İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na bir dava da İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’i tehdit etmek suçlamasıyla açıldı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na bir dava da İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’i tehdit etmek suçlamasıyla açıldı. Başsavcının “mağdur” olarak nitelendiği iddianameyi hazırlayan da yine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı.
“Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret”, “tehdit” ve “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” suçlamalarıyla İmamoğlu hakkında istenen ceza ise 2 yıl 8 aydan 7 yıl 4 aya kadar hapis.
Bu ceza, verilmesi halinde İmamoğlu’na siyaset yasağı getirebilir.
İmamoğlu’nun avukatı Kemal Polat, kendilerine ulaşan bir tebligatın olmadığını açıkladı.
ANKA haber ajansına konuşan Polat, “İddianame ile ilgili bize ulaşan bir tebligat yok. Bizim bilgimiz ve erişimimiz olmayan bir iddianamenin varlığı ve/veya mahkemesince kabul edilip edilmeyeceği de belli değil iken haberini yaymış olmalarını da kamuoyunun takdirine bırakıyorum,” dedi.
İmamoğlu hakkında daha önce İçişleri Bakanı iken Süleyman Soylu’nun “Ahmak” sözünü iade ettiği için Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle verilen ve istinaf mahkemesinde bekleyen hapis cezası da siyaset yasağı öngörüyor.
Son iddianame, İmamoğlu’nun CHP Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydın’ın bir soruşturma nedeniyle evinden gözaltına alınması ardından yaptığı açıklamada, ileride kimsenin çocuğunun bugünkü gibi sabah operasyonlarıyla gözaltına alınmamasını sağlamak istediklerini söylemesi ardından açıldı.
İBB Başkanı hakkında Savcı Gürlek hakkındaki sözlerinin yanısıra, bir bilirkişi hakkında söylediği sözler sebebiyle de henüz kürsüde konuşmasını sürdürürken soruşturma açılmıştı. İddianamede İmamoğlu’nun bilirkişi hakkındaki sözleri ile ilgili soruşturmanın sürdüğü belirtildi.
İmamoğlu, bu iki soruşturma kapsamında geçtiğimiz hafta ifade vermiş, ifadesinde suçlamaları reddederek açıklamalarının demokrasinin gereği olduğunu belirtmişti.
İmamoğlu hakkında ayrıca, Türk Ceza Kanunu 53. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak, ‘sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten yoksun bırakılır.” maddesinin uygulanması talep edildi.
İddianame, değerlendirilmek üzere ağır ceza mahkemesine gönderildi.
Avrupa Birliğinden Türkiye’ye ikiyüzlü teklif derken Polonya Başbakanı Donald Tusk’un 12 Mart’ta Ankara’da Cumhurbaşkanı Tayyip…
Arap Alevilerinin/Nusayrilerin yaşadığı sahil şeridinde meydana gelen kanlı olaylar, Nusayri sivillere yönelik toplu katliamlar ülkenin…
SDG’nin Suriye ordusuna katılması üzerine 10 Mart’ta açıklanan anlaşmanın ABD’nin arabuluculuğuyla sağlandığı, Ankara’nın ikincil rol…
NATO yetmiş yılı aşkın bir süredir Batı güvenliğinin temel taşı olmuş, çeşitli çatışmalarda yaşanan gerilemelere…
Soğuk Savaşın bitişiyle birlikte yeniden inşa ve kalkınma için ortaklaşa yatırım bankası kuran Avrupa ülkeleri…
Suriye’de siyasi denklemi değiştirecek önemde gelişmenin haberi 10 Mart akşam saatlerinde geldi. Suriye Demokratik Güçleri,…