Her 10 Kasım’da Türkiye’nin dört bir yanından Anıtkabir’e akın edip Atatürk’ü anmak saygı ve sevgilerini gösteren kitleler, siyasi iktidarları da o doğrultuda olumlu etkiliyor.
Türkiye’nin kurtuluşu, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 86’ıncı yıldönümünde minnet ve saygıyla anıyoruz.
Bundan bir asır önce Kurtuluş Savaşının emperyalizm ve sömürgeciliğe karşı açtığı bayrak, ezilen uluslara bağımsızlıklarını aşmak için örnek olmuştur.
Cumhuriyetle birlikte gelen köklü reform hareketlerinden belki en önemlisi Medeni Kanun ile birlikte kadınların erkeklerle eşit hukuki haklara sahip olması ile din ve devlet işlerinin birbirinde ayrılmasını öngören laikliktir.
Bu iki ilke harf, takvim ve ölçü-tartı gibi zincirleme reformlarla Türkiye’nin eskiden yeniye entelektüel kopuşunun temelini oluşturmuştur.
Bir asır sonra Atatürk’ün tasarımındaki Türkiye Cumhuriyeti’ni hazmedemeyenlerin hâlâ bu iki ilkeye, laiklik ve kadın-erkek eşitliğine ve onların günümüz dünyasındaki zorunlu izdüşümleri olan hukuk devleti ve çoğulcu demokrasiyi hedef alması hiç rastlantı değildir.
Atatrük’ü unutturmak mümkün olmuyor
Sevindirici olan, Atatürk’e saygı ve onun siyasi değerlerini sahiplenmenin siyasi iktidarların Milli Kahramanımızı ikinci plana itme gayretlerine rağmen ve bu defa -Soğuk Savaş ve darbeler döneminde olduğu gibi- silahlı kuvvetler, üniversiteler ve yargının ters tepen zorlama ve yönlendirmesi olmadan canlanmasıdır.
Bu canlanmanın Türkiye’yi yönetenleri de ister istemez olumlu etkilediği yine son yıllarda görülmektedir. Şeklî bir örnek olarak, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Kabine Toplantısını 10 Kasım vesilesiyle Atatürk’ün Cumhurbaşkanlığı mekanı olan Çankaya Köşkünde toplama kararı almıştır.
Halkın Atatürk’e sevgi ve saygısının, yönetici sınıf bünyesinde bulunan, Türkiye’nin en büyük milli kahramanıyla didişme eğilimini ne kadar törpüleyeceğini zaman gösterecek ama törpülemeye başladığını saptayabiliyoruz.
Atatürk’ü kabullenme eğilimin “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesiyle hareket eden Türkiye’nin dış politikasına, iç politikası ve ekonomisine yansıması kuşkusuz Türkiye’nin iç ve dış barışı ve çıkarlarına da yarar getirecektir.
CHP lideri Özgür Özel’in Van’da “Terörün durmasına, Terörsüz Türkiye’ye ‘evet’ diyoruz” demesinden ve “terör örgütünün”…
Geçtiğimiz günlerde bir iktidar yetkilisi kamuoyunda yankı uyandıran şu cümleyi kurdu: “Toplumu ve aileyi korumak…
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan PKK'nın silah bırakma ve kendisini fesih Kongresini toplanmasının an meselesi…
Avrupa Parlamentosu 7 Mayıs’ta Strasburg’daki oturumunda Türkiye raportörü Nacho Sánchez Amor’un raporunu oy çokluğu ile…
9 Mayıs Avrupa’nın Doğusu ve batısında iki ayrı adla anılıyor. Avrupa’nın Batısında 9 Mayıs Avrupa’nın…
CHP lideri Özgür Özel, 7 Mayıs gecesi İstanbul Üniversitesi’nin Beyazıt yerleşkesi önünde üniversitelilerle yaptığı mitinge…