Siyaset

Erdoğan bu Cuma Şam’a gitmiyor ama bakın nereye gidiyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 27 Aralık Cuma programında, medyadaki beklentilere karşı Şam’a gidiş görünmüyor ama bakın o gün programında ne var? (Foto: Cumhurbaşkanlığı)

Baştan söyleyeyim: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ona bu Cuma namazını Emevî Camiinde kıldırma yarışındaki meslektaşlarımızı hayal kırıklığına uğratacak belki ama bu Cuma, yani 27 Aralık’ta Şam’a gitmiyor. YetkinReport’un Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edindiği bilgiye göre, 27 Aralık Cuma günü Balıkesir’de olması öngörülüyor.

Diyeceksiniz ki, şaşırtmaca olabilir, Cumhurbaşkanı bakarsınız Şam’dan çıkar, ama o ayrı; programında Şam değil Balıkesir var.

Hayır, bu sabah cephane fabrikasındaki feci kaza nedeniyle değil. Ondan önce planlanmış AK Parti Balıkesir İl Kongresine katılacak. 28 Aralık Cumartesi de Bursa İl Kongresine katılma programı var. Suriye rüzgarıyla yelkenini dolduran Erdoğan yüzünü içeriye çevirmiş durumda; programını parti kongrelerine veriyor. Ankara Kongresi 7 Şubat, İstanbul Kongresi 8 Şubat’ta. AK Parti İstanbul İl Başkanlığına eski tüfek Osman Nuri Kabaktepe yerine nispeten genç (41 yaşında) ama parti delegelerince sevilen Abdullah Özdemir’in getirilme kararı bu gündem değişikliğinin parçası. (CHP de 2023’de o zaman 42 yaşındaki Özgür Çelik’i İstanbul İl Başkanlığına getirmişti.)

Şam’a seyahat biraz bekleyebilir

Parti kongrelerini hızlandırmak şeklinde ortaya çıkan bu gündem güncellemesi, Erdoğan’ın Suriye rüzgarıyla moral toparlanma yaşayan seçmen tabanındaki heyecanı canlı tutma niyetini de gösteriyor.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun T24’te Cansu Çamlıbel’e “Erdoğan sonrası” AK Parti “içinde ya da dışında” toparlanma senaryosundan söz etmesi siyaset kulisinde şimdiden “Gelecek ve Saadet AK Parti’ye dönebilir” yorumlarına yol açtı. Nefes’te Deniz Zeyrek bu durumun Erdoğan, MHP lideri Devlet Bahçeli ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un “Sıra onda” dediği Anayasa değişikliği ısrarına ayrı bir imkân doğruabileceğini yazdı.

Bu koşullar altında, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın Suriye’den taze bilgiler getirdiği 23 Aralık kabine toplantısı ardından “Şam’a seyahat biraz bekleyebilir” görüşü ağırlık kazanmış olabilir. İşin içinde güvenlik kaygıları ve “İran gitti, Türkiye geldi” dedirtmeme kaygıları da var. Kaldı ki şu anda Türkiye’nin Suriye’ye ilişkin öncelikli konusu, Türkiye sınırındaki PKK/YPG varlığının, Milli Savunma bakanı Yaşar Güler’in tanımıyla “tasfiyesi”.

ABD ve Fransa’nın çabası

Erdoğan’ın Suriye konusunda kabine toplantısı sonrasındakinden daha ayrıntılı açıklamaları yarın, 25 Aralık’ta AK Parti TBMM Grubunda yapması bekleniyor. Gerçi kabine toplantısı ardından “PKK ve uzantıları için çember daralıyor” dedi, “Belki yarın, belki yarından da yakın” sözleri yankı uyandırdı.

Bu sözler, 22 Aralık’ta, tam da Dışişleri Bakanı Fidan Şam’a gidip artık kravatlı haliyle Ahmed “Golani” El-Şara ile görüşürken, MSB Güler’in Kilis’te komutanları toplayarak Suriye’deki PKK/YPG’ye karşı askerî harekât hazırlığı üzerinde çalışmasını akla getirdi.

PKK ve bağlantılı örgütlerin Suriye’deki varlığı ABD’nin gün sayan Başkanı Joe Biden’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın “Kürtlerin arkasında durmalıyız” çıkışına rağmen sıkıntıda. ABD ve Fransa’nın PKK kontrolünde olmayan Suriyeli Kürtlerin platformu ENKS ile SDG’yi uzlaştırmaya çalışmaları bile çok şey anlatıyor. Zaten Sullivan’ın savunma noktası da PKK’lıların IŞİD (DEAŞ) mahkumlarının tutulduğu hapishanelere gardiyanlık yapmasına dek daralmış vaziyette. Oysa yeni Suriye yönetimin ekonomik olarak belini doğrultması biraz da halen ABD ve SGD kontrolündeki petrol yataklarına bağlı.

“Belki yarından da yakın”

Ortada bir de zaman baskısı var. Dünyanın her sıcak köşesinde olduğu gibi siyasi aktörler Donald Trump 20 Ocak’ta ABD Başkanlığını devralana dek ne yapacaklarsa yapma ve yeni ABD yönetimiyle görüşmeleri o noktadan başlatma niyetinde.

Son bir ay içindeyiz, geri sayım başlamış durumda. Trump, ABD ordusunun Suriye’den çıkmama baskısına karşı -ilk döneminde hayata geçiremediği- “Suriye’de ne işimiz var” siyasetini uygulayabilecek mi? Bu ciddi bir soru. O nedenle Erdoğan’ın da “Ya kendilerini tasfiye edecek ya da edilecekler” hedefinin 20 Ocak’a dek gerçekleştiğini görmek istediği söylenebilir. Bu cümlenin ilk yarısı Biden yönetimine, ikinci yarısı Trump yönetimine adreslenmiş gibi duruyor.

Dolayısıyla Erdoğan’ın Şam’a 2024’ün son Cuması gitmesinden daha öncelikli konular var masasında; öyle anlaşılıyor.

Murat Yetkin

Gazeteci-Yazar

Recent Posts

Balıkesir’de patlayıcı fabrikasında patlama: En az 12 kişi öldü

Balıkesir'de Karesi ilçesinde patlayıcı üretilen fabrikada patlama ve çökme meydana geldi. Yetkililerden gelen ilk açıklamlara…

4 saat ago

Türkiye’nin Orta Doğu/Arap Politikası: AKP Öncesi ve Sonrası

Orta Doğu, güvenlik, ekonomik, kültürel, tarihi ve insanlık ilişkilerimiz açılarından dış politikamızın yaşamsal alanlarından birini…

7 saat ago

Erdoğan yönetiminde kritik gelişmeler: Yükselen oy oranları, kabine değişikliği iddiası

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında önemli gündem maddeleriyle toplanıyor. Kabine gündeminde Suriye'deki son…

1 gün ago

Golani’nin kravatı, harekât hazırlığı ve gazeteci soruşturmaları

Geçen hafta sonu gazeteci Nevşin Mengü aleyhine bir mülakatı nedeniyle soruşturma açıldı; gözaltına alındı, adli…

2 gün ago

12 yıl sonra açılan Şam Büyükelçiliğinde bir direniş öyküsü

Şam Ravda Meydanı, 15 Aralık 2024, Türkiye’nin Şam Büyükelçiline 12 yıl aradan sonra, ay yıldızlı…

2 gün ago

Ortadoğu için bir istikrar ve yeniden yapılanma çağrısı

Mehmet Öğütçü ve Rainer Geiger Ortadoğu, yıllardır süregelen siyasi istikrarsızlık ve ekonomik çalkantıların izlerini taşıyan…

3 gün ago