Siyaset

Bosna-Hersek bir yol ayrımında: Dodik gidecek mi, kalacak mı?

Bosna-Hersek’teki Sırp Cumhuriyetin lideri Milorad Dodik, 25 Ekim halkoylamasında giderse, ülke tam egemenliğe kavuşabilir, AB kapıları açılabilir. Dodik (solda) Sırbistan Cumburbaşkanı Akeksander Vuçiç ile görülüyor. (Foto: X/MiloradDodik)

66 yaşındaki Milorad Dodik, çeyrek asırı aşkın, Bosna-Hersek Konfederasyonu’nun iki ana unsurundan birisi olan Republika Srpska’nın (Sırp Cumhuriyeti-RS) aşırı milliyetçi ve ayrılıkçı lideridir. Kurucu unsuru olduğu ortak devlete inanmayan, o devletin çarklarının dönmemesine çabalayan, Avrupa Birliğine ve üyeliğine şüpheyle yaklaşan, anavatan addettiği Sırbistan’a iltihak etme hayalini sıklıkla telaffuz eden bu zat yakında seyahat edemez hale gelecek. Bosna-Hersek Mahkemesi tarafından ahiren görevden alınan Dodik iyice köşeye sıkıştı, etrafındaki çember daraldı. Tüm Balkan ülkeleri Brüksel yolunda ilerlerken, bu süreçte en geride kalan niye Bosna-Hersek’tir diye sorduğunuzda cevabım tereddütsüz Milorad Dodik’tir.

Dayton Barış Antlaşması umulanı vermedi

1992-95 Bosna savaşını durdurmak üzere ABD önderliğinde taraflara empoze edilen Dayton Barış Antlaşmasının öngördüğü anayasal düzen, Bosna-Hersek vatandaşları ve kurumları açısından bekleneni sağlamadı. Bosnalı Sırplar bu modele en başından itibaren negatif baktılar, benimsemediler, ortak devletin başarılı olmaması için gayret sarf ettiler. Liderleri Milorad Dodik’in önderliğinde çok etnili ülkenin gelişmesine ve serpilmesine engel oldular. Savaşa sebep olan etnik milliyetçilik halen ülke çapında siyasi partiler nezdinde geçer akçe konumunu muhafaza ediyor.

Yüksek Temsilci, Dodik’e karşı

Dayton Barış Antlaşmasını kararlaştıran ABD ve Avrupalı ortakları, 3 etnik toplumun ilk yıllarda anlaşamama ve devleti kilitleme ihtimalini dikkate alarak olağan dışı icrai yetkilere sahip bir “Yüksek Temsilcilik” makamı ihdas ettiler. “Bonn Yetkileri” olarak bilinen bu kudreti sayesinde Yüksek Temsilci barış ve istikrar adına yasalar çıkarabiliyor.
2021 yılında bu makama atanan Alman Politikacı, eski bakan Christian Schmidt, Sırp lider Dodik’in yıllardır ortak devleti paralize etme, ülkeyi parçalama ve bölme çabalarına son vermek üzere gerekli adımı en sonunda 2023’te attı ve Yüksek Temsilcinin çıkardığı yasalara uymamanın suç teşkil ettiği yönünde özel yasa çıkardı.
Bu yasal değişikliği esas alan Bosna-Hersek Mahkemesi geçtiğimiz şubat ayında Dodik’i bir yıl hapse mahkûm etti ve siyasi haklardan 6 yıl boyunca men edilme cezası verdi. Kararı uygulayacak kolluk kuvvetinin Republika Srpska’ya girmesine müsaade etmeyeceğini açıklaması üzerine Dodik aleyhinde tutuklama kararı alındı. Gerilim, Dodik’in Saraybosna Konfederasyon Savcılığı ile bir araya gelmesiyle çözüldü ve hapis cezası para cezasına dönüştürüldü. Merkezi Seçim Komisyonu, siyaset yasağı uyarınca, Dodik’in Republika Srpska cumhurbaşkanlığı görevinin sona erdiğini duyurarak Sırp entitesi için erken seçim çağrısı yaptı. Dodik’in görevden alınma ve erken seçime itirazları 18 Ağustos günü temyiz aşamasında reddedilerek kesinleşti.

Dodik meydan okumaya devam

Beklenildiği üzere, Dodik Saraybosna’nın görevden alma ve erken seçim düzenleme kararlarını tanımayacağını, bunları kabul etmeyeceğini duyurdu. Kendisini, RS halkının seçtiğini, görevinin sadece RS seçmeni tarafından sonlandırılabileceğini, bu çerçevede 25 Ekim tarihinde referandum düzenleyerek durumu halkın takdirine sunacağını, ret amaçlı bu referandumun ertesinde, RS’nın Sırbistan’a ilhak etmesi yönünde ikinci bir referandumu da öngördüğünü ilan etti.
Söz konusu mahkeme kararının referandum kanalıyla kaldırılmasının mümkün olmadığını bilmesine rağmen, Bosna-Hersek devletine, kurumlarına ve özellikle Yüksek Temsilciye bir kez daha meydan okudu. 65 milletvekilinin katıldığı oturumda, 50 evet oyuyla, referandum kararını RS Parlamentosundan geçiriverdi.

Dodik’in Bosna’ya verdiği zarar

Konfederasyon statüsündeki Bosna-Hersek devleti ile temel kurumlarının ve onun kurucu entitesi RS’nın, kıymetli zamanı ve enerjisi bu faydasız siyasi çekişmeler ve mücadeleler üzerinden tüketiliyor. Aynı filmi gerçekten 30 yıldır izliyoruz. RS içinde Dodik karşıtı muhalefet maalesef güçlü değil (83 sandalyeli parlamentoda 30 milletvekili), zayıf ve bölünmüş durumda. RS seçmeninin, bu kritik referandum vesilesiyle, RS ve parçası olduğu ülkenin, Avrupa Birliği hedefi önünde koskoca bir engel oluşturan dinozor Dodik’in siyasi hayatına nokta koyması samimi temennimdir.
Aleksandar Vuçiç, Viktor Orban, Vladimir Putin ve Binyamin Netanyahu dışında (Trump’ın tutumu müphem) tüm dünyanın olumsuz baktığı ve uzak durduğu bu zat, Bosna’da yaşayan Sırp halkına, ülkeyi oluşturan Boşnak, Hırvat ve Sırp toplumlarına daha fazla zarar vermemeli, mağdur etmemeli.

Dodik referandumu kazanırsa

25 Ekim referandumunda katılım oranı ile Dodik’in alacağı oy miktarı büyük önem arz ediyor. Referandumun aleyhte sonuçlanması, ya da katılım oranının aşırı düşük kalması durumunda, 25 ekim milat teşkil edecek ve dinozor siyasetçi bakımından sonun başlangıç tarihi olacaktır. Seçmen, Dodik’in referandumdan güçlenmiş, güven tazelemiş biçimde çıkmasının daha fazla tecrit, daha fazla yaptırım ve daha fazla cezai işlem manasına geleceğinin bilincindedir. Dodik’in tecridi tabiatıyla RS antitesinin de tecrit edilmesi demektir. AB yetkilileri ve fonları Dodik’e arka çıkan antiteden daha da uzaklaşacaklardır. Dodik’in baş destekçisi Aleksandar Vuçiç’in de adı geçene bir faydası olamayacaktır. Başı, aleyhindeki muazzam protestolar nedeniyle fena halde dertte olan Vuçiç’in ayrılıkçı komşu Sırp lidere derman olması pek müşküldür.

AB üye adayı olarak Bosna-Hersek

Yukarıda vurgulanan hususlardan Bosna-Hersek devletinde Sırp liderler ve Sırp toplumu kötüdür, her olumsuzluğun kaynağı Sırplardır sonucu çıkmasın. Boşnak ve Hırvat siyasetçiler arasında da yolsuzluklar ve zararlı etnik milliyetçi alışkanlıklar sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Neticede umudu kalmayan Bosnalı gençler ülkeyi terk etmekte, nüfus yaşlanmakta (yaş ortalaması 46) ve azalmaktadır (1990 da 5 milyon iken halen 3,2 milyon). Genişleme yorgunluğu nedeniyle Balkanları arkalara iten Avrupa Birliği’nin, Ukrayna savaşı sayesinde yanlışını görerek Balkanlar’a geri dönmesi ve bu tartışmalı ülkeyi kerhen de olsa, aday ülke ilan etmesi (2022 sonu) Bosna-Hersek ve bölge açısından son yılların en olumlu gelişmesidir.

Dodik ve Bosna-Hersek’in egemenliği

Öte yandan, Bosna’nın yarı egemen bir devlet olduğunu unutmuyoruz. Yasalar çıkarabilen atanmış bir yabancı yöneticinin seçilmişlerin üzerinde bir statüde bulunması tabiatıyla rahatsız etmektedir. Ülkede, barış ve istikrarın korunması adına, yabancı askerlerin (250 Türk askerinin de dahil olduğu EUFOR) yetkili olması hoş bir vaziyet değildir. Anayasa Mahkemesinde yerlilere ilaveten yabancı yargıçların görev yapması (halen Alman, İsviçreli ve Arnavut, 3 yabancı hâkim var) egemenliği zedelemektedir.
Bütün bu olumsuzluklardan kurtulmanın, yabancı vesayetini üzerinden atmak Milorad Dodik ve benzeri siyasetçilerden arınmak, temsil ettikleri aşırı etnik milliyetçi akımlardan uzaklaşmak ile mümkün olabilecektir. RS halkı bakımından selamet, Slobodan Miloseviç’i değil demokrasi şehidi Zoran Djindgic’i idol kabul etmekten geçmektedir. İçimden, “Haydi RS seçmenleri, demokrasi adına görev başına” demek geçiyor. 25 Ekim tarihinin, Avrupalı Bosna-Hersek’in silkiniş ve yeniden doğuş günü olması temennisiyleç

Hasan Servet Öktem

Recent Posts

Yeni Anayasa’ya DEM Desteği İçin Üç Maddede Değişiklik Yeter mi?

TBMM Komisyonunun 4 Aralık toplantısı AK Parti-MHP ittifakının “Terörsüz Türkiye” sürecinin 2026 yılının ilk yarısındaki…

20 saat ago

Fidan: Savaş Yayılıyor, Bu Korkunç Bir Şey, Ama AB Güney Kıbrıs’a Rehin

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rusya-Ukrayna savaşının giderek daha geniş bir coğrafyaya yayıldığını, bunun “çok korkutucu…

1 gün ago

Erdoğan, Bahçeli’nin “Rezalet” Çıkışını Üstüne Almadı Barzani’yi Suçladı

İçişleri Bakanlığı 2 Aralık gecesi 22.15te Irak Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani’nin 29…

2 gün ago

CHP Operasyonları, Terörsüz Türkiye Sürecini Enfekte Ediyor

Dün, 1 Aralık, Ankara’da “Ortak Geleceğe Birlikte Bakmak” başlıklı bir çalıştay vardı. Diyarbakır merkezli araştırma…

3 gün ago

Komisyonun Karar Toplantısı Öncesi: Barış Vicdanı Olmadan Barış Olmaz

Barışın kaderi çoğu zaman masadaki teknik maddelerle, güç dengeleriyle ve takvimlerle açıklanır. Oysa eksik olan…

3 gün ago

Avrupa Kururken: Su Krizinin Sessiz Siyaseti

Avrupa’nın kuraklık haritası artık yalnızca meteoroloji raporlarında değil, uyduların yerçekimi ölçümlerinde de görünür durumda. Yirmi…

4 gün ago