TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş 1 Ekim’deki yasama yılı açılışı öncesi 30 Eylül’deki basın toplantısında yeni Anayasa yapmanın bir aritmetik meselesi olduğunu ve TBMM’de 400 oy bulunması gerektiğini söyledi.
Yeni Anayasa konusunun halen toplumun önceliği olmadığının “aşikâr” olduğunu söyleyen Kurtulmuş, buna rağmen Meclis’in darbe gibi bir dış etki olmadan Anayasa yapabileceğinin gösterilmesi gerektiği, bunun için de “kahir çoğunluk” olan 400 oyun aşılması gerektiği görüşünde.
Oysa Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sürekli gündemde tutmak istediği yeni Anayasa’nın halkoyuna sunulması için Meclis oylamasında 360 oy gerekiyor ki AK Parti-MHP ortaklığı ona da erişemiyor. O nedenle başka partilere iktidardan pay vererek uzlaşma, hatta milletvekili transferi gibi senaryolar siyaset kulisinde uçuşuyor. TBMM Başkanının 360 yerine 400 oyu hedef göstermesiyse Anayasa tartışmalarını, Erdoğan’dan çok Erdoğancı kesimlerin işini zorlaştırıyor ama yeni, imkânlara pencere açıyor.
Kurtulmuş’ın sözleri tam olarak şöyle:
Bu noktada Kurtulmuş’a bu sözleriyle “AK Parti ve CHP anlaşırsa bu iş biter” mi demek istediği soruldu. “Hayır, öyle demiyorum” dedi Kurtulmuş, TBMM’de 15 parti vardı. Şöyle tamamladı:
Kurtulmuş özel olarak AK Parti-CHP uzlaşmasını kast etmediğini söylese de 400 oyu gerekli görmesi, “birinci ve ikinci partilerden” söz etmesi, ayrıca Anayasa’nın “Meclis’in kahir çoğunluğuna” ait olması gerektiğini söylemesi, “büyük uzlaşmada” AK Parti ve CHP’yi görmek istediğine işaret ediyor.
CHP’nin hangi koşullarda buna yanaşabileceğine birazdan geleceğiz ama önce ortadaki aritmetik ihtimallere bakalım.
Bir kefede AK Parti’nin CHP’yle uzlaşması seçeneği var. Gün itibarıyla Meclis aritmetiğine göre iki partinin 266+128= 394 oyu var. MHP bu uzlaşmada olacaksa zaten aritmetik sorun çıkmaz, olmazsa da 400 oya ulaşmak için aradaki fark kolaylıkla kapatılabilir. Ama uzlaşma toplumun geniş kesimini temsil eder; özellikle de 31 Mart 2024 seçimi ardından CHP’nin -Meclis’te olmasa da sokakta önde olması dikkate alındığında.
İkinci seçenek, AK Parti ve MHP’nin Cumhur İttifakı ortaklığının İYİ Parti ve Saadet/Gelecek ve/veya DEVA uzlaşmasıyla 360’ı rahatça geçip halkoylamasına gitmesidir. Bu toplam akla 1980 darbesi öncesi Milliyetçi Cephe koalisyonlarını getirir ki toplumdaki bölünmüşlüğü derinleştirir.
En az 400 oy hedefiyle yeni bir tartışma penceresi açan Kurtulmuş, muhalefetin Anayasa tartışmasının dikkatleri ekonomik krizden dağıtmak için bir “iletişim stratejisi” olduğu eleştirilerini kabul etmiyor.
Muhalefet partileri yönetimiyse, özellikle CHP’de Özgür Özel yönetimi, tabandan gelen Erdoğan’ın Anayasa çağrılarına kapılıp ekonomik gündemden uzaklaşmama eleştirilerine muhatap oluyor.
Kaldı ki 2023 seçimi öncesi Altılı Masada üzerinde uzlaşılan “Güçlendirilmiş parlamenter sistem modeli”, CHP’nin görüşü olarak Kurtulmuş’a sunulmuş durumda. MHP lideri devlet Bahçeli de daha 2021 yılında 100 maddelik Anayasa taslağını kamuoyuna açıkladı. AK Parti’nin yeni Anayasa taslağı ise henüz bilinmiyor.
CHP’nin -1982 darbe anayasasıyla değil, 2017 AK Parti-MHP anayasasıyla getirilen güçlendirilmiş Cumhurbaşkanlığı sisteminin devamını öngören, parlamentoya ve güçler ayrılığını öne çıkarmayan bir Anayasa değişikliğini tartışmaya girmeyeceğini kestirmek zor değil. Keza DEM Parti de İyi Parti de Saadet/Gelecek koalisyonu da DEVA da en azından söylemde Erdoğan’ın “tek adam” yönetimine karşı.
Kurtulmuş’un temaslara hemen başlayacağını duyurduğu yeni Anayasa çalışması eğer 400 oyun üzerine bir uzlaşmayı hedefliyorsa, başta AK Parti olmak üzere bütün tarafların taviz vermeye hazır olması beklenir. Uzlaşmanın özü zaten tek taraflı değil karşılıklı tavize dayanır.
AK Parti hazır mıdır?
Asgari ücret yine gündemimizde. Bu kez temel tartışma konusu asgari ücret ve enflasyon ilişkisi. Asgari…
Suriye’de gelişmeler baş döndürücü bir hız kazandı. Beşar Esad’ın 7 Aralık akşamı Moskova’ya kaçmasından yalnızca…
CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendi dönemindeki Suriye politikası nedeniyle yeniden gündemde. Cumhurbaşkanı Tayyip…
Suriye'de Esad rejimini deviren harekatın hazırlığının bir yıldan fazla bir süredir yapıldığı, Türkiye’nin, ABD’nin ve…
Diplomat, işadamı ve seyyah olarak tam 135 ülkeye seyahat ettim. Bir kısmında görev yaptım, yaşadım;…
"Arap Baharı" başladığında baskı altındaki Arap ülkelerinde demokrasi benzeri bir rejimin ortaya çıkabileceği umudu yeşermişti.…