Belki artık kötü haber duymak istemeyenlerdensiniz. Ne hayvanseverlerin adeta intikam katliamını önleme çabaları ne Can Atalay’ın milletvekilliği hakkı, Osman Kavala’nın, Selahattin Demirtaş’ın hapisliği ne giderek fakirleşen halkın geçim sıkıntısı ne de İsrail’in Gazze’deki katliamına dair bir şey duymak istiyorsunuz. İçiniz mi sıkılıyor? O zaman şunu okuyun lütfen; MK-84 bombasının öyküsünü.
İsrail savaş uçakları 10 Ağustos’ta Gazze’nin Daraj bölgesinde bir binaya üç bomba bıraktı. Bina al-Tebin okuluna aitti. Ama o anda diğer bölgelerde evleri başına yıkılmış yüzerce Filistinli için başlarını sokacakları bir çatıydı.
En az 100 kişinin öldürüldüğünü bildirdi ajanslar; sabah namazı vaktiydi.
İsrail saldırıda, F16 uçaklarının taşıyabileceği en ağır bomba sayılan MK-84 bombasını kullanmıştı.
Saldırıyı İsrail’in “insanlığa karşı yeni bir suçu” olarak kınayan Türkiye, İsrail’i “durdurmak için adım atmayanları” suç ortağı ilan ederken öncelikle ABD’yi ima ediyordu.
Sadece iki gün önce, 8 Ağustos’ta ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in (ve 5 Kasım’da Başkan seçilirse Dışişleri Bakanı veya Ulusal Güvenlik Danışmanı olacağı konuşulan) dış politika danışmanı Phil Gordon, Harris’in İsrail’e silah ambargosu fikrine karşı olduğunu söylemişti. Buna göre, bazı demokrat seçmenler bu konunun ayrı bir toplantıda görüşülmesini istemiş ama Harris İran tehlikesini ve İsrail’in kendini koruma hakkını gerekçe göstererek bunu reddetmişti.
İsrail’in kendini koruma hakkı vardı ama Filistin’in yoktu. Donald Trump’a karşı ilerici laik ve demokrat Amerikan seçmeninin ümidi gösterilen Harris için saldırı altındaki Filistinlilerin hakkının sınırı, bombalardan sağ kalanlara gıda ve “insani yardım” ulaştırmakta bitiyordu.
Netanyahu hükümetinin okul binasına sığınan Filistinlilere başka tür bir bomba değil de MK-84 kullanması adeta “istediğimi yaparım, ABD arkamda” diye meydan okumak anlamına geliyordu.
Çünkü Başkan Joe Biden 10 Mayıs’ta ABD yönetimin artık İsrail’e 2000 pound (yaklaşık 907 kilo) tahrip gücü olan MK-48 sevkiyatını askıya almıştı; bombanın Refah’ta kullanılmasını istemiyordu.
Çünkü ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ondan iki gün önce, 8 Mayıs’ta Senato’da yaptığı konuşmada MK-84 bombalarının yerleşim alanlarında kullanılmasının sakıncalı olduğunu, inanılmaz tahrip gücüyle düştüğü yerde 4,5 metrelik krater açıp 350 metrelik bir daire içinde hedef gözetmeksizin herkesi öldürebileceğini söylemişti. Bunun yerine İsrail’e tahrip gücü daha az ama isabet gücü daha fazla bombalar verebilirlerdi.
Öte yandan Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e düzenlediği saldırıdan sevkiyat askıya alınana dek ABD’nin İsrail’e 10 binden fazla gönderdiği 2000’lik MK-84 bombası gönderildiği açıklanmıştı.
Cumartesi günü İsrail jetlerinin el-Tebin okulu üzerine bıraktığı üç bomba o 10 bin küsur bomba arasındaydı.
Binyamin Netanyahu hükümeti adeta ABD’ye bu bombalardan daha çok istediğini duyuruyordu.
Öyle ya… Hamas lideri İsmail Haniye’nin 31 Temmuz’da Tahran’da öldürülmesi sonrasında İran’dan yeni tehditler gelmişti. Doğu Akdeniz ve Basra Körfezine yeni uçak gemileri göndermek ve ABD’nin İsrail’e dahi satmadığı en özel F22 savaş uçaklarını bölgede konuşlandırmak yetmezdi.
Siz duymak istemeseniz de
MK-84 “Bunker buster– Barınak patlatan” denilen bombaların en etkililerindendi. Okul binalarına değil, çelik takviyeli betondan askeri yeraltı barınaklarına karşı tasarlanmıştı. Batı ordularının elindeki tahrip gücü en yüksek bombalardandı. ABD tarafından ilk olarak 1970’lerde Vietnam savaşında, daha sonra Irak işgali, Afganistan savaşı ve Yemen’de Husilere karşı kullanılmıştı.
Son olarak İsrail tarafından evi başına yıkılmış Filistinlilerin sığındığı okula karşı kullanıldı.
Ama kötü siz duymak istemeseniz de kötülükler devam ediyor ve eninde sonunda bir kötülük gelip sizin de kapınızı çalarsa, o haberi de duymak isteyen kimsenin kalmadığından bile haberiniz olmaz.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 23 Kasım’daki basın toplantısında Donald Trump’ın 20 Ocak 2025’te başlayacak ikinci…
İçişleri Bakanlığı'nın tartışmalı bir kararla Tunceli ve Ovacık belediye başkanlarını görevden alarak yerlerine kayyum ataması,…
Kendimden korkuyorum artık. Bıkkınlık gelip Stockholm Sendromuna yenik düşmekten, sahte mutluluk yaşayıp adalet mücadelesini bırakmaktan…
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında…
CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugün 22 Kasım'da Ankara’da yargılanmaya başlaması Türkiye’de siyaset üzerindeki…
Üç MHP milletvekilinin istifası haberi 20 Kasım akşam saatlerinde siyaset kulisine bomba gibi düştü. Beklenen…