Siyaset

Erdoğan yine aday olana dek yeni bir Kürt açılımı ve başka açılımlar

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan yeni Anayasa yoluyla yeniden Cumhurbaşkanlığı seçimine aday olmak için yeni bir Kürt açılımına ek olarak başka açılımların da yolda olduğuna dair işaretler gelmeye başladı. (Foto: Cumhurbaşkanlığı)

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan yeni Anayasa yoluyla yeniden Cumhurbaşkanlığı seçimine aday olmak için yeni bir Kürt açılımına ek olarak başka açılımların da yolda olduğuna dair işaretler gelmeye başladı. Buna Heybeliada Ruhban Okulunun açılması ve Fener Rum Patriği Bartolomeo’nun Ekümenik Patrik olarak tanınması da eklenirse -ya da ekleniyormuş gibi yapılırsa- şaşırmayacağım.

Cumhurbaşkanı Hukuk Başdanışmanı Mehmet Uçum’un DEM Parti’yi “terör vesayetinden kurtarma”  olarak adlandırdığı MHP lideri Devlet Bahçeli destekli yeni Kürt açılımıyla Anayasa değişiminin gerekliliğini birbirine bağladığı 10 Ekim günü, AK Parti çizgisindeki Sabah gazetesinin İngilizce yayını Daily Sabah gazetesinde ilginç bir analiz yayınlandı. “Türkiye-Yunanistan daha iyi ilişkiler gözetiyorken Halki’nin statüsü sallantıda” başlıklı, imzasız makalede Patrik Bartolomeo’nun birden fazla defa “Ekümenik” olarak anılması Rum azınlık üyelerinin dikkatini çekmeye yetmiş. Neticede Heybeliada’da Ruhban Okulunun açılması da kapatılması gibi İstanbul İl Eğitim Müdürünün bir imzasına bakıyor. Yani Cumhurbaşkanının Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e “açın” talimatı vermesi yetiyor.

Kürt açılımı, Ekümenlik, “mış gibi yapmak”

Neden olmasın? Neticede dünyada yüz milyonlarca kişi Bartolomeo’yu Ekümenik, yani Doğu Ortodoks Kilisesinin başı olarak tanıyor, bürokrasi tanımasa da. Zaten Balat’taki kilisenin etrafında zamanında devletimiz Karadeniz dağ köylerinden göçmüş vatandaşları çepeçevre yerleştirmiş; İsmailağa ve İskenderpaşa cemaatlerinden söz ediyorum. Türkiye’deki Rum nüfus neredeyse tamamı İstanbul’da yaşamak üzere birkaç bine düşmüş. “Halki” de açılıverir.

Ya da açılıverir mi? Açılacakmış gibi mi yapılır yoksa?

Devlet Bahçeli’nin el vermesiyle, devletimiz Meclis’te Kürt sorunu odaklı bir partinin varlığı gerçeğini otuz küsur yıl sonra kabul etti; şimdi bu “açılımla” onu PKK etkisinden “kurtarmak” hedefinde.

Uluslararası gelişmeler bu fırsatı değerlendirmeye de müsait. İsrail’in Gazze ve Ramallah’tan sonra Lübnan’a girmesi, ABD’nin İsrail’e açık desteği Suriye ve Irak’taki Arap, Kürt, Türkmen ve diğer halkları iki arada bir derede bıraktı. Yıllarca Filistin halkının acılarıyla kendi durumlarını özdeşleştirenler, İsrail’i kınayanların şu anda ABD’yle işbirliği yapanları, İsrail’i kınarlarsa hâmilerini kızdıracakları çelişkisini yaşıyor.

Yeni Anayasa ile yine aday

DEM bu bakımdan tutarlı, TBMM’de diğer partilerle ortak hareket ediyor.

Acaba AK Parti ve MHP’nin Anayasa teklifi Meclis’e geldiğinde nasıl hareket edecekler?

Cumhur ittifakı adına verilecek o teklifte DEM talepleri de yer alacak mı? Örneğin anadilde eğitim…

Ama DEM şu anda daha PKK lideri Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü konusuna öncülük veriyor gibi görünüyor. Diyarbakır’da 13 Ekim Pazar günü yapılacağı ilan edilip Valilikçe iptal edilen miting bunu gösteriyor. Siyaset kulisinde DEM’in (o zaman HDP) daha önceki açılım girişiminde AK Parti ile PKK arasında kalmasından ders alıp bu defa önce bazı sonuçlar görmek isteyebileceği konuşuluyor. Öte yandan Kandil’deki PKK liderliği açısından ne DEM’in hayati bir önemi olmadığı gibi, nafile bile olsa hükümet Öcalan’ın hapishane koşullarını rahatlatma imkânı önermişken bunu niye değerlendirmedikleri nedeniyle kınanabilirler de.

Erdoğan 2015’te başkanlık sistemine geçiş ve Kürt sorununa çözümü birlikte gerçekleştirmeye çalıştı; Selahattin Demirtaş’ın “Seni başkan yaptırmayacağız” sözü iki hedefi birden vurdu. O zaman şiddetli bir muhalefetle karşısında duran Bahçeli, şimdi Erdoğan’ın müttefiki ve zaten o olmasa bu konu gündeme bile gelemezdi.

Türkiye’nin değerli insan kaynaklarını, mali kaynaklarını, siyasi itibarını tüketen Kürt sorunu ve onun bir parçası olan PKK sorununun çözüm yoluna girmesi aklı başında ve vicdan sahibi kimsenin karşı çıkacağı bir şey olamaz.

Soru bu rüzgârın Anayasa değişikliği ile Erdoğan’ın adaylık yolunun açılmasına dek sürüp sonra rafa kaldırılıp kaldırılmayacağı.

Murat Yetkin

Gazeteci-Yazar

Recent Posts

Yangının büyükelçisi olmak: Lübnan’ın diplomat şairi

Önce Gazze ve şimdi Lübnan’daki insanlık trajedisini izliyoruz. Hamas’ın 7 Ekim saldırılarından bu yana tam…

1 saat ago

Feyruz’dan Monica Belluci’ye, Deniz Gezmiş’e bir başka Lübnan

İç savaş Hizbullah, İsrail saldırıları, suikast ve sabotajlarla, Lübnan’ın barut kokan havasını kısa süre bir…

2 saat ago

İktidar değişimi tartışması ve muhalefetin inanırlığı

Dünya ve Türkiye, vahim sonuçları olabilecek yeni bir dönüm noktasında. Tarihin nadir anlarından biri, hem…

23 saat ago

Yeni hedef DEM Parti’yi “kazanıp” PKK’yı ayrı çözüme zorlamak

Cumhurbaşkanlığı Hukuk Başdanışmanı Mehmet Uçum’un “Devlet çözüm almadığı süreci tekrarlamaz” dediği gün derin Kürt ve…

2 gün ago

Avrupa Parlamentosunda Türkçe kınama, gazeteciler, ihale yolsuzlukları

Avrupa Parlamentosunun 9 Ekim oturumunda söz alan liberal Slovak Milletvekili Lucia Yar sözlerini Türkçe bitirdi.…

3 gün ago

Lübnan’dan kaçış: yangın hem Orta Doğu hem Karadeniz’de yayılıyor

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 10 Ekim sabah saatlerinde Lübnan’daki Türk vatandaşlarını tahliye etmek üzere gönderilen…

3 gün ago