler.
Türkiye’yi F35 programından çıkaran Trump olmuştu. Daha sonra Türkiye’nin Rusya’dan S400 alımını “Biz Patriot satmadığımız için” diye gerekçelendirmişti.
Trump Türkiye için “Bildiği hasımdır”. Hangi durumda ne kadar ters işler yaptığı artık kestirilebilir.
Şu anda sadece seçilirse Biden’ın Ukrayna siyasetini değiştireceği. İsrail siyasetiyse Trump açısından da bir tabu.
Erdoğan, Trump’ın kazanma ihtimali üzerine, geçmiş olsun telefonuyla bir yatırım yaptı zaten. Başkanlığında Türkiye’ye kötülüğü dokunan, kendisine hakaret edip ekonomiyi çökertmekle tehdit eden Trump’a “Dostum” diye hitap ediyor. Trump, Erdoğan’ı Beyaz Saray’a davet ederdi; Biden dört yıl gecikince de Erdoğan gitmemişti.
Türkiye açısından bakıldığında Michelle Obama siyasi ve sosyal olarak aktif, entelektüel bir kadın ama eşinin başkanlığı döneminden edindiği önyargıları bulunması ihtimali yüksek. Bir hukukçu olarak akılcı tutum alacağı beklenebilir.
Kamala Harris’in aday olup kazanması durumunda Türkiye ve Türkiye-ABD ilişkileri açısından olumlu gelişme gösterecek bir alan -belki biraz ticaret dışında- görünmüyor. Harris, Biden’dan daha fazla İsrail yanlısı Ukrayna konusunda askeri-sanayi lobilerinin etkisine ve Kongre’de Türkiye aleyhtarı etnik lobilerin etkilerine daha açık.
Bölge açısından Harris, Obama ya da bir başka demokratın seçilmesi durumunda Türkiye’nin PKK ile mücadeleden İsrail-Filistin meselesine, Ukrayna savaşından Doğu Akdeniz’e daha rahat durumda olacağını beklememek gerekiyor.
Uzak coğrafya diye pek ilgilenmediğimiz bir de ABD-Çin gerilimi var Pasifik Okyanusunda.
Sadece Türkiye ve bölgesi değil küresel politika ve ekonomi açısından da belirleyici olacak 5 Kasım ABD Başkanlık seçimleri. Ancak ABD politikasındaki bu sığlık ve sarsaklık, ABD’nin dünya liderliği iddiasını giderek çürütüyor.
Dünya kamuoyunun dikkatini İsrail-İran geriliminin tırmanışı, Ukrayna’daki yıpratıcı savaş ve Çin-ABD arasındaki jeostratejik rekabet gibi…
Kemal Kılıçdaroğlu, seçimle gelip 13 yıl genel başkanlığını yürüttüğü CHP’nin başına yargı kararıyla dönmekte bir…
Türk iş dünyası, Avrupa Birliği ülkelerindeki ortaklarına seslenerek Türk vatandaşlarına uygulanan Schengen vize sorunlarının giderilmesi…
Ortadoğu’nun siyasi haritası değişti; ülke sınırları kâğıt üzerinde aynı kaldı ama artık yeni dengeler ve…
CHP yönetimi iki cephede aynı saldırının altında. Hem dışarıdan hem içeriden ve iki cephe de…
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan beş yıl sonra “dostum” dediği ABD Başkanı Donald Trump ile yeniden yüz…