Türkiye ile Suriye arasındaki normalleşme süreci, karşılıklı açıklamalarla yeni bir boyut kazanırken İsrail’in Batı Şeria’da başlattığı operasyon bölgede tansiyonu yükseltti.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın Türk askerlerinin Suriye’den çekilmesinin müzakereler için bir ön koşul olmadığını ifade etmesinin ardından Dışişleri Bakanlığı kaynakları ilişkilerin normale dönebilmesi için Ankara’nın 4 şartı olduğunu açıkladı.
2011 yılında Suriye iç savaşının başlamasıyla Türkiye, Esad rejimiyle bağlarını koparmış ve bölgede özellikle sınırına yakın alanlarda terörle mücadele kapsamında askeri varlığını sürdürmüştü. İkili ilişkiler Haziran ayında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüşmesinin ardından yeni bir dönemece girdi ve Esad ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşılıklı açıklamlarıyla “normalleşme” tartışmaları başladı.
Rusya, İran ve Irak’ın arabuluculuğunda yürütülen normalleşme görüşmeleri sürerken Suriye parlamentosunda bir açıklama yapan Beşar Esad bugüne kadar yapılan görüşmelerin “kayda değer bir sonuç vermediğini” belirtti.
Esad, ilişkilerin düzelmesi için Türkiye’nin askeri varlığını geri çekmesini ön koşul olarak ortaya koymadığını ancak bunun Şam için önemli bir mesele olduğunu belirtti.
Esad, “Bazı Türk yetkililerin ‘çekilme olmazsa görüşmeyiz’ şeklindeki açıklamaları gerçeği yansıtmıyor” dedi.
Esad, ilişkilerin düzelmesi için “ilişkilerin bozulmasına neden olan sebeplerin ortadan kaldırılması” gerektiğini vurguladı.
Türkiye’nin Dışişleri Bakanlığı kaynakları, bu sözlerin ardından ilişkilerin 2011 öncesine dönebilmesi için şu dört şartın karşılanması gerektiğini belirtti:
Türkiye’de bulunan Suriye’li mülteciler halen en önemli iç siyaset sorunlarından biri olarak AK Parti hükümetini zorluyor. Bunun yanında Türkiye’nin terörle mücadele kapsamında Suriye’deki varlığı ve Suriyeli muhalefete desteği de iki ülke arasındaki ilişkiler için önemli gündem maddeleri. Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, son yaptığı açıklamada Türkiye’nin Suriye muhalefetine verdiği desteği sürdürdüğünü ve bölgedeki barış ve istikrar arayışını devam ettirdiğini belirtmişti.
Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin yeniden canlanmasındaki ilk adımlardan biri Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 11 Haziran’da BRICS+ Dışişleri Bakanları toplantısı için Rusya’da bulunan Hakan Fidan ile görüşmesi oldu. Bu görüşmede “Türkiye’nin Suriye’deki rolü ve bölgesel dinamikler hakkında görüş alış verişinde bulunulduğu belirtildi.
Haziran ayı içinde Türkiye ile Suriye istihbarat yetkililerinin Suriye’deki Rusya’ya ait Hmmeymim hava üssünde bir araya geldikleri haberlere yansımış, bu durum ilişkilerde bir yumuşama olabileceğine işaret etmişti.
Temmuz ayında Putin’in suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev Şam’da Beşar Esad ile bir araya geldi. Lavrentyev’in ziyaretinin ardından Esad, Türkiye’nin Suriye’deki askerlerini çekmesi şartıyla Erdoğan ile görüşebileceğini açıkladı.
Erdoğan, buna karşılık ilk kez Esad hakkında “sayın” ifadesini kullanarak belirli şartlar altında Suriye Devlet Başkanı ile görüşmeye açık olduğunu belirtti. Bu sözlerini Astana’da Putin’le gerçekleştirdiği görüşmenin ardından yineleyerek Esad’dan olumlu adımlar gelmesi durumunda “Putin ile birlikte bir davet” yapabileceklerini ifade etti.
Esad’ın Türkiye’nin askeri varlığı ile ilgili açıklamalarının hemen öncesinde Savunma Bakanlığı, Türkiye ve Rusya’nın yaklaşık bir yıllık aradan sonra Kuzey Suriye’de ortak askeri devriyelerine yeniden başladığını duyurdu.
Açıklamaya göre, birleşik devriyeler Barış Pınarı Harekatı bölgesinde başladı. Bu bölge, Türkiye-Suriye sınırının Suriye tarafında Tel Abyad ile Resulayn arasında uzanan 30 kilometre (19 mil) derinliğindeki toprak şeridini ifade ediyor.
Yeniden başlayan Türk-Rus devriyeleri, Ankara’nın Moskova’dan destek gören Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın rejimi ile ilişkilerini onarma çabalarıyla aynı döneme denk gelmesi de dikkat çekti.
Ortadoğu’daki genel durum da giderek karmaşık bir hal alıyor. İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) Gazze’nin ardından Batı Şeria’ya da saldırıya başladı.
İsrail Dışişleri Bakanı’nın “tam teşekküllü savaş” olarak nitelendirdiği bu operasyonda, Cenin şehri kuşatma altına alındı ve hastanelere erişim engellendi. Filistin Kızılayı’na göre en az 10 kişi hayatını kaybetti ve Filistin Sağlık Bakanlığı, 7 Ekim saldırılarından bu yana Batı Şeria’da en az 637 kişinin öldüğünü bildirdi.
Bu gelişmeler, bölgedeki insani krizi derinleştirirken, uluslararası toplumun endişelerini de artırıyor. ABD, Mısır ve Katar’ın arabuluculuğundaki ateşkes görüşmeleri ise hala devam ediyor.
Bu çatışmalar, Suriye’deki durumu da etkileme potansiyeline sahip. Suriye’nin kendi iç sorunlarıyla boğuştuğu bir dönemde, İsrail-Filistin çatışmasının tırmanması, bölgesel istikrarı daha da tehlikeye atıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanmasını protesto etmek için düzenlenen mitingdeki…
Avrupa Komisyonu'nun üyeliğe aday ülkelerin son bir yıl içindeki gelişmelerini değerlendiren yıllık raporu, 30 Ekim…
Kıbrıs Rum Yönetimi Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides’in Beyaz Saray’da ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı görüşme,…
TBMM'de 2025 yılı bütçe kanun teklifi görüşmeleri başladı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Plan ve…
CHP’nin kitlelere sert muhalefet sözü vermesi için başına saksı düşmesi gerekiyormuş demek ki; o saksı…
Kayyum virüsü İstanbul’a da sıçradı. AK Partili ya da MHP’li olmayan bütün belediyeleri tehdit altına…